Yeni bir yıla girmemizle beraber Grand Slam turnuvaları da bir bir bizi selamlamaya başladı, bunlardan ilk sırada olan Avustralya Açık, seyirciyi şaşırtmayarak her sene olduğu gibi birbirinden nefes kesici maçlara ev sahipliği yaptı. Kesin kazanır gözüyle bakılan efsane oyuncuların elenmesinin, beklenmedik sakatlıkların, ve daha birçok şaşırtıcı olayların meydana geldiği turnuvada şüphesiz tek bir gerçek vardı: Turnuvadaki her maç kesinlikle izlenmeye değerdi. 14. günün sonunda zafer ipini göğüsleyen iki isim, Stanislas Wawrinka[8] ve Li Na[4], turnuva boyunca istikrarlı ve çok başarılı maçlara imza atarak şampiyonluklarının birer tesadüf olmadığını ortaya koydular. Turnuvada beklenmedik bir sürü isim de finali, yarı finali, hatta çeyrek finali bile göremeden turnuvadan erken ayrıldı. Turnuvanın yapıldığı Melbourne’de sıcak bir hava hakimdi ve oyuncular bu sıcak havada mücadele ederken bir hayli zorlandılar.
Erkeklerde…
Wawrinka turnuva boyunca adeta esti gürledi; turnuvaya bedenen ve ruhen tamamiyle hazır bir halde katıldığı her halinden belliydi. Dünya sıralamasında 8. sırada bulunan başarılı oyuncu, bu turnuvaya kadar istediği çıkışı yakalayamamıştı; ancak bu turnuvada bu çıkışı fazlasıyla yakalayacaktı. Oyuncu, çeyrek finale çok rahat bir şekilde geldi ve çeyrek finalde dünya 2 numarası Novak Djokovic’i, ardından yarı finalde Tomas Berdyc’i[7] mağlup ederek finale yükseldi. Finalde dünya 1 numarası, Rafael Nadal ile yüzleşmeye hazırdı ve motivasyonu fazlasıyla yüksekti. Nadal ise şaşırtmayarak finale rahat bir şekilde adını yazdırdı. Oyuncu, yarı finalde Roger Federer[6] ile karşı karşıya gelmişti ve Federer’i mağlup etmeyi başarmıştı. Final maçına gelince… İlk seti Wawrinka kolaylıkla aldı: 6-3. İkinci sette de durum Wawrinka’nın lehine doğru giderken, Nadal’ın belindeki sakatlık nüksetti ve derhal bir mola istedi. Mola sırasında Wawrinka ile hakem arasında bir tartışma yaşandı, Wawrinka hakemden kaç dakika bekleyeceğini öğrenmek istedi, öğrenemeyince adeta küplere bindi. Nadal yaklaşık 7 dakika sonra sahaya döndüğünde seyirciler tarafından yuhalandı. Belindeki sakatlığının üzerine bir de seyircinin yarattığı psikolojik baskı Nadal’ın oyununu iyice bozdu ve ikinci seti de kolaylıkla Wawrinka’ya verdi: 6-2. İşte bu nokta Nadal için tam bir dönüm noktasıydı, maçı bırakmasına kesin gözüyle bakılıyordu, çünkü acı çektiği her halinden belliydi. Nadal bırakmadı ve üçüncü sette Wawrinka’nın servisini iki kere kırarak seti 6-3 aldı. Seyirci şaşkındı çünkü ikinci sette maçı bırakacağına kesin gözüyle bakılan Nadal üçüncü sette adeta ben hala buradayım demişti. Wawrinka haliyle afalladı ve oyununun kalitesi düşmeye başladı. Ancak başarılı oyuncu dördüncü sette kendini toparladı ve oyununa konsantre olarak Nadal’ı alt etmeyi başardı. Wawrinka’nın maçı almasına iki oyun kala, stad alkışlarla ve sevinç çığlıklarıyla inliyordu. Ödülü almak için sahneye çıktıklarında Nadal, gözündeki yaşlara engel olamıyordu, dünya 1 numarası için finalde mağlup olmak zor bir durum olsa gerek… Wawrinka ise sevincinden yerinde duramıyordu, başarılı oyuncu kupasını, kendisini izlemeye gelen ailesinin önünde gururla teslim aldı. Wawrinka, bu zaferle beraber adını hafızalara iyice kazıdı.
Bayanlarda…
Çinli tenisçi Li Na[4], çıtasını gitgide yükselterek geldiği bu turnuvada finalde Dominika Cibulkova[20] ile karşı karşıya geldi. Na, bundan önceki maçlarında agresif ve kararlı oyunlar sergileyerek finale yükseleceğinin sinyallerini vermişti. Oyuncu, çeyrek finalde Flavia Pennetta[28], yarı finalde de Eugenie Bouchard[30] yenerek finale yükseldi. Dominika Cibulkova ise finale gelene kadar Na’ya kıyasla kendisinden daha dişli rakiplerle karşılaştı ve hepsinden de alnının akıyla sıyrıldı. Oyuncu, çeyrek finalde Simona Halep[11], yarı finalde de Agnieszka Radwanska’yı[5] mağlup etmeyi başararak finale yükseldi, bu bile oyuncu için müthiş bir başarıydı. Finalde Na da, Cibulkova da hırslı başladı, ilk sette Na, Cibulkova’nın servisini kırarak iyi bir başlangıç yaptı; fakat Cibulkova da 6. oyunda Na’nın çift hatalarını fırsat bilerek servisini kırdı. Na, 12. oyunda set için servis kullandı ancak başarılı olamadı ve tiebreak’e gidildi. Tiebreak’te Na kazanan isim oldu. İkinci setin başında Cibulkova servis kullanacaktı ki seyircilerden biri “Haydi Na, 6-0 yap!” diye bağırdı, nitekim oyuncu öyle de yaptı. İkinci set yarım saat bile sürmedi ve Na, seyircinin istediği gibi 6-0 lık skorla zafere ulaştı. Maçın sonunda oyuncu, zafer sarhoşluğu içindeydi. İkinci Grand Slam şampiyonluğuna ulaşan Na (ilki 2011 Fransa Açık idi) maç sonrası şu sözleri söyledi: “Final maçı öncesi antrenörüm bana, “Sakin ol, final maçı değil de normal bir maça çıkıyormuşsun gibi düşün.” dedi. O gece gerginlikten uyuyamadım. O bana her zaman “Kendine güven” derdi, ve bana hep güvendi; ama ben kendime güvenemedim, sorunum da zaten buydu.” Ve oyuncu, bu turnuvada kendine tam güvenle hayalini kurduğu kupayı elde etmeyi başardı. Cibulkova da, finale bile gelmesinin kendisi için büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Turnuvada bazı oyuncular turnuvaya erken veda ederek büyük hayal kırıklığı yarattı. 2013 yılının yıldız ismi Serena Williams, Maria Sharapova, Victoria Azarenka, Roger Federer, Andy Murray, Novak Djokovic gibi isimler turnuvadan erken ayrılarak büyük şaşkınlık yarattılar.
Avustralya Açık bu sene de geleneği bozmadı; muhteşem bir organizasyon ile kaliteli tenise öncü oldu. Bu sene beklenmedik isimlerin zaferiyle sonuçlanan bu turnuvadan sonra, sıradaki Grand Slam Fransız Açık’ta da aynı sürprizlerle karşılaşacak mıyız, merak konusu…