Sağlıklı bir bebeğin olur, yıllar geçer yaşlanırsın ölürsün. Sağlıklı bir bebeğin olur, daha da yıllar geçer yaşlanmadan ölürsün. Yıllar yıllar geçer sadece ölürsün. Sadece ölmek , yaşam süresinin günden güne kısalması kanımca güzel değildir. En inançlılar bile ölümden sonra ki cennet umuduyla yaşasalarda , denen odur ki: cennete gitmek için kimsenin bir acelesi yoktur. Hele ki bir de gideceğin yere dair şüphelerin varsa bir gün “Europium 152” nin kanına karışıp , kromozom sayılarını bozup kanserden erkenden ölmeyi hiç istemeye bilirsin. İstememekte de haklı olursun , büyük ihtimalle bir de devlettin vardır senin , seni “yasalarla” korumasını istersin ve haklı olarak cennete gidecek olan da toprak olacak olan da bebeğinin büyüdüğünü yada en azından kendi yaşlılığını görmek ister.
“Ne yani bu kadar basit mi şimdi hepimiz kanser olup öldük mü ?” diyebilirsin. Evet maalesef bu kadar basit bir hale gelecek , belki de getirilecek. Bununla ilgili bir örnek bu aralar çok yakınımızda vuku bulmakta. İzmir ‘in Gaziemir ilçesinde Aslan Avcı Kurşun Fabrikası’nın şehrin ortasına gömdüğü zehirli atıklarda bulunan radyoaktif maddelerden, ilgili kurumların haberi olduğu halde 5 yıl boyunca orada kaldı. TC Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Atom Mühendisi Prof. Dr. Tolga Yarman durumla ilgili şu noktalara dikkat çekti:
”Söz konusu radyoaktif malzeme ‘Europium 152 izotopu’ adını verdiğimiz atom çekirdeği. Ülkemize nasıl girmiş, bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Muhakkak beraberinde başka radyoaktif atıklarla gelmiş olmalı. Yanmış nükleer reaktör çubuklarında bulunuyor. Çünkü bu çubuklarda uranyum atom çekirdeklerinin parçalanması sonucunda oluşan başka atom çekirdekleri de bulunuyor olacaktır. Yanmış nükleer reaktör yakıt elemanları Türkiye’ye nasıl ve niye getirilmiş? Bunun ötesinde yanmış atıklarda bu fabrika neyi eritmiş? Farkında olmadan eritildiğini söylüyorlar. Buna ihtimal vermek zor. Atık, fabrikanın bulunduğu yerin altına gömülmüş ancak fabrikanın erittiği ve üretimde kullandığı malzemenin içinde de mutlaka radyoaktif malzemelerin bulunduğuna ilişkin bir resim çok vahim şekilde karşımıza çıkıyor. Fabrikanın üretimi olan aküleri bulup derhal kontrol altına almak gerekir.Üretimde çalışanları izlemek gerekir. Kanser adayı olmalarından endişeliyim.”
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun konuyla ilgili artık bir yasal yaptırım da bulunması gerektiği düşününen Prof. Yarman, ortada bir kasıt olabileceğine ve Europium 152 ‘nin etkisinin 100 yıl sürebileceğine dikkat geçti. Ayrıca Europium 152 izotopu nun Türkiye’de bulunmadığı için yasa dışı yollarla ülkeye sokulmuş olabileceği ihtimali üzerinde de durdu.
Bizde vatandaşlar olarak, ülke gündemini çok yakından ilgilendiren ,en az bir savaş çıkmış kadar can kaybına sebep olacak bu olaya Çevre Bakanlığı’nın ve tüm yetkili makamların olası “Cinayetleri” önlemek için bir an önce harekete geçmesini temenni ediyoruz çünkü biliyoruz ki devletin en temel görevlerinde biri vatandaşının can güvenliğini korumaktır.