Bir önceki yazımda da olduğu gibi, bu yazımı da Birinci Dünya Savaşı ile ilgili bir konuya ayırmaya karar verdim; ama bu sefer bir cepheden değil de, bir komutandan bahsedeceğim; General Paul Von Lettow-Vorbeck. General Von Lettow-Vorbeck’i bu yazımın konusu yapma nedenim, kendisinin şu ana kadar okuduğum en etkileyici askerlerden biri olmasıdır. Kendisi bir rivayete göre Hitlere “go f… yourself” demiş, sadece 14.000 askeriyle 300.000 müttefik askerini dört yıl boyunca oyalamış, Birinci Dünya Savaşı boyunca İngiliz toprağı işgal eden tek Alman Generali olmuş ve 1919 yılında kendi imkânlarıyla Afrika’dan Almanya’ya dönünce Berlin’de bir zafer geçidi yapmıştır.
Ünlü Alman Generallerinin aksine Von Lettow, askeri dehasını konvansiyonel savaşta değil, gerilla savaşında göstermiş ve tarihin gördüğü en başarılı gerilla savaşlarından birini yapmıştır. Lettow’un yıldızı, Alman Doğu Afrika’sı kuvvetlerin Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından sadece bir kaç ay önce atanmasıyla parlar. Von Lettow Alman Doğu Afrika’sının (ADA) stratejik zayıflığını farkındaydı, Almanya’dan 7.000 km uzakta olan ADA her taraftan müttefik sömürgeleri ve İngiltere’nin kontrolündeki Hint okyanusu ile çevrilmişti. Bunun için savaş başlamadan önce koloninin farklı yerlerine yiyecek depoları yaptıran Von Lettow, hareketli bir savaş tarzını benimsedi. Savaş başlar başlamaz İngilizlerin hatalı bir şekilde Tanga’ya saldırması, ona ilk zaferini kazandırmakla kalmadı, ayrıca çok ihtiyaç duyduğu modern silahları elde etmesini de sağladı.
Bu savaştan sonra kıyı kesimini tutmasının mümkün olmadığını anlayan Von Lettow, iç kesimlere çekilmeye karar verdi. Bu hareketi ona çok ihtiyaç duyduğu Asakiri denilen yerli askerleri toplamasında da kolaylık sağladı. Savaşın ilk yıllarında Portekiz’in tarafsız olmasından yarar sağlayan Von Lettow, Portekiz topraklarının kullanarak etraftaki müttefik sömürgelerine vur-kaç harekatları düzenledi ve çok ihtiyaç duyduğu mühimmatla, ikmal maddelerini bu şekilde karşıladı. Bu sırada Nisan 1915’de Hint Okyanusunda görev yapmakta olan HMS Königsberg gemisi İngilizler tarafından ADA’nın Rufiji nehrinde sıkıştırıldı. Bölgede olan Von-Lettow, İngilizlerden hızlı davranarak geminin mürettebatını ve toplarını almayı başardı ve kendine bir topçu birliği kurdu.
Savaş ilerledikçe birliğinin gücünü 14.000’e çıkaran Von-Lettow, sıtma ve ikmal problemleriyle yüzleşmeye başladı. Ana karadan herhangi bir yardımın gelemeyeceğini farkında olan Von-Lettow, vur-kaç seferlerine hız vermeye başlamışken talih onun yüzüne çok ironik bir şekilde güldü ve Portekiz, 1916 yılında Almaya’ya savaş ilan etti. Başka bir ülkenin daha Almanya’ya savaş ilan etmesi ilk başta Von-Lettow için büyük bir talihsizlik gibi görünse de, aslında Portekiz Mozambik’indeki kuvvetler savaşa hazır değildi ve Von-Lettow’un hızlıca bölgeye gelip kalelerini yağmalaması konusunda bir şey yapamamışlardı. Mozambik’te ele geçirdiği malzemeler Von-Lettow için o kadar yararlı oldu ki; savaşın sonuna dek askerlerinin taşıyamayacak kadar çok mühimmatları oldu.
