Kazanan: Obradovic’in Askerleri
Üç senelik rüya sonunda gerçek oldu. 2016 yılının mayıs ayında son 2 saniyede ellerimizden kayıp giden “rüya” yı, 2017’de, hırsıyla, çalışkanlığıyla, azmiyle, inancıyla devleşen takım gerçeğe dönüştürmeyi başardı. Sezon boyunca şampiyonluğa adım adım ilerleyen sarı lacivertliler, parkeyi toz duman etti ve Sinan Erdem’de Olympiacos’a geçit vermedi. Tüm oyuncular adeta birer savaşçıydı: Tam bir sene önce yaşadıklarını bir saniye olsun unutmayan, parkeye Avrupa’nın en büyüğü olmak için çıkan, Obradovic önderliğindeki her şeye hazır savaşçılar. Kalinic’in adeta o günü beklermiş gibi devleşen performansıyla, namıdiğer ikiz kuleler Ekpe ve Vesely’nin sahayı Olympiacoslulara zindan edişiyle, Bogdanovic’in inanılmaz oyun zekâsıyla, Datome’nin en kritik anlarda aldığı sorumluluklarla, Antic’in hırsıyla, Sloukas, Nunnaly, Dixon’ın üzerlerine düşen sorumlulukları fazlasıyla yerine getirmesiyle, takım o kadar büyük oynadı ki Avrupa’nın en büyük kupasını kaldırmayı başardı. Takımın sevinç gösterileri, suratlardan eksilmeyen gülümsemeler, Datome’nin verdiği sözü tutarak Antic’e saçını kestirmesi… Hatırladıkça yüzümüzde tebessüme sebep olan güzel anlardan sadece birkaçı. Şimdi ise hedef: BELGRAD!
-Zeynep Sıla YAZICI
Ezeli Rekabet Ebedi Dostluk
Bu yıl ilk kez düzenlenen Laver Cup inanılmaz anlara sahne oldu. Tenisin yaşayan efsaneleri Rafael Nadal ve Roger Federer birlikte double maçı oynadı. İkili daha önce hiç double oynamamıştı. O an birçok tenis sever adeta tarihe tanıklık etti. Onları birlikte görmek inanılmazdı. Superman ve Batman’i, John Lennon ve Freddie Mercury’i veya Pele ve Maradona’yı bir arada görmek gibiydi. Bence İlker Yasin’in efsaneleşmiş “Ağlamak İstiyorum Sayın Seyirciler” cümlesi o an izleyicilerin duygularına tercüman olan ilk cümleydi. Her şey için teşekkürler Nadal ve Federer!
-Ege KATIRCIOĞLU
Ah Şu Milli Takım…
Sene başında -pek de ümit olmamasına rağmen- tıpkı EURO 2016 elemeleri gibi bir mucizeyle Rusya’daki Dünya Kupası için sonlardan bir bilet alabiliriz diye düşünüyorduk. Fatih Terim yönetimindeki Milli Takım başarısız sonuçlar alıp, bir de saha dışında absürt olaylarla karşılaşınca TFF Lucescu’yu takımın başına getirdi. Peki ne oldu sonra? Bir kötü bir iyi maçlarla beraber son iki maçta umutlar ve “belki” diyenlerin sayısı arttı, ama hikâyenin sonu bu kez tam bir “hüsran” oldu. Aslında “belki” demenin zamanı tam da şimdi. “Belki şu futbolu yönetenleri değiştirsek, başaramaz mıyız?”
-Burak ÇATALBAŞ
Yeni Tehlike Tom Dumoulin
2015 La Vuelta hüsranından sonra eksiklerini bir bir kapatan Hollandalı bisikletçi Tom Dumoulin 2017 yılında Giro d’Italia’yı kazanarak ilk büyük tur şampiyonluğunu kazandı. Giro şampiyonluğunun ardından Dünya Yol Bisikleti Şampiyonası’nda Zamana Karşı klasmanını Chris Froome’a bir dakika fark atarak kazanan Dumoulin gözünü yükseklere dikti. Kendisi artık daha iyi bir yokuşçu ve diğerleri için daha büyük bir tehlike. Arkasında güçlü bir takım, bacaklarında yeni şampiyonluklara yetecek güç var. Umarım Zamana Karşı etaplarındaki başarısını dopinge karşı da gösterir.
