Kimi zaman tek top golleriyle hatırladık, kimi zaman ofsaytlarıyla. Frikik golleri de akıllarımızda elbet, her ne kadar son penaltısını kaçırmış olsa da milli forma ile. Milli takımı bırakıp 17 numaralı formasını duvara asan Burak Yılmaz’ın inişli ve çıkışlı kariyerine gelin yakından bakalım.
Milli Takım’a katılması uzun bir sürecin sonunda oldu diyebiliriz. 2001 yılında U-17’ye davet edilen genç forvet sırasıyla U-18, U-19, U-20 ve U-21 maçlarında oynadı. UEFA 19 Yaş Altı Şampiyonası’nda final oynadıktan sonra ilk milli maçına Bakü’de, Fatih Terim yönetiminde çıkmış oldu. İlk golünü 2011’de kaydetti, Terim dışında Abdullah Avcı, Guus Hiddink, Mircea Lucescu ve kendisini yıldızlaştıran Şenol Güneş ile milli takımda da çalışan santrafor toplamda 31 gol ve 8 asist kaydetti. Hiddink kendisi için “…kendisine saygı duyuyorum ve kendisiyle gurur duyuyorum…” derken diğer teknik adamlar da forvet pozisyonu için kendisinden pek vazgeçmemişti [1].
EURO 2016’da yaşanan ‘prim’ tartışmalarının ardından bir süre Milli Takım’dan uzak kalsa da, Ay-Yıldızlı forma çıktığı ile son maçlarında dahi kaptan olarak sahadaydı tecrübesiyle. Özellikle Selçuk İnan ile yakaladığı uyumu Trabzonspor ve Galatasaray gibi A Milli Takım’da da gösterdi, ama burada gösterdiği performansın mevcut potansiyelinin altında kaldığını söyleyenler de önemli sayıdalar. Kim bilir, belki biraz daha şanslı olsaydı kariyerine 2022 Katar Dünya Kupası macerası da ekleyebilirdi son deminde.
Son olarak kulüp kariyerine bakmadan olmaz. 2000’li yılların başında Antalyaspor altyapısından çıktığı zaman böyle bir kariyerinin olacağını düşünmezdi kuşkusuz. Önce Beşiktaş’la Türkiye A Milli Futbol Takımı seviyesine yükseldi alt yaş seviyelerinden, sonra kısa bir Manisaspor macerasının sonrasında Fenerbahçe’nin yolunu tuttu. Eskişehirspor’a gitmişken Türk futbolundaki kayıplardan biri olarak görünüyordu, lakin Şenol Güneş’li Trabzon’a gelişi tam bir ‘yeniden doğuş’ oldu. Şampiyonlar Ligi’nde forma giydi, önceki performanslarına göre resmen seviye atladı. Sonrasında Galatasaray formasıyla Şampiyonlar Ligi’nde gol krallığı yarışına katıldı, adını dünyaya duyurdu. 1 senelik Çin serüvenin ardından önce Trabzonspor’a döndü, ardından tekrar Beşiktaş’a transfer oldu. 35 yaşında Fransa Ligi’ne gitmek; zor da olsa bunu denemek istedi ve ligin bilinen takımlarından Lille ile anlaştı. Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik gibi vatandaşı isimlerle oynadığı bu takımda da şampiyonluk kazandı, formu düşse de hala ilk 11’de forma giyebiliyor – hem de bu yaşta.
Son olarak sadece sahada değil, İETT şoförüyle tartışması gibi yaşadığı olaylarla haber bültenlerinde de ismi duyuldu başarılı forvetin. Yine de, geriye dönüp baktığında bitmek üzere bir kariyer noktasından buralara gelmiş olması gerçekten büyük bir başarı. Umarım aldığı bu karar Lille’de daha başarılı bir şekilde ülke futbolumuzu temsil etmesine vesile olur diyor, yazıyı da bu dileklerle kapatıyoruz.
*Kapak resmi tr.wikipedia.com sitesinden, diğer fotoğraflar sırasıyla indyturk.com, cnnturk.com ve twitter.com/formakultur adreslerinden alınmıştır.
[1] Wikipedia, https://tr.wikipedia.org/wiki/Burak_Yılmaz