Hepimizin de malumudur ki, bu ayın başlarında oldukça enteresan bir tartışma yaşandı ülkemizin ekonomisinin yetkili mercileri arasında. Olay Merkez Bankası başkanı Erdem Başçı’nın ülke ekonomimizle ilgili “Uçaktan indik karayoluyla gidiyoruz. Biz Merkez Bankası olarak kuvvetli bir fren yapmıyoruz. Bunu yapmayacağımızı da geçen yıl Temmuz ayından itibaren de söylemeye başladık. Geçen Temmuz’da ayağımızı frenden çektiğimizi duyurduk. Şu anda gerektiğinde ufak ufak dokunuyoruz ama frene kuvvetli bir şekilde basmıyoruz”. Tabi burada odaklanabilecek birkaç nokta olmasında rağmen Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, faizlerin yönü ve paranın değeri gibi konularda öteden beri fikirleri uyuşmayan Erdem Başçı’nın “Uçaktan indik karayoluyla gidiyoruz” sözüne azıcık takılmış olsa gerek ki, ikinin arası biraz gerildi. Zafer Çağlayan pozisyonu gereği, haliyle haklı olarak Türkiye’nin karayolunu değil uçması gerektiğini savunmakta. Faizlerin diğer ülkelere kıyasla biraz yüksek olmasının ihracatımızı olumsuz yönde etkileyeceğini düşünüp faizlerin düşürülüp, para değerimizin kontrollü olarak azaltılmasıyla birlikte ihracatımızın artırılmasını istemekte kendisi. Lakin Zafer Çağlayan’ın bu fikrine karşı Erdem Başçı ihracatımızın birden artmasının ekonomimizde bir balon etkisi yaratmasından korkmaktadır. Ayrıca da şöyle de bir gerçek var ki ihracatımızın artmasının, cari açığımızın azalmasında o kadar da rüyalardaki gibi bir etki yaratmama şeklinde bir durumu var. OECD verine göre 100 Dolarlık ihracat için 141 dolar ithalat yapmalıyız. Aslında iş burada ticaret ortaklarımızla ilişkimizle alakalı bir mevzudur. Ama buradan da anlaşılacağı üzere, hızla artacak ihracat rakamlarının o denli bizi aya taşıyacağı konusu biraz muamma(!).
Fakat aslında mevzunun akıbeti bu kadar değil. Erdem Başçı’nın Merkez Bankasının bağımsızlığı adı altında Zafer Çağlayan’ın çağrılarını pek de ciddiye almaması onu kızdırmış olacak ki, olay artık tarafların kutuplaşmasına ve herkesin elindeki kozları göstermesi haline taşındı. Zafer Çağlayan, Erdem Başçı’nın ekonominin şekillenmesinde kontrolü ele almaya çalıştığını iddia ederek “Herkes yerini ve haddini bilecek” şeklinde bir ifade kullandı ve aslında iplerin hala hükümetin elinde olduğuna dair bir görüntü çizdi. Lakin her seferinde sakinliğini koruyan Merkez Bankası başkanı Erdem Başçı, geçtiğimiz günlerde Merkez Bankasının Bağımsızlığı ile ilgili kitapçıkla bir şekilde sözlü olmasa da yazılı olarak cevap verdi.