Turkish Airlines Euroleague’de Top 16 maçları 9-10 Nisan’da oynanan maçlarla tamamlandı. F Grubu’nda mücadele eden temsilcilerimiz Fenerbahçe Ülker ile Anadolu Efes arasında oynanan karşılaşmayı 83-72 kazanan Fenerbahçe grupta ikinci olarak çeyrek finale yükselirken Anadolu Efes de dördüncülük için mücadele ettiği Laboral Kutxa’nın Unicaja Malaga’ya mağlup olmasıyla grubu dördüncü tamamlayıp son 8 oynamaya hak kazandı. E Grubu’ndaki temsilcimiz Galatasaray Liv Hospital ise evinde Barcelona’ya 88-65 kaybederek grubu sonuncu tamamladı. Grup birincilerinin dördüncüler, ikincilerinin ise üçüncüler ile eşleştiği çeyrek final eşleşmeleri Real Madrid-Anadolu Efes, Barcelona-Olympiakos, Fenerbahçe Ülker-Maccabi Tel Aviv ve CSKA Moskova-Panathinaikos şeklinde oluştu. Şimdi de çeyrek final eşleşmelerine kısaca göz atalım:
Real Madrid-Anadolu Efes
Son yıllarda Final Four’un, hatta finalin gediklisi olmasına rağmen bir türlü mutlu sona ulaşamayan Real Madrid bu sezon da önceki sezonlardaki başarılı çizgisini sürdürüyor. Oturmuş kadrosu ve takımı 4 yıldır çalıştıran Pablo Laso ile normal sezon gruplarını lider tamamlayan Real Madrid Top 16’da da kazandığı 11 maçta ciddi sayı farklarına ulaşarak rakiplerine gözdağı verdi. Takımın beyni Sergio Rodriguez 10.7 sayı ve 5.4 asist ortalamaları ile görevini başarıyla yapmaya devam ederken bir diğer yıldız Rudy Fernandez ise takımın sayı lideri konumunda. Skor anlamında önceki sezonlara göre daha gelişmiş bir Sergio Lull’u, yıllanmış şarap gibi bir uzun olan Felipe Reyes’i ve 35 yaşında da olsa savaşçılığından taviz vermeyen Andres Nocioni’yi elinde bulunduran Madrid ekibi Anadolu Efes için oldukça zorlu bir rakip görünümünde.
Avrupa basketbolunun efsane koçlarından Dusan Ivkovic’i takımın başına getirip iddialı bir kadro ile sezona giren Anadolu Efes normal sezon gruplarını ikinci bitirerek Top 16’ya gelse de temsilcimizin Top 16’da özellikle ikinci yarıda oldukça bocaladığını söyleyebiliriz. 7. Haftada Fenerbahçe’ye yenildikten sonra düşüşe geçen ve ikinci yarıda sadece iki galibiyet alabilmesine rağmen çeyrek finale yükselen Anadolu Efes’in Real Madrid ile başa baş mücadele etmek istiyorsa bir an önce doğru yaptığı şeyleri hatırlaması gerekiyor. Formda olduğu dönemlerde birçok maçı geriden gelerek savunmasıyla kazanan temsilcimizin müthiş bir hücum potansiyeline sahip olan ve bir skoreri formsuz olduğunda bir diğerinin onu telafi ettiği Real Madrid’i özellikle İspanya’daki maçlarda havaya sokmaması gerekiyor. Burada da kilit noktanın takımın beyni olan Sergio Rodriguez’in Draper ve hatta belki sürpriz Doğuş hamlesi ile savunmacıları dinç tutarak savunulması olduğunu düşünüyorum.(Rodriguez’in 4 sayıda kaldığı Panathinakos maçında Real Madrid’in ne kadar bocaladığını hatırlayalım). Bunun dışında forvet savunmasında da genç oyuncular Cedi ve Furkan’a önemli rol düşüyor. Oyun kurucu Heurtel’in ise tempoyu ne kadar kontrol edebileceği bir başka önemli nokta. Eğer Anadolu Efes deplasmanda oynayacağı ilk 2 maçta Real Madrid’i yavaşlatabilir ise en azından İstanbul’da 2 maçı da kazanabileceği sinyalini verecektir. Aksi takdirde Real Madrid’in seriyi İstanbul’da bitireceğini düşünüyorum.
