Ben bu hayatta kimseye güvenmem, kendime bile.

Joseph Stalin

Türk insanı genellikle siyasi, edebi ya da bilim alanında tanınmış insanları, icraatlarından ziyade daha çok magazinsel yönleri ile hatırlar. Sınıfta, edebiyat hocamız Nazım Hikmet hakkında ne biliyorsunuz diye sorduğunda genelde ilk söylenen “Nazım’ın annesi ile Yahya Kemal arasındaki aşk ilişkisi” olur. Kısacası biz biraz dedikoduyu seviyoruz. Bu yazımda Stalin’in, diktatörlüğünün yanı sıra ne gibi bir geçmişi ve yaşantısı olduğuna değindim. Belki onun daha önce bilinmeyen bu yönleri, onun yapmış olduğu davranışlarını beslemiş, ya da onun içinde hiç görmediğimiz bir Stalin’i ortaya çıkarmıştır. Tercih ve taktiri size bırakıyorum. Keyifli okumalar.

[box_light]Stalin: Çelik Adam[/box_light]00733518.jpg

Asıl ismi Losif Vissarionovich Dzhugashvili olan bizim Joe Amcamız, daha sonraları Stalin ismini kullanmaya başlamıştır. Çelik adam manasına gelen Stalin’i kullanmasının sebebinin sert, kalıplı görüntüsünü pekiştirmek için kullanıldığı öne sürülmektedir. Bir başka görüş ise, Bolşevik devriminin hemen öncesinde, polise yakalanmamak için kullandığı bir takma isimdir.

[box_light]İlahiyatçı Stalin[/box_light]

Stalin zeki, başarılı bir öğrenciydi, teoloji dalında eğitim görüyordu, yani ilahiyat okuyordu. Tiflis Teoloji Semineri esnasında Rus Ortodoks Kilisesi adına tam burs alarak onurlandırılmıştı. Mezun olduğunda ise papaz olacaktı. Annesi, oğlunun papaz olduğunda yoksulluktan kurtulup birazda olsa refaha kavuşacak olmalarının ümidi içerisindeyken, Stalin Bolşevik hareketinin içinde yer alıyor, Karl Marx okuyordu. Stalin’in hem Marksist hem de dindar olması, onun hayattaki en büyük çelişkisi olarak görülmektedir. Zira Stalin Marksist görünümüne rağmen, Hristiyan maneviyatından yaşamı boyunca hiç kopmamıştır. –İlahiyat okumuş liderlerin büyük caniliklere karışması, kendilerini o ülkenin tanrısı olarak ilan görmeleri sanıyorum gelenek haline gelmiş. Nitekim Türkiye’de de en az Stalin kadar acımasız ve saldırgan bir lider bulunmaktadır-

joseph_stalin_1917822c[box_light]Stalin Rus Değildi[/box_light]

Hitler ile Stalin’in ürkütücü birer diktatör olmalarının yanı sıra ikisi de yönettikleri toprakların vatandaşı olarak doğmamışlardır. Hitler, Avusturyalı iken Stalin, Gürcistan topraklarında doğmuş, 20’li yaşlarına yaklaştığında ise Rus vatandaşı olmuştur.

[box_light]Katil kimliği ile Stalin[/box_light]

Bir ölüm trajedidir, Bir Milyon ölüm ise bir istatistik

Joseph Stalin

the_lesser_evil_of_two_evilsStalin’in bugüne kadar kaç kişinin ölümünden sorumlu olduğu tam olarak bilinemiyor. Rakamların 3 ila 60 milyon olduğu söyleniyor. Sovyetler Birliği’nin dağılışı sonrası yapılan araştırmalar ise Stalin’in 20 milyon insanın ölümünden sorumlu olduğunu belirtiyor. Hitler ise 15 ila 17 milyon insanın ölümünden sorumlu tutulmuştu.

Stalin‘in diktatörlüğünü korumak için yaptığı zalimlikleri oldukça net dile getiren Osip Mandelstam’ın şiirinin Türkçe çevirisini okuyarak belki Stalin hükümdarlığındaki Rusları daha iyi anlayabiliriz.

