Tenisin Gelecekteki Süper Yıldızı: Borna Coric

14 Kasım 1996 doğumlu Hırvat yetenek Coric, 5 yaşındayken babasının isteği ve yönlendirmesiyle, unutulmaz başarılara imza atacağı ve adını günden güne daha fazla duyuracağı tenis kariyerine başlangıç yaptı. 2012’de junior kategorisinde ilk kez katıldığı “Grandslam” lerde başarılı bir grafik çizemese de 2013’te Avustralya Açık ve Fransa Açık’ta yarı finale yükselmesinin ardından asıl başarısını Amerika Açık’ta şampiyon olarak elde etti. Yakaladığı başarılarla aynı sene junior kategorisinde 1 numaraya yükselen Coric, bulunduğu seviyenin kendisi için yeterli olmayacağını düşünerek ATP turnuvalarında boy göstermeye başladı. 2014’te ilk kez Amerika Açık’ta ana tabloda yer almasının ardından, İzmir’de katıldığı turnuvada ATP seviyesinde ilk Challenger şampiyonluğuna ulaşmış oldu. Adını tüm otoritelere duyurduğu, yeteneğiyle gelecekte çok önemli işler başaracağını gösterdiği Basel turnuvasında, Nadal’ı olağanüstü oyunuyla devirerek adını yarı finale yazdırdı. Yarı finalde elense de aynı ay içerisinde tur sıralamasında ilk 100’e girerek, Gasquet ve Nadal’dan sonra, 18 yaşından önce sıralamada ilk 100’de yer bulan üçüncü isim oldu. Geçirdiği başarılı dönemin ardından, ATP tarafından, yılın “Geleceğin Yıldızı” ödülüne layık görüldü. 2015’te Avustralya Açık’ta ilk kez doğrudan ana tabloda kendisine yer bulan Coric, ilk turda gösterdiği kötü performansla elenmekten kurtulamadı. Şubat ayında “şanslı kaybeden* olarak katıldığı Dubai Açık’ta, çeyrek finalde karşılaştığı, turun 3 numarası ve güçlü favorilerinden biri olan Andy Murray’ı iki sette mağlup ederek, Nadal galibiyetinden sonra en önemli galibiyetlerinden birini daha elde etmiş oldu. Maç boyunca hem defansta hem de atakta sergilediği etkili, inatçı ve istikrarlı oyunuyla geleceğin “Djokovic” i olarak aday gösterilen Coric, ortaya koyduğu karakterle neler yapabileceğini bir kez daha tenisseverlere ispatlamış oldu. Yarı finalde Federer ile eşleşen Coric’ in finali görmesi durumunda sıralamada ilk elliye girme şansı bulunuyor.

Oyun stilinden kısaca bahsetmek gerekirse, Coric’in çok yönlülüğü ve baseline gerisindeki güçlü ve oyunu yönlendirme etkisine sahip vuruşları ile Cilic’e benzetilmesinin yanında, maç içindeki inatçılığı, tavırları ve özellikle favori vuruşu olarak adlandırdığı backhandi ile daha çok Djokovic’ e benzetildiği söylenebilir. Avantajı karşı tarafa verdiğinde savunmada gösterdiği topu çıkarma isteği, Coric’in vuruş becerisiyle birleştiğinde izleyiciler açısından keyifli, rakibini de oyundan düşürecek ve hataya yönlendirecek puanlar ortaya çıkarabilmektedir. Hem forehand hem de backhand returnlerde puan alma yeteneğinin üst düzeyde olması Coric’in, rakibinin oyununda baskıyı kolayca kurabilmesini sağlamaktadır. File önünde de bitirici olmasının yanı sıra -her ne kadar genç ve tecrübe konusunda yetersiz olsa da- kritik puanlarda sakin ve soğukkanlı davranarak durumu lehine çevirebilme becerisi ve istediğini ortaya koyabilmesi sahip olduğu en önemli özelliklerden biri olarak gösterilebilir. Her genç oyuncuda görüldüğü gibi maç esnasında iniş çıkışlar yaşaması ve basit hatalarla oyundan düşebilmesi Coric’in ilerisi için aşması gereken en önemli engel olarak gösterilebilir. Doğru yönlendirme ve antrenmanlarla birkaç yıl içinde Coric’in, Balkan Ekolünün yetiştirdiği en yetenekli, en önemli sporculardan biri olarak tarihe geçmesi, erkek tenisinde idol haline gelmesi kimseyi şaşırtmayacaktır.

Özel hayatına gelince; Coric tenis dışında vaktinin büyük bir kısmını yüzme ve boksa ayırmakta. Doğup büyüdüğü Zagreb’i, en sevdiği şehir olarak göstermesinin yanında idolleri Rafael Nadal ve Goran İvanisevic. Favori zemini sert kort  ve favori “Grandslam” i Wimbledon. Koluna yaptırdığı dövmedeki sözde de bahsedildiği gibi, “hayatta sıradışı olmak için insanın elinden gelen her şeyi yapması gerektiği” ifadesi tenis kariyerinde onun için çok büyük önem taşıyor.  “Grandslam” kazanmanın ve bir numaraya yükselmenin kendisi için ulaşılabilir hedefler olduğunu belirten Coric’in, üst seviyedeki yeteneği ve karakteriyle ileriki yıllarda neleri başaracağını ve nasıl bir kariyer sürdüreceğini merak etmekle birlikte, tenisseverlere yaşatacağı yeni sürprizlere de tanık olmaya devam edeceğiz.

 

*Şanslı kaybeden (lucky loser) : Bir tenis turnuvasında ön eleme oynamadan ana tabloya kalan bir oyuncunun sakatlık ya da başka bir sebeple turnuvadan çekilmesi durumunda yerine dahil edilen, ön eleme oynayıp elenenler arasından en iyi sıralamaya sahip olan oyuncuya verilen addır. 

Leave a Reply