Sonuç Tahmini: Real Madrid:3 – Anadolu Efes: 1
Fenerbahçe Ülker-Maccabi Tel Aviv
Top 16’ya kötü başlamasına rağmen 4.maçtan itibaren büyük bir çıkışa geçen ve Avrupa’nın devlerinden CSKA ve Olympiakos’a karşı deplasmanda ikili averajı da ele geçirerek alınan galibiyetleri içeren 9 maçlık galibiyet serisi yakalayarak liderliğe yükselen temsilcimiz Fenerbahçe Ülker 13.haftada aldığı Laboral Kutxa mağlubiyeti ile grubu 2.sırada tamamladı. Sene başında kadrosunu ciddi anlamda onaran temsilcimiz en önemli sorun olan oyun kurucu pozisyonunu da Top 16’nın başında Yunan guard Zisis ile takviye ederek saha içi organizasyon sorununu da ciddi anlamda halletti diyebiliriz. Top 16’da maçlar ilerledikçe hem Zisis’in takıma uyum sağlaması hem de Goudelock’ın skorer oyununu takım düzenleri içinde sergilemeye başlamasıyla saat gibi işleyen bir düzene sahip olan Fenerbahçe’de her ne kadar skor lideri Goudelock olsa da Bjelica geçen sezon olduğu gibi takımın gizli oyun kurucusu durumunda. Atletik özellikleri, dış şutu ve oyun zekası ile takım için vazgeçilmez olan Bjelica’nın yanında Top 16’da ciddi anlamda skor katkısı vermeye başlayan Jan Vesely de kısaların durduğu dakikalarda hücumda sigorta görünümünde. Son haftalara doğru hem sert savunması hem de hücumdaki ekstra katkısı ile oldukça verimli bir görüntü çizen Hickman’ın şanssız sakatlığı ise şu an Fenerbahçe için olumsuz gözüken tek unsur. 2008’den beri ilk kez çeyrek final oynayacak ve seriye favori olarak çıkacak temsilcimizin oyuncular maçların psikolojik ağırlığını kaldırabildiği takdirde serinin favorisi olduğunu düşünüyorum.
Geçen sezon otoriteleri şaşırtarak Euroleague’de mutlu sona ulaşan ancak sezon başında başta koçu David Blatt olmak üzere oldukça kan kaybeden Maccabi Tel Aviv ise eskisi kadar korkutucu bir takım hüviyetinde olmasa da kendi sahasında tehlikeli olma özelliğini koruyor. Top 16’da sahasında sadece sürpriz Alba Berlin mağlubiyetini alan ancak hem Real Madrid’i hem Barcelona’yı mağlup eden İsrail ekibinde 32 yaşındaki Devin Smith takımın en önemli silahı olarak gözükürken, oyun kurucu Jeremy Pargo da 12.8 sayı ve 5.5 asist ortalamaları ile dikkat çekiyor. Devin Smith’in David Blu ile beraber geçen sene şampiyonluğa ulaşan kadronun temel parçalarından olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda (bunlara Alex Tyus’u da ekleyebiliriz) Fenerbahçe’nin Smith’e ve Pargo’ya yapacağı savunmanın ve özellikle İsrail’deki maçlarda oyunu yavaşlatmasının kilit nokta olduğunu düşünüyorum. Bütün bunlar göz önüne alındığında, temsilcimizin en kötü ihtimalle seriyi İstanbul’da kazanarak Final Four’a çıkacağını düşünüyorum:
Sonuç Tahmini: Fenerbahçe:3 – Maccabi Tel Aviv: 2
Barcelona-Olympiakos
Tartışmasız biçimde çeyrek finallerin en heyecan verici eşleşmesi olarak gözüken mücadelede Top 16’nın ilk haftalarında Navarro’dan yoksun mücadele eden ve daha ilk 6 haftadan 3 mağlubiyet alan Barcelona 34 yaşındaki yıldızının dönüşüyle müthiş bir form grafiği yakaladı ve 8 maçlık galibiyet serisi ile grubu 2.bitirmeyi başardı. 2.21’lik devi Ante Tomic’in pota altında atlet ama uzun oyunlarında yetersiz olan Olympiakos uzunlarına karşı ciddi anlamda üstünlük sağlayacağını düşündüğüm Katalan ekibinde, Marcelinho Huertas saha içi organizasyonda başrolü üstlenmeye devam ederken 10.9 sayı ortalaması ile oynayan ve içerde kazanılan Real Madrid maçında 4/6 üç sayı isabeti ile oynayan Brad Oleson diğer kilit oyuncular.
