Reşat Ekrem Koçu ve Türkiye’de Tarihe İlgi

Türkiye’de tarihi popülerleştirme konusunda pek çok önde gelen isim vardır: Ahmed Refik Altınay, Reşat Ekrem Koçu, Halil İnalcık, İlber Ortaylı, Murat Bardakçı, Erhan Afyoncu. Her ne kadar bu şahsiyetlerin hepsi Türk kültürüne çok önemli katkılarda bulunmuş olsalar da aralarından biri sıyrılarak diğer kişilerin takdirini üstünde toplamaktadır. O kişi pek tabii İstanbul âşığı Reşat Ekrem Koçu’dur.

Reşat Ekrem Koçu

Reşat Ekrem Bey, 1905 yılında doğmuş ve ilköğretimini Konya’da tamamlamıştır. Baba Ekrem Reşat Bey de kendisi gibi gazetecilik sanatını icra etmiştir. Savaş sebebiyle Bursa’ya gidip liseyi oradaki Bursa Erkek Lisesinde tamamlamıştır. Bursa Erkek Lisesi, son derece köklü ve önemli bir eğitim kurumudur. Zaten bunu bir dönem barındırdığı öğretmenlerle de belli etmektedir:  Reşat Nuri Güntekin, Orhan Şaik Gökyay, Süleyman Nazif ( ki kendisinin zekası ve bilgisini Abdulhamit’e bir hatırat uydurmasından da anlayabilirsiniz). Bu okul, bir dönem Atatürk’ün bile gelip “Bursa Sultanîsi’nde geçirdiğimiz saatlerin çok kıymetli hatırası ile daima memnun olacağım.” dediği bir okuldur. Reşat Ekrem’in böyle bir kültürel ortamda eğitim gördüğünü bilmek son derece mühimdir.

Darülfünun Edebiyat Fakültesinden mezun olduğunda bir diğer tarihi popülerleştiren önemli şahsiyetlerden biri olan Ahmet Refik Bey’in asistanı olmuştur. Erken dönemde tarihi popülerleştiren iki büyük insanın öğrenci – usta ilişkisinde olmaları çok manidar bir bilgidir. Bu sırada kapitülasyonlar ile ilgili önemli bir çalışmaya imza atmıştır. Hocası Ahmet Refik Bey’in 1933 Üniversite Reformu kapsamında üniversiteden uzaklaştırılmasıyla Reşat Ekrem de akademiye veda etmiş ve Bab-ı Ali‘ye yani Türkiye’nin basın-yayın merkezine doğru yürüyerek gazetecilik yaşamına başlamıştır. Aynı dönemde Vefa Lisesi, Kuleli Askeri Lisesi, Pertevniyal Lisesi gibi köklü kurumlarda öğretmenlik yapmıştır. Hatta Pertevniyal Liseli meşhur Aydın Boysan’ın Yaşama Sevinci kitabında da Reşat Ekrem Bey hakkında ufak bir yazı bulabilirsiniz.

Belki de üstadın gazetecilik hayatına adım atması çok hayırlı bir iş olmuştur. Akademide de çok başarılı olacağı şüphesiz olan bu kişinin gazetecilik bakış açısıyla yazdığı pek çok tarih kitabı Türkiye’de tarihi sevdirme ve yeni kuşakları çıkarma bakımından pek faydalı olmuştur. Örneğin İlber Ortaylı, Murat Bardakçı gibi önemli kişiler küçüklüklerinden itibaren Reşat Ekrem’i okumaktan çok keyif aldıklarını ifade ederler. Bu bakımdan kaderin Reşat Ekrem’e gösterdiği yol pek hayırlı olmuş diyebiliriz. Özellikle vakayinameleri çok iyi bir şekilde çalışarak, eski gazetelere ciddi önem vererek tarihi gerçekleri bir gazeteci üslubu ile ilgi çekici hale getirmesi Reşat Ekrem’i diğerlerinden farklı kılmış ve orijinalliğini sağlamış diyebiliriz. Bunda pek tabii Türkçesinin güzelliği ve gücü de etkili olmuştur, aynı hocası Ahmet Refik gibi. Elbette onun saydığım bu tarz pek çok eşsiz tarafı bulunsa da belki de en önemlisi İstanbul’un has evladı olmasıdır.

