Turkish Airlines Euroleague Top 16’da 3.hafta maçları tamamlandı. Temsilcilerimizden Fenerbahçe Ülker evinde Olympiakos’a, Anadolu Efes ise CSKA Moskova’ya mağlup olurken E Grubu’nda mücadele eden Galatasaray Liv Hospital oldukça gergin bir ortamda oynanan maçta Kızılyıldız’ı Sırbistan’da mağlup ederek çok önemli bir galibiyete imza attı. Haftanın MVP’si ise Anadolu Efes karşısında 34 verimlilik puanı ile oynayan Nando De Colo oldu. Şimdi de temsilcilerimizin maçlarına kısaca göz atalım:

Efes Hücumda Yetmedi

F Grubu’nda ilk iki maçını kazanan Anadolu Efes bu hafta Euroleague’in namağlup takımı CSKA Moskova’yı ağırladı. Karşılaşmaya savunmada rakibi kilitleyerek başlayan Anadolu Efes hücumda da Saric’in sayılarıyla etkili oldu ve ilk periyodu 18-11 önde geçti. İkinci periyotta De Colo’nun oyuna girişiyle hücumda daha etkili olmaya başlayan CSKA oyunu dengelerken Efes de Bjelica ile skor üretti ve soyunma odasına Rus ekibinin 34-32 üstünlüğü ile gidildi.

32 yaşındaki pivot Nenad Krstic iki oyuncunun arasında pota altı mücadelesinde

32 yaşındaki pivot Nenad Krstic iki oyuncunun arasında pota altı mücadelesinde

İkinci yarıya da hızlı başlayan CSKA Moskova Jackson ve Vorontsevich ile skor üretirken Anadolu Efes de Saric ile direnmeye çalıştı. 3.periyotta bir ara 9 sayıya çıkan farkı periyot sonunda eriten Efes, son periyoda 54-51 geride girdi. Son periyotta oyun başa baş giderken maçın bitimine iki dakika kala Draper’ın yaptığı faulün ardından gelen itirazlar sonucunda Heurtel’e çalınan teknik faul ile maç koptu. Serbest atışları iyi kullanan CSKA Moskova farkı açtı ve maçtan 78-69 galip ayrılarak 3. Maçında 3.galibiyetini aldı.

Maçta gözlemlediğim kadarıyla Anadolu Efes’in en önemli sorununun hücumdaki üretkenlik eksikliği olduğunu söyleyebilirim. Oyun kurucu Heurtel’in, henüz takıma yeterince adapte olamamasının da etkisiyle saha içi organizasyonda eksikler göze çarparken, pota altını iyi kullanamayan Anadolu Efes’te pivot Nenad Krstic’in ilerlemiş yaşının üzerine sezon ortasında geçirdiği sakatlığın da etkisiyle sahip olduğu verimsiz görüntünün bunda önemli bir payı var. Krstic’in olmadığı dakikalarda ise gerçek bir pivottan yoksun oynayan temsilcimizde Bjelica ve Lasme gibi uzunların da çoğunlukla dışarıdan oynamayı tercih etmesiyle CSKA için Efes’in hücumlarını savunmak oldukça kolaylaştı. Bundan önceki maçlarda da hücumda yeterince etkili olamamasına karşın savunmasıyla ayakta kalan temsilcimizde atmadan savunmanın CSKA’ya karşı maçı kazanmak için yeterli olmadığı, savunma ve hücumun birbirini tamamlayan unsurlar olduğu bir kez daha gözlemlendi. Anadolu Efes’in pota altındaki sorununu çözmek için ise, Krstic’in sınırlı dakikalarda verimli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, o kenarda olduğunda pota altında sırtı dönük oyunu olan, savunmada da içeriyi kapatabilecek bir pivot bu soruna çözüm olabilir. Bu mağlubiyete rağmen grupta üçüncülüğünü sürdüren Anadolu Efes’in haftalar ilerledikçe ve Heurtel takıma uyum sağladıkça daha iyiye gideceğini düşünüyorum.

Fener Bireysellik Mağlubu

F Grubu’ndaki diğer temsilcimiz Fenerbahçe ise üst sıralarda mücadele etmesi için hayati önem taşıyan maçta güçlü Yunan ekibi Olympiakos’u ağırladı. Maçta ilk çeyrek temsilcimizin 22-16 üstünlüğü ile geçilirken ikinci periyotta Fenerbahçe’nin takım oyunundan yoksun ve Goudelock’ın bire birleri üzerinden oynanan hücumlarını durdurmayan başlayan Olympiakos Spanoulis’in çeyreğin önemli kısmında kenarda olmasına rağmen Lojeski ile etkili oldu ve devreyi 43-36 önde kapattı.