-Gökalp CANİKLİOĞLU
Türkiye Satranç Şampiyonu Büyük Usta Mustafa Yılmaz
2017 Türkiye Satranç Şampiyonası 10-21 Kasım 2017 tarihleri arasında Tekirdağ’da gerçekleştirildi. 2353 reyting ortalamalı 12 oyuncunun döner sistemde mücadele ettiği turnuvayı büyük usta Mustafa Yılmaz 11 maçta topladığı 8 puanla kazanırken son tura kadar onu takip eden uluslararası usta Oğulcan Kanmazalp 7.5 puanla ikinci, FIDE ustası Efe Mert Kılıç ise 7 puanla üçüncü oldu.
-Mert ÖZATEŞ
Come To Beşiktaş
“Avrupa, Avrupa duy sesimizi” besteleriyle geçen yıllar ve hamasi ögelerin öne çıkarıldığı bir şekilde “Yurtdışında Türkiye adı duyulunca hemen Galatasaray deniyor.” şeklindeki futbol endüstrisinde kendimizi önemli görme hissimizi resmen somutlaştıran hamleyi Beşiktaş yaptı. Çocukların sevdiği bir filmden gelen şarkısı ve basit görülen ama yönetici Candaş Işık’ın bahsettiği gibi milyarlarca kişiye ulaşan bu proje yılın olaylarından biriydi. Öyle ki; bu şekilde yapılan paylaşım furyasına pek çok takım katıldığı gibi önde gelen yabancı basın ve hatta NBA2K18 oyunu bile kayıtsız kalamadı. Pek tabi, bu proje Şampiyonlar Ligi başarısı ve Pepe gibi bir transferle desteklenmeseydi bu kadar öne çıkmayacak ve değerli olmayacaktı. Bu projenin şahsımca en çok hoşuma giden yanı, elde edilen populariteyle birlikte kulüp değerlerinin unutulmamış olmasıydı. Videolarda Noah’ı da gördük, depremzedeler için yapılan yardımları da. Beşiktaş özünden aldığı gücü unutmadığı gibi bir şekilde tüm dünyaya da anlatmış oldu.
-Sina KIRATLI
Huzur İçinde Uyu Cep Herkülü
18 Kasım 2017 günü sporseverler adına yılın en üzücü günlerinden birisi oldu. Türk sporunun gelmiş geçmiş en parlak kahramanlarından birisi olan, Olimpiyat ve Dünya Şampiyonu eski milli haltercimiz Naim Süleymanoğlu 50 yaşında yaşamını yitirdi. Süleymanoğlu arkasında sayısız Dünya ve Olimpiyat şampiyonlukları bıraktı. Çoğumuz yaşımız gereği Naim Süleymanoğlu’nun kariyerini canlı takip edemedik belki ama onun ne kadar büyük bir sporcu olduğunu ve Türkiye’de halter sporunu neredeyse yoktan var ettiğini ailelerimizden dinledik. Türkiye’ye Olimpiyatlarda güreş dışındaki ilk altın madalyasını kazandıran Süleymanoğlu’nun başlattığı süreç sonrasında Halil Mutlu, Nurcan Taylan, Taner Sağır gibi sporcularımız Olimpiyat Şampiyonlukları kazandı. Seni ve başarılarını asla unutmayacağız, her şey için teşekkürler Cep Herkülü. Huzur içinde uyu.
-Ahmet Mert KAPTANOĞLU
Bir Efsaneden Daha Fazlası: Floyd Mayweather
2017’nin ağustos ayı bir boks efsanesinin ringlere vedasına şahitlik etti. 1 milyar doları aşan serveti ile Dünya’nın en çok kazanan sporcusu olan Floyd Mayweather çıktığı 50. profesyonel boks maçı sonunda aktif boks hayatını noktaladı. 2017 yılına kadar çıktığı 49 karşılaşmada 49 galibiyet elde eden “The Money” lakaplı ABD’li boksör Floyd Mayweather kariyerinin 50. ve son maçına UFC dövüşçüsü Conor McGregor’un karşısına çıktı. Yaklaşık 600 milyon Euro gelir elde edilen gecede Floyd Mayweather, Conor McGregor’ı 10. rauntta teknik nakavtla mağlup etti. Böylece Mayweather 50. maçında 50. galibiyetini aldı ve 50 maç 50 galibiyetlik dünya rekoruyla boksa veda ettiğini açıkladı.