Kendisinden İstanbul âşığı olarak bahsederken latife etmiyordum, bir hakikatten bahsediyordum çünkü Reşat Ekrem Koçu’nun eserlerinin çoğu İstanbul’un tarihini, eski yaşantısını bize göstermektedir. Örneğin; eski itfaiyeler ile ilgili İstanbul Tulumbacıları (1981), eski meyhaneler ile ilgili Eski İstanbul’da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947), İstanbul’un en önemli mimari eserlerinden biri olan Topkapı sarayı ile ilgili Topkapı Sarayı (1960) ve belki bir başka yazıda üzerinde daha fazla duracağım bir şehir hakkında ansiklopedi olmasıyla türünün ilk örneği olan İstanbul Ansiklopedisi (1944).

İstanbul Ansiklopedisi’nin I. Cildinin Kapak Sayfası

Bu ansiklopedinin çıkışında maalesef çok maddi yetersizlik yaşanmış ve ilk basımından sonra bu sebeple basımı durdurulmuştur. Sonra ikinci bir teşebbüs ile yeniden basımı başlamış ve Münif Fehim, Sabiha Bozcalı ve Nezih İzmirlioğulları gibi devrin en önemli gazete ressamlarına ansiklopedinin maddelerinin çizimleri yaptırılmış, Semavi Eyice ve Kevork Pamukçuyan gibi önemli şahsiyetler maddeler yazmış ve Türk yazılı kültüründe çok önemli bir eser olarak yerini almıştır. Ne yazık ki ansiklopedinin basımı G harfinde, Gökçınar maddesinde yine durmuş ve Reşat Ekrem Koçu’nun iki sene sonraki ölümüyle ortada taslaklar kalmıştır. Bu taslakları ve daha detaylı bir şekilde İstanbul Ansiklopedisi’ni başka bir yazıda ele almak, satırları işgal etmemek gerekir.

“Gençliğinde Tulumbacılık Heveslisi Mâbeyinci Reşid Bey”, Sabiha Bozcalı Çizimi, (İstanbul Ansiklopedisi, Cilt: 10, 1971)
Kahveci Gürcü Bey’in Zindan Şiirleri Antolojisi’nden Bir Çizim (İstanbul Ansiklopedisi)

Yazının sonlarına doğru giden yolda şöyle bir tespitte bulunmamız gerekir: Akademiyi değil de Bab-ı Ali’yi seçen tarihçilerimizde gördüğümüz ortak bir özellik de kitaplar kadar kişileri de tanımalarıdır. Örneğin, bir diğer Bab-ı Ali tarihçisi Murat Bardakçı’nın pek çok tarihi kişiliğin arşivini yayınlaması buna bir göstergedir. O tarihi kişilerin aileleri ile ahbablık etmesi hem sözlü olarak bir bilgi aktarımını hem de arşivleri paylaşabilme fırsatını sağlamıştır. Bu, gazeteci tarihçilerimizde akademik kökenli tarihçilerimize kıyasla daha fazla bulunmaktadır ve bu çok kıymetli bir özelliktir.

Meşhur tarihçi Franz Babinger’in Reşad Ekrem’e mektubu.

Yazıma Reşat Ekrem’in Tarihimizde Garip Vakalar adlı kitabının ilgi çekici bir kısmı ile kapanış vereceğim.

