Şampiyonlar Ligi’nde yeni sezon heyecanı grup kuralarının çekilmesi ile resmen başladı. Geçtiğimiz sezonu 2. bitiren Fenerbahçe, Lucescu’nun çalıştırdığı Shakthar Donetsk’e elenirken Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek tek Türk takımı son 4 sezonda olduğu gibi Galatasaray oldu.
4.yıldızı taktıktan sonra sıkıntılı bir yaz dönemi geçiren Galatasaray’da sezona da oldukça kötü başlanılmasının ardından moraller oldukça bozuk. Taraftarların transfer beklentilerinin gerçekleşmemesi, alınan yetersiz futbolcular ve boşa harcanan paralar taraftarın iyice sabrını taşırmış durumda. Tüm bu olumsuzlukların ışığında taraftarın Avrupa’ya dair umutları iyiden iyiye kabuslara dönüşmüşken Barcelona efsanesi Puyol’dan sihirli bir dokunuş geldi ve Benfica ve Atletico Madrid’in bulunduğu C Grubu’nu Galatasaray’a çekti. Pastanın çileğini ise Abidal; Astana’yı çekerek koydu ve milyonlarca Galatasaray taraftarının 2012-2013 sezonundaki gibi derin bir “oh” çekmesine sebep oldu. Bu süreçte oldukça ihtiyaçlarının olacağı başarı dileklerimizi temsilcimizden esirgemedikten sonra rakiplerimizi yakından tanıyalım:
BENFICA
Guttmann Laneti’ni üzerinden atmak için can atan Benfica daha uzun yıllar bu lanetten kurtulamayacak gibi duruyor. Zira 2 sene üst üste Avrupa Ligi finaline çıkmalarına rağmen kupayı alamamaları doğaüstü güçlere inanmak için insanı 2.kez düşünmeye sevk ediyor. Jorge Jesus yönetiminde oldukça başarılı sezonlar geçiren Benfica, özellikle meşhur mabedleri Estadio da Luz’da rakiplerini kolayca baskı altına almasıyla ün yapmıştır. Galatasaray ile yaptıkları tek resmi maç da 2008 yılında bu statta oynanmış; Emre Aşık ve Ümit Karan’ın golleriyle zorlu deplasmandan 2-0 galip ayrılmıştık.
Portekiz ekibi kurt hocaları Jorge Jesus’un ezeli rakipleri Sporting Lisbon’a geçmesiyle bu sezona soru işaretleri ile birlikte girdi. Süper Kupa’nın etkisiz bir futbolla beraber kaptırılması taraftarları oldukça hayal kırıklığına uğrattı. Ligde de 2.hafta alınan sürpriz Arouca mağlubiyeti Benfica’nin henüz yeni sezona hazır olmadığını gösteriyor. 3.hafta İstanbul’da oynanacak maça ne derece formda gelecekleri ise büyük merak konusu.
ATLETICO MADRID
Son yıllarda Simeone ile büyük çıkış yakalayan Atletico, tüm otoriteleri şaşırtarak 2 sezon önce Barça ve Real Madrid’in ambargo koyduğu İspanya Ligi’ni şampiyon bitirmiş bununla da yetinmeyip Şampiyonlar Ligi’nde final oynamışlardı. Bu başarılarda büyük pay sahibi olan Arda’nın bu yaz Barcelona’ya transfer olması kadro gücünü pek zayıflatmamış gibi. Çünkü yerine Monaco’dan transfer edilen Yannick Carrasco’nun da çok yetenekli ve gelecek vaad eden bir isim olduğunu söylemek gerek. Bu eşleşmede akıllara ilk gelen olay ise 2010 yılındaki UEFA Avrupa Ligi 2.tur karşılaşmalarıdır. Vicente Calderon’daki 1-1 lik maçın rövanşında Ali Sami Yen’de maç yine 1-1 devam ederken Caner Erkin’in girdiği tehlikeli pozisyonda hakem bariz elle oynamayı atlamış ve maçın sonlarında Forlan’ın golüyle elenmemizde direkt rol oynamıştı. Bu yüzden bu seneki maçlar biraz daha anlam kazanmış durumda.
ASTANA
Şampiyonlar Ligi’nin bu seneki sürpriz takımı olan Kazakistan temsilcisi turnuvanın en zayıf takımı olarak değerlendiriliyor. Transfermarkt’a göre toplam piyasa değeri 13.5 miyon euro olan Astana’da en değerli oyuncular 20 yaşındaki Sırp orta saha Nemanja Maksimovic ile Orta Afrika Cumhuriyeti’nden 29’luk sol kanat Foxi Kéthévoame olarak göze çarpıyor. Eleme turlarında sırasıyla Maribor, Helsinki ve APOEL’i eleyerek gruplara kalan Kazaklar kapalı kutu olarak görülüyor ve sürpriz yapma ihtimallerini azımsamamak gerek. Özellikle Kazakistan’ın zorlu coğrafi şartlarında 30.000 kişilik modern Astana Arena’da hesapta olmayan puanlar çalabilirler.