Huylu huyundan vazgeçmezmiş,
Yıllar var ki öğrenemedik yerleşik hayata geçmeyi insan kalbinde;
At üstünde hayatla savaşan kahramanlar gibi,
Her ne kazandıysak gurbet rüzgârlarından,
Bir parça deniz, bir beyaz bulut unuttuk o şehirde.
Akşamüzerleri “görüşmek üzere” ayrıldığımız o güzel dostlar,
Hüviyetsiz anılar gibi duruyorsa şimdi eski bir çerçeve içerisinde
Ve tanımıyorsa gözlerimin siyahı,
Tanımıyorsa gözlerinizin rengini,
Evi dolduran buruk kahve kokusu
Şimdi hiçbir sohbete ait değil.
Yıllar var ki ruhlarımız üşüdü yalnızlığımızın rutubetinden,
Yine de andık birbirimizi günahkâr bir kadehin buruk gülümseyişinde.
ve sözleriniz,
Sözleriniz ki güzel dostum, eski bir filmin arka planında unutulmuş bir silah,
Ah o siyah gecede, yürek karası, ha patladı ha patlayacak.
Uzak dünüm, güzel dostum, sözleriniz nihaventti,
Bir gurbet akşamı o şarkı çalmayadursun,
Gözlerimde yara bere içinde bir hüzün,
O gün ki, bambaşka bir şehirde gözlerim gözlerinizi
Bir yerlerden tanıyacak…
Kim bilir, belki o zaman bir kahve de sizin için koyarım yanı başıma,
Masamdaki eski bir çerçeve içerisinde unutulmuş hüviyetsiz anılar…
Akşamüzerleri “görüşmek üzere” ayrıldığımız o güzel dostlar…
13.11.2012
Ankara