Emir Preldzic maçın yıldızlarından Lojeski karşısında oyun arıyor

Emir Preldzic maçın yıldızlarından Lojeski karşısında oyun arıyor

İkinci yarıda da hücumda genellikle Goudelock üzerinden oynayan Fenerbahçe’de zaman zaman da Vesely skora katkı yaparken, önemli hücum opsiyonlarından Bogdanovic ve Bjelica’nın oyunun içine girememesiyle rakibinin bir türlü yakalamayan temsilcimiz son periyoda da 56-52 geride girdi. Son periyotta Bogdanovic’in biraz olsun devreye girmesiyle öne geçen Fenerbahçe’de maçın son dakikalarında hücumda Andrew Goudelock’ın organizasyondan uzak, akıl almaz bireysel tercihlerinin sonuç vermemesiyle maç boyunca daha akıllı hücum eden Olympiakos soğukkanlı biçimde üstünlüğü ele geçirdi ve 3’te 3 yaparak namağlup liderliğini sürdürdü.

Maçın hemen hemen tamamında hücumda takım oyunundan uzak bir görüntü sergileyen Fenerbahçe’nin doğru basketbol oynayan Olympiakos karşısında galibiyeti hak etmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.  Hücumda Bjelica ve Bogdanovic’in maç boyunca etkili olamaması ile (bunda Goudelock’ın bireysel oyunu sonucunda top paylaşımının azalmasının etkisi büyük) bir türlü organize olamayan ekibimizde; savunmada direncin arttığı dakikalarda bile hücumdaki takım oyunu eksikliğinin skor üstünlüğünü ele almamızı engellediği göze çarptı. Hücumda iç-dış dengesi oldukça bozuk olan ve pota altını hemen hemen hiç kullanmayan temsilcimizde, oyun kurucu pozisyonuna takviye edilen Zisis’in de oyunda aktif olmaması ile ipler tamamen Goudelock’ın elinde kaldı. Amerikan oyuncunun ise her ne kadar yetenekli olsa ve 23 sayı üretse de maç sonundaki bireysel zorlamaları ile maçı nasıl kaybettirebildiğini bir kez daha gözlemledik. Bu noktada Avrupa’nın en iyi antrenörlerinden biri olan Obradovic’in de coaching anlamında zayıf olduğu göze çarpan bir başka nokta. Takımdaki top paylaşımı sorunu ve sebebi bu kadar belirginken Goudelock’ı kenara almayan Sırp çalıştırıcı en azından genç yıldızı maçın önceki kısımlarında uyarı yoluyla kontrol altına almaya çalışsa maç sonu çok daha farklı olabilirdi. Olympiakos ise birkaç sezondur artık ekol olmuş biçimde, savunma sertliğine dayalı ve mental gücü yüksek oyun tarzıyla, Spanoulis’in liderliğinde doğru parçalarla makine gibi işleyen hücum düzeninde maç boyunca sabırlı oynadı ve atlet uzunlarından yeterince verim alamadığı bu günde bile galibiyete ulaşmayı bildi. Bu mağlubiyetle grupta üst sıralar için mücadele edeceği ikinci takıma da evinde kaybeden ve grupta ikinci olması oldukça zorlaşan Fenerbahçe’de bir an önce rol paylaşımının düzenlenmesi ve Obradovic’in Goudelock’ın bencil oyununu kontrol altına alması gerekiyor. Aksi takdirde, bu maçtaki gibi sistemsiz bir basketbol oynadığı sürece temsilcimizin çeyrek finali bile görmesinin oldukça zorlaşacağını söyleyebilirim. F Grubu’nda puan durumu şu şekilde:

F Sıralama

Aslan’dan Takım Oyununun Zaferi

Normal sezonda İstanbul’da oynanan maç öncesinde çıkan ve bir Kızılyıldız taraftarının hayatını kaybetmesiyle sonlanan olaylar sebebiyle oldukça gergin geçen bir haftanın ardından, yoğun güvenlik önlemleri altında Sırbistan’a giden Galatasaray maça dengeli başladı. Kızılyıldız taraftarının yarattığı zorlu atmosferden etkilenmeyen ve iyi savunma yapıp top kayıplarını kontrol altına alan temsilcimiz Arroyo ve Erceg’den yeterli katkı alamamasına rağmen ilk periyodu 21-19 önde geçti. İkinci periyotta da aynı görüntüyü sürdüren Galatasaray Arroyo ve Pocius’un ikili oyunlarıyla sayılar bulurken Kızılyıldız çeyrek sonunda temsilcimizi yakaladı ve soyunma odasına Sırp ekibinin 35-33 üstünlüğü ile gidildi.