Stalin Epigram

Yaşıyoruz, ama hissetmiyoruz artık bastığımız toprağı.

On adım öteden duyulmuyor konuştuklarımız.

Oysa ne zaman iki çift laf edecek olsa birileri,

Kremlin’in dağcısını* anmadan edemiyorlar.

Parmakları kalın tırtıllar gibi

ve ağır kurşun gibi dökülüyor ağzından kelimeleri.

Hamamböceği bıyığı sırıtıyor

ve pırıl pırıl çizmelerinin üstleri,

İnce boyunlu adamları sarmış çevresini,

bu insan bozuntularının soytarılıklarıyla oyalanıyor.

Biri ıslık çalıyor, biri miyavlıyor, biri inliyor,

Yalnız o parmağını bize sallıyarak kükrüyor.

İnsan karnına, alnına, şakağına, gözüne

nal fırlatır gibi durmadan emirler yağdırıyor.

Bu geniş omuzlu Kafkas Kocası, tatlı bir meyve gibi

dilinin üstünde yuvarlıyor her idam kararını.

*Kremlin’in dağcısı: Stalin

[box_light]Meteoroloji Uzmanı olarak Stalin[/box_light]

IMG_0044Sovyet Rusya’nın lideri olmadan önce Stalin, Teoloji okumanın yanı sıra meteoroloji alanında da çalışmıştır. 1899 yılında, 21 yaşında iken, Tiflis meteoroloji gözlem bölümü tarafından yağışlar ve atmosferik basınçlarını inceleyip ölçmesi için işe alınmıştır. Stalin’in din ve meteoroloji alanındaki başarıları devam etmiş olsaydı, belki de evren bu kadar kanlı bir diktatör ile hiç tanışmayacaktı.

[box_light]Sanat Eleştirmeni olarak Stalin[/box_light]

    Stalin, Moskova’daki Marat Gelman Galerisi’nde açılan sergide, Vasily Surikov, Aleksandr Ivanov, Valentin Serov gibi Rus sanatçıların sergilenen nü eserlerinin üzerine yorumlar yapmış, eserleri değerlendirmiştir.

stalin1

[box_light]Stalin’in Mezarı[/box_light]

1961’te Stalin’in ölümünün 8 yıl ardından, onun mezarı Lenin’in yanından alınmış ve gizlice basit sade bir mezarın içine yerleştirilmiştir. Naaşı, Kremlin Duvarı Mezarlığı’na defnedilmiştir

Leave a Reply

2 comments

  1. Hakkı Bilir

    “Türkiye’de de en az Stalin kadar acımasız ve saldırgan bir lider bulunmaktadır”
    Ülkenin başbakanı çoğu kesim tarafından sevilmiyor ama en az Stalin kadar acımasız demek bence acımasızlığın ta kendisidir.

  2. Emre Gegocenler

    Ey Stalin’i kötüleyenler, çoğunuz Stalin’i ceoheden kaçanları vurduğu için veya acımasız biri olduğu için “DİKTATÖR” diyebilirsiniz. Evet bence de diktatördür fakat hiç düşündünüzmi o gün cepheden kaçanları vurmasaydı asketlerin yada daha doğrusu çoğu milis olan askerlerin cepheden kaçmasına izin verseydi şuan dünyabın halini bir düşünsenize. Hitler o gün Moskova’yı ele geçirseydi SSCB savaşta mağlup olsaydı dünyanım halini bir düşünün ve olabilecekleri gözden geçirin. Stalingrad’ta Kızıl Ordu yrnilseydi Hitler’in orduları tüm Asya’yı himayesi aştına alırdı ve tüm dünya bir faşist imparatotluğuna dönerdi. Dersinizki Amerika. Amerika günümüzdeki halini Nükleer silahları tankşarı modern araçları vs. Berlin’in işgalinfen sonra almıştır. Alman mührndislerin planları ve projeleri Amerikayı çok büyük ve dünyanın süper güçlerinden bitiri haline getirmiştir. Konumuz bu değil her neyse. Kızış Ordudan kaçanlar vurulmasaydı veya Stalin bu kadar sert bir diktatör olmasaydı olacakları birde bu açıdan düşünmek gerekir.