-Muharrem CİVAN
Bir Nesle Veda
Sportif anlamda 2017, sporun içinde barındırdığı bütün değişken duyguların kendini sonuna kadar hissettirdiği hem üzücü olaylar hem de tatlı mutluluklarla geçen bir yıldı. Benim nezdimde 2017 ve spor kelimeleri bir araya gelince akla gelen ilk şey bir nesle mal olmuş futbolcuların yeşil sahalara olan vedaları. 90 jenerasyonunun futbolla geçen çocukluk dönemlerini anlamlandıran, dünya standartlarında simgeleşmiş ve herkesin hafızasında iyi kötü bir şekilde yer almış büyük futbolcular bir bir futbolu bıraktığını açıkladı 2017’de. Totti’den tutun Didier Drogba’ya, Philipp Lahm’dan Frank Lampard’a, Kaka’dan Pirlo’ya, Xabi Alonso’dan Xavi’ye.. Totti’nin Roma Olimpiyat Stadyumu’ndaki son maçında yıllarca taşıdığı Roma kaptanlık pazubandını altyapılarda kaptanlık yapan 11 yaşındaki Mattia Almaviva’ya takışı gibi 2017 yılı futbol anlamında bir devrin bitişi ve başka bir devrin başlangıcı belki de.
-Engin Deniz İPEK
Raketleriyle Parlayanlar
2017’de şüphesiz sayısız özel ana tanıklık ettik, ancak ben iki sporcunun yükselişlerine değinmek istiyorum. İlki, yıllardır ikinci Federer olarak görülen, geleceğin şampiyonu olacağı düşünülen ama bu sene itibariyle yaşı 26’ya gelen Grigor Dimitrov’un o çok istediği üst basamaklara tırmanışı. Tam 1 yıl önce, 2017’nin ilk turnuvası Brisbane’de şampiyon olduğunda sene sonunda bulunacağı yerin sinyalini vermişti Dimitrov: Hemen 20 gün sonra oynayacağı Avustralya Açık yarı finali ise adeta filmin devamını sezonun ilerisine, Cincinnati’ye taşımıştı. Cincinnati Masters’ı kazanarak ilk 10’a tekrardan girmiş, sezon sonu Londra’da düzenlenecek olan finallere kadar da adım adım yükselip Londra’da namağlup şekilde yaşadığı şampiyonluğun ardından kendini birden Nadal ve Federer’in ardından 3. basamakta bulmuştu. Bu, kariyerinin zirvesiydi. Dimitrov artık bir kaybeden değil, ilk 10’un değişmez oyuncusu.
2017 yılı, Dimitrov’a olduğu gibi Caroline Wozniacki’ye de hak ettiklerini getirdi. Dimitrov’un aksine bu yılı bir kaybeden olarak kapatmak üzereydi Wozniacki. Zira oynadığı 6 büyük finali kaybederken tek şampiyonluğunu ufak çaplı bir turnuva olan Tokyo’da kazanmıştı. Ancak Wozniacki kendini ilk 8’de tuttu ve sezon sonu finallerinde beklediğimiz patlamayı gerçekleştirdi: Singapur’da finale kadar sağlam adımlarla gelen Caroline, Venus Williams’ı da üstün bir oyunla yenerek sezonun şampiyonu oldu, sıralamada ise 3. basamağa oturdu. WTA turunda bu sezonun yıldızının Caroline Wozniacki olduğunu düşünüyorum ve biliyorum ki benim gibi düşünen kişi sayısı hiç de az değil.
-Baran ATAMAN
Contador’un Vedası
Kendisine has stiliyle bisiklet sporunu kitlelere sevdiren İspanyol Alberto Contador profesyonel kariyerine son noktayı koydu. “El Pistolero” Vuelta 2017’nin genel klasman belirleyici son etabı olan L’Angliru zaferiyle son kurşunu atarken taraflı tarafsız bisiklet seyircisini hem üzdü hem de gururlandırdı. Efsanenin son büyük yarışlarına tanık olmak ve sahneden yine her şeyini vererek çekildiğini görmek 2017’nin unutulmaz anlarındandı.
-Işıtan BAKAR
Engeller Aşmak İçindir
Bu yılın en azim dolu olayı Avrupa Ampute Futbol Şampiyonası’nda yaşandı bizler için. İngiltere’yi finalde 2-1 ile geçen millilerimiz bizlere Avrupa Şampiyonluğu heyecanını ve sevincini yaşattı. Fiziksel açıdan yaşadıkları olumsuzlukları atlatmayı başarıp, bu durumu bizleri onurlandıracak büyük bir olaya çeviren Özel Futbolcularımıza teşekkürü bir borç biliyorum. Aklımda kalan en büyük spor hatırası da sizlersiniz yüreği büyük insanlar.
-Buğrahan Şemun TAŞPINAR