Ateş İstidası

“Feryadı gökyüzünü tuttu denildiği gibi, görülen haksızlık ve zulümden bizzat padişaha şikayet edebilmek için, huzura çıkamıyanlar son bir çareye başvurmuşlardı. Padişahın sahilsaraylardan birinde pencere önünde otruması gözlenir ve hemen bir kayık ile denize açılarak, içinde saman, talaş, hasır parçaları veya ziftli paçavralar bulunan bir kab baş üstüne konulup tutuşturulur; bu: ‘Padişahım, her taraftan gördüğüm haksızlık ve zulüm ile artık başımda ateş yanıyor. Son ümidim sendedir, sana sığınıyorum, fakat beni senin yanına sokmuyorlar!’ demektir. Bunu gören padişah derhal şikayetçiyi huzuruna getirtir, derdini dinleyerek icabeden emirleri verir. Ateş istidasının en parlak örneği, Naima Tarihinin dördüncü cildinde 1648 yılı (H. 1058) vak’aları arasında kayıtlıdır ve Sultan İbrahim saltanatının son günlerine rastlar: Yedi tane İngiliz tüccar kalyonu, Galata önünde derya ortasında ak bayraklar çekip bütün mürettebatı güverte üzerine dizilir, başlarında birer bakraç zift yakıp bağrışmağa başlarlar. Derhal saraydan adam gönderilip dertlerinin ne olduğu sorulur. Meğer getirdikleri maldan evvela ticaret muahedesiyle tesbit edilen yüzde üç yerine yüzde altı gümrük resmi alınmış. Sonra satın alınan takriben 15.000 kuruşluk mallarının bedeli ödenmediği gibi, gemi kaptanlarına limanı derhal terketmeleri de emrolunmuş… ‘Bu mezalim üzerimizden ref buyurulsun, yahut sefinelerimizle umumen ateşlere yanarız demek isterlermiş’ Bunu öğrenen Sultan İbrahim, hemen Çavuşbaşı Ağayı Sadrazam Hezarpar Ahmet Paşaya göndererek İngilizlere yapılan haksızlığı tamir ettirmiş.”

Kaynakça

  • Bardakçı, Murat, “Reşad Ekrem’in ansiklopedi macerası-1”, https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/544064-resad-ekremin-ansiklopedi-macerasi-1 (23.10.2013).
  • Bardakçı, Murat, “Reşad Ekrem’in ansiklopedi macerası-2”, https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/544891-resad-ekremin-ansiklopedi-macerasi-2
  • Koçu,Reşat Ekrem (1958). İstanbul Ansiklopedisi.
  • Koçu,Reşat Ekrem (1971). Tarihimizde Garip Vakalar.
  • Boysan, Aydın (1997). Yaşama Sevinci.
  • Semavi Eyice, “Aramızdan Ayrılan Bir İstanbul Tarihçisi: Reşat Ekrem Koçu”, Pirelli, XIII/134, İstanbul 1975, s. 8-9.
  • Semavi Eyice, “İSTANBUL ANSİKLOPEDİSİ”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi: 23.Cilt. 303-304. İstanbul,2001. https://islamansiklopedisi.org.tr/istanbul-ansiklopedisi
  • Semavi Eyice, “KOÇU,Reşat Ekrem”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi: 26.Cilt. 149-150. İstanbul,2002. https://islamansiklopedisi.org.tr/kocu-resat-ekrem
  • https://saltonline.org/tr/2573/baska-kayda-rastlanmadi-resad-ekrem-kocu-ve-istanbul-ansiklopedisi
  • https://saltonline.org/tr/1949/taniklik-resad-ekrem-kocu-ve-istanbul-ansiklopedisi
  • Ortaylı, İlber, “Üstadın mirası”, https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/ustadin-mirasi-1282206 (29.08.2010)
  • Ortaylı, İlber, “Hangi kitapları okumalı”, https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/hangi-kitaplari-okumali-40534954 (30.07.2017)
  • Ortaylı, İlber, “Yakın tarih çarpıtmaları”, https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/yakin-tarih-carpitmalari-42390428 (14.01.2024)
  • Bardakçı, Murat, “Tarihi su gibi okutan tarihçi”, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/tarihi-su-gibi-okutan-tarihci-38259733
  • “Reşad Ekrem Kimdir? Murat Bardakçı Anlattı. | Tarihin Arka Odası” https://youtu.be/9C7cgm4vlsY?si=K3UTTyORMuuCGIll

Görseller

  • https://islamansiklopedisi.org.tr/istanbul-ansiklopedisi
  • https://saltonline.org/tr/1949/taniklik-resad-ekrem-kocu-ve-istanbul-ansiklopedisi
  • https://saltonline.org/tr/2573/baska-kayda-rastlanmadi-resad-ekrem-kocu-ve-istanbul-ansiklopedisi

Leave a Reply