Hükümet pek yeni sayılamayacak ama farklı bir kılıf ile yeni bir proje öne sürüyor seçime adım adım yaklaşılan bu günlerde . Anne Sütü Bankası. Tasarıya göre isteyen süt taşıyıcı kadınlar sütlerini bu bankalara bağışlayabilecek böylece sütü olmayan annelerin bebekleri anne sütünden faydalanabilecek. Böyle söyleyince kulağa ne kadar iyi niyetli ve faydalı bir proje gibi geliyor değil mi!
Biraz araştırmalarım sonucu bu projenin gelişim ve uygulama aşamaları hakkında bazı bilgiler topladım. Ve topladığım bu bilgiler projenin “masumiyeti” hakkında kuşkular duymama sebep oldu. Gelin hep birlikte biraz bu projeyi inceleyelim.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun iş başı yaptıktan hemen sonra hakkında bilgi verdiği Süt Bankası Yasası hakkındaki bazı detaylar şu şekilde: Bağışçı anne ile alıcı annenin bebekleri aynı cinsiyetten olacak, her bebek için tek donörden süt alınacak. En önemlisi, “süt kardeşliği nüfus kütüğüne işlenecek ve süt alan bebeler beş yılda bir bilgilendirilecek”. Ailelerin rızası olursa “farklı dinden” kişilerin başvurusu da kabul edilecek (DHA).
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan düzenleme
Peki ya bir yıl önce Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı açıklama’dan -sizler isterseniz fetva olarak adlandırın-sonra bu kuralların bu halini aldığını söylesem sizlere.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nı bu projeyle ilgili süt kardeşlerin evlenmesinin İslam dininde kabul edilmemesinden dolayı bu projenin dinen caiz olmadığını duyurdu. Ardından da düzenlemede şu an Bakan Müezzinoğlu’nun da duyurduğu değişiklikler yapıldı.
Bundan bir ay önce haber.sol.org.tr ’de okuduğum bir haber bu değişikliklerin sebeplerini daha iyi anlamamı sağladı. Fatih Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren’in
“Dinimize göre bir Müslüman ancak Ehl-i Kitap olan annelerin sütünü içebilir.Çocuğunuza sütü verilecek annenin neye inanıp inanmadığını nasıl tespit edeceksiniz? Süt Bankasında; ateist, komünist veya inanmayan annelerin sütünü nasıl tespit edecekler? “
şeklindeki bir açıklamasına yer vermişti haber sitesi.
Ateist, komünist, sütü bozuk annelerden korumak istiyordu masum bebekleri Döndüren veya onları bir tehlike olarak görüyordu da diyebiliriz.
Esas tehlike anne sütü değil, yozlaşmış beyinler
Türkiye’de çok sık görülen kan bağı bulunan akraba evlilikleri, her gün sokak ortasında namus kisvesi altında tecavüzcüsü olan dayısı, kayınpederi, amcası tarafından öldürülen veya onlarla evlendirilen kadınlara yapılanlar, şiddete maruz kalan çocukların çektikleri caiz, ama süt kardeşle evlenmek ve ya başka inançtan birinin sütünü içmek caiz değil.
İşin başka bir yanı ise Anne Sütü Bankası’na ne kadar güvenebileceğimiz. Malum Türkiye sağlık skandallarının maalesef çok sık yaşandığı bir ülke. Hastanelerin doğum kontrol ünitelerinde yaşanan enfeksiyon vakaları, Kızılay’dan aldığı kandan HIV virüsü bulaşan hastalar benim Anne Sütü Bankası hakkındaki endişelerimi arttıran başka bir konu.
Hangi anne söz konusu bebeği, yavrusu olduğunda böyle bir riski alabilir ?
Biri bana Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in gururla tanıttığı Panik Butonlarından getirebilir mi !
KAYNAKLAR
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1124644&CategoryID=42