Von-Lettow ADA’da amacına ulaşıp elinden geldiği kadar çok askeri oyalarken, Alman Genelkurmayı’da onun kahramanlıklarını bir propaganda silahına çevirmişti. Afrika’nın ortasında siyahların arasında Alman uygarlığını savunan bir beyaz adam portresi Alman halkında hayranlık uyandırmış ve ona yardım götürülmesi için bir kamuoyu oluşmaya başlamıştı. 1917 yılında baskılara daha fazla direnemeyen Alman Genelkurmayı, Birinci Dünya Savaşının en çılgın planlarından birine onay verdi: Operasyon “Çin Olayı”. Bu operasyona göre Alman Deniz Kuvvetlerinin Zeplinlerinden biri Bulgaristan’ın Yanbolu kentine gidecek ve oradan ADA’ya gidip Von-Lettow’un ordusunu ikmal edecekti. 5.000 km’den uzun bir mesafenin kat edilmesi gerekiyordu ve bu mesafenin neredeyse tamamı düşman kontrolü altındaki bölgelerdi. Geriye dönüşü planlanmamış Zeplinin oraya gidip parçalanması ve Von-Lettow’un ordusu tarafından kullanılması düşünülmüştü. 21 Kasım 1917’de kalkışını gerçekleştiren Alman Zeplini, 23 Kasım günü Sudan üzerindeyken Von-Lettow’un iniş pistini kaybettiğinin ve yakalandığının haberi aldı. İniş pistinin kaybedildiği doğru ama Von-Lettow’un yakalandığı yanlıştı. Mesaj İngiliz istihbaratı tarafından gönderilmişti. Her halükârda sonuç değişmeyecekti; iniş pistinin kaybedilmesi yolculuğun tamamlanmasını imkansız bir hale getirmiş ve kaptanın geri dönme kararı almasına yol açmıştı. 25 Kasım günü Yanbolu’ya geri dönen Zeplin 95 saat uçmuş ve uzunca bir süre kırılamayacak 6,900 kilometrelik bir rekora imza atmıştı.
Bunun gibi kayda değer çabalara rağmen Von-Lettow savaş boyunca Almanya’dan çok az, hatta -neredeyse- hiç yardım görmedi. Buna rağmen savaş çabalarını sonuna kadar sürdüren Von-Lettow, 1918 yılında ateşkesin imzalandığı gün İngiliz topraklarını ele geçirmekle meşguldü. Ancak bölgedeki başka bir Alman Generalin ona İngilizler aracılığıyla ilettiği mektupla, üç gün sonra teslim oldu. Almanya’ya dönünce savaş kahramanı olarak karşılanan Von-Lettow ve askerleri Berlin’de zafer geçidi düzenledi ve coşku ile karşılandı.
Von-Lettow her ne kadar çok başarılı bir asker olsa da bugün çok az tanınır. Oysaki o büyük bir savaşta konvansiyonel bir ordu tarafından gerila savaşının ilk uygulayıcılarındandır. Onun teknikleri daha sonra Partizanlar ve Vietkong gerillaları gibi bir çok ordu tarafından kullanıldı. Yerel halkının desteğini önemini kavrayan Von-Lettow, Swahili dili öğrenip yerli askerleriyle kendi dillerinde konuşup, onları subaylığa terfi ettirmekten çekinmedi. Savaştan sonra Almanya’ya dönen Von-Lettow, Nazi partisi karşıtı bir tavır takınıp -bu yüzden de- İkinci Dünya Savaşı’na katılmadı.
KAYNAKÇA
- Ferguson, Niall. Empire. The Rise and Demise of the British World Order and the Lessons for Global Power. New York: Basic Books. 2004. ISBN 0-465-02328-2
- http://www.firstworldwar.com/bio/lettowvorbeck.htm
- http://www-personal.umich.edu/~geostein/docs/SteinmetzGermanic.pdf
- Görünmeyen Ordular, Max Boot, İnkilap Yayınevi, ISBN : 9789751034403