Son birkaç sezondur olduğu gibi yine takım düzenlerini Spanoulis’in etrafında herkesin görevinin belli olduğu şekilde kuran Olympiakos ise Top 16’ya 8 galibiyetle birinci olarak gelirken Top 16’da son 5 maçta aldığı 3 yenilgi ile grubu 3.sırada bitirebildi. Takımın yıldızı, saha içi organizasyonda hayati önem taşıyan ve Olympiakos’un maç sonunu iyi oynama karakteristiğinin oluşmasında önemli rol oynayan Spanoulis’in sakatlığının ne derece iyileştiği Yunan ekibi için en önemli soru. Son maçlarda riske edilmeyen ve çeyrek finale saklanan Spanoulis %100’e yakın verimle döndüğü takdirde Olympiakos seriyi kazanma şansını artıracaktır. Bunun yanında takımın demirbaşlarından Printezis’in form durumu ve Sloukas’ın Spanoulis’e ne kadar yardım edebileceği serinin Olympiakos açısından diğer önemli noktaları. Olympiakos’un son saniyeye kadar mücadele etme özelliği de göz önünde bulundurulduğunda bu serinin sonucunu tahmin etmek oldukça zor, ancak ben maç sonlarını daha iyi oynayan Olympiakos’un uzun bir seri sonunda kazanacağını düşünüyorum:
Sonuç tahmini: Barcelona: 2- Olympiakos:3
CSKA Moskova-Panathinaikos
Real Madrid ile beraber hem normal sezonu hem de Top 16’yı lider tamamlayan CSKA Moskova şu ana kadar oldukça başarılı bir görüntü çiziyor. Zaten güçlü olan kadrosunu Nando De Colo gibi bir keskin şutörle takviye eden Rus ekibinde Rus basketbolunun efsane ismi Andrei Krilenko’nun yuvaya dönüşü ise taraftarlar için oldukça heyecan verici olsa gerek. Teodosic ve Weems’in geçen sezon olduğu gibi takımın liderliğini üstlendiği CSKA’da De Colo da 14 sayı ortalaması ile oynarken Kaun-Khryapa-Hines üçlüsü de pota altında rakipler için korkutucu bir görüntü veriyor.
Panathinaikos ise hem gruplarda hem de Top 16’da inişli çıkışlı bir grafik çizerken çeyrek final için pek de ümitli bir görüntü vermedi. Sezon başında tecrübeli antrenör Dusko Ivanovic’i takımın başına getiren Yunan temsilcisi yıllardır olduğu gibi Diamantidis’in liderliğinde hücum düzenlerini kurarken, 8 sayı ve 6 asist ortalamaları ile mücadele eden 35 yaşındaki yıldız yaşının etkisiyle “yavaşlamış” bir görünümde. Bir dönem ülkemizde de forma giyen oyuncular Gist ve Batista’nın pota altında sürüklediği Yoncalar’da Antonis Fotsis de tecrübesiyle kritik dakikalarda top kullanmaya aday oyunculardan. Ancak sezonun bu kısmına kadar başarılı bir performans sergilemeyen Yunan ekibinin oldukça derin bir kadrosu ve birçok silahı bulunan CSKA karşısında 1 maç kazanmaktan öteye gidemeyeceğini düşünüyorum.
Sonuç tahmini: CSKA Moskova: 3 – Panathinaikos :1
5 maç üzerinden oynanacak ve 3 maç kazananın Final Four’a yükseleceği çeyrek final serileri 14 Nisan’da başlayacak. Temsilcilerimizden Fenerbahçe Ülker Maccabi Tel Aviv’i ağırlarken Anadolu Efes İspanya’da Real Madrid karşısına çıkacak. Temsilcilerimize başarılar diliyoruz.