Formula 1’de acı bir gerçek vardır. Sezonun sonunda arabası en iyi olan güler. Bir, iki hatta dört dünya şampiyonu olmak bir hiç kalır eğer arabanız yetersiz ise. Sonuçta Formula 1 mühendisliği sonuna kadar kullanan bir spordur. Nitekim, günümüzdeki seri üretim arabaların çoğu Formula 1’in başlattığı yenilikleri takip ederek gelişmekte. Fakat bu güzide sporda bir sorun nüksetmeye başlamış gibi görünüyor. Spor içi ve spor dışı mühendisliğin sınırlarını zorlayan Mercedes, geride bıraktığımız beş yarışın ardından biz Formula 1 hayranlarının tadını kaçıracak bir performans ile Monako’ya gidiyor.
Büyük bir çoğunluk bu sezon değişimin geleceğini tahmin ediyordu. Sürücüler ve takım şampiyonluğunun el değiştirme zamanı gelmişti. Kış testlerinden sonra herkesin favorisi Ferrari için ‘o sene bu sene’ idi. Fakat Mercedes yine bu partiyi bozdu. Hem de bu sefer daha ezici bir biçimde. Bahreyn dışında hız üstünlüğünün hep kendilerinde olduğu bir sezon başlangıcı geçirdiler ve beş yarışın hepsinde podyumun ilk iki basamağını elde ettiler. Bu durumun oluşmasında etkili birkaç önemli faktörden bahsedelim.
İlk olarak Mercedes W10. W10, testlerde ve sezonun ilk başlarında sürücülere biraz sorun çıkaracak bir araba gibi görünse de muadillerini ezici farklarla alt etmeyi başardı. Aerodinamik güncellemeler ile gücüne güç katmakta olan Mercedes F1 takımının 10. arabası öyle bir seviyede ki, Hamilton ve Bottas’ın kazanmak dışında pek bir seçeneği yok gibi görünüyor.
İkinci olarak Ferrari. Ferrari geçen yıl sergilediği muhteşem formunu (!) bu sene korumaya devam ediyor. SF90’ın hayal kırıklığı olması bir kenara, teknik ekibin uyguladığı stratejik hareketler pilotların da seviyelerini arttırmasının önündeki en büyük engellerden birisi. Vettel ve LeClerc ikilisinin birbirlerine yakın hızlarda yarışmaları sebebiyle ortaya çıkan ‘Kim öne geçecek?’ sorununu kesin çözümlere ulaştıramamaları pist üstündeki pilotlar için de büyük sorun teşkil etmekte.
Üçüncü ve son olarak ise Valteri Bottas. Beş yarış sonunda ne kadar Hamilton sıralamada birinci olsa da herkesin aklında ‘Bir Rosberg daha gelir mi?’ sorusu yer edinmiş durumda. Sakallı Bottas’ın bu sene gösterdiği kendinden emin tavır sürüşüne ciddi bir biçimde yansımış durumda. 3 pole pozisyonu ve 2 galibiyet ile Hamilton’u zorlamaya devam ediyor. 16 yarış daha olmasına rağmen, şu ana kadar tekdüze seyreden bu sezonun en ilginç hikayelerinden birini yazmaya aday bir Bottas seyrediyoruz.
Sıkıcı bir sezon geçirsek de Mercedes’in hakkını vermek gerek. Bu kadar olgun, stratejik olarak kusursuz ve bir o kadar da mütevazı oldukları için alkışı sonuna kadar hak ediyorlar. Hiçbir takım bütün olarak onların yanına yaklaşabilecek seviyede değil. Her gün üstüne daha çok koyarak 6. şampiyonluğa emin adımlarla yürüyorlar. Ben de bu hegemonyanın sona ermesi taraftarı olsam da bu sene onları zorlayacak bir takım henüz ufukta görünmüyor.