Galatasaray'ın lideri Carlos Arroyo

Galatasaray’ın lideri Carlos Arroyo

Üçüncü periyotta da Galatasaray iyi savunma yapmaya ve hücumda takım oyunu oynayarak tempoyu kontrol etmeye devam ederken Kızılyıldız sadece Marjanovic üzerinden skor bulmaya çalıştı. Periyot başında hemen 4 faule ulaşan Patrick Young’un yerine oyuna giren pivot Maric’in de enerji eksikliğine rağmen tecrübesiyle katkı yapmasıyla sarı-kırmızılı ekip son periyoda 51-47 önde girdi. Son periyotta ise sahada Justin Carter fırtınası esti. Benchten sahaya büyük bir enerji getiren Galatasaray’ın yeni transferi önce yaptığı blokla rakip takımın ve taraftarın havaya girmesini önlerken sonrasında da attığı 10 sayıyla maçı koparan isim oldu. Maç boyunca değişik dönemlerde değişik oyuncularından önemli katkılar alan ve kenardan sürekli sayı bulan temsilcimiz, maçı 74-65 kazanarak psikolojik olarak böylesine zor bir ortamda çok önemli bir galibiyete imza attı.

Haftanın başından beri İstanbul’daki yaşanan olaylardan kaynaklı olarak böylesine gergin bir ortamda maça konsantre olmanın ne kadar zor olduğu aşikardı. Ancak sahadaki oyuna bakıldığında böylesine zorlu bir atmosferde harika bir basketbol oynayan Galatasaray’da başta oyuncularını bu maça ne kadar iyi motive ettiği görülen Ergin Ataman olmak üzere bütün oyuncular büyük bir tebriği hak ediyor. Maçta ilk dakikadan son dakikaya kadar tempoyu kontrol eden ve oyunun hızlanmasına izin vermeyerek rakibin havaya girmesini önleyen temsilcimiz, savunmada rakibin dış oyuncularını durdurup rakibi sadece 2.21’lik dev pivot Boban Marjanovic üzerinden oynanan oyunlara mahkum ederken hücumda da Arroyo’nun Micov, Kerem Gönlüm ve Pocius üzerinden oynadığı ikili oyunlarla sonuca gitti. Oyuna giren her oyuncusundan skor katkısı alan sarı-kırmızılı ekip takım oyununun ne demek olduğunu bir kez daha gösterirken en önemli skorerlerinden Erceg’den 4 sayı katkı alabildiği bir günde kazanması bir başka önemli nokta oldu. Takıma Top 16’da katılan Justin Carter’ın ise ne kadar çabuk adapte olduğu ve Galatasaray için maç kazandıracak duruma gelmesi de sarı-kırmızılı taraftarlar için sevindirici bir faktör. Genç bir kadroya sahip olan Kızılyıldız’ın ise normal sezonu ikincilikle tamamlamasına rağmen maçların sertleştiği Top 16’da henüz galibiyetle tanışamamasında bu seviyelerde fazla tecrübesi olmamasının etkili olduğunu söyleyebilirim. Hafta boyunca gerilen ortamın, maçtan önce tahmin edilenin aksine genç takımı Galatasaray’dan daha fazla etkilediği de maçta fazlasıyla göze çarptı. Özetlemek gerekirse, zorlu deplasman ve psikolojik şartlara rağmen maç boyunca top kayıplarını ve dolayısıyla tempoyu kontrol eden temsilcimiz takım oyunuyla ve tecrübesiyle büyük bir zafere imza atmayı başardı. Sezon başından beri maddi sorunlarla uğraşan ve dar bir rotasyonla mücadele eden Galatasaray elinden gelenin en iyisini yapmaya ve çeyrek final için mücadele etmeye devam ediyor. E Grubu’nda puan durumu şu şekilde:

E Sıralama

Top 16’da 4.hafta maçları 22-23 Ocak’ta oynanacak. Galatasaray Alba Berlin’i ağırlarken Fenerbahçe Armani Milano, Anadolu Efes ise Nizhny Novgorod deplasmanında galibiyet arayacak. Temsilcilerimize başarılar diliyoruz.

Leave a Reply