Bildiğiniz gibi, okulumuzda 100’ü aşkın kulüp faaliyet gösteriyor. Peki bu kulüplerde kimler var, bugüne kadar neler yapmışlar, amaçları neler? GazeteBilkent olarak, okulumuzdaki kulüp ve toplulukları daha yakından tanımak için kulüp yöneticileriyle röportajlar yapma kararı aldık. İlk röportajlarımızdan biri, Kişisel Gelişim Topluluğu Başkanı Numan Faruk Dinçer ile gerçekleşti. Oldukça keyifli ve bilgilendirici geçen röportajda, hem kişisel gelişimin kapsadığı konular, hem de okulumuzun kişisel gelişim topluluğu hakkında pek çok bilgi edindik.
–Bize kulübünüzü kısaca tanıtabilir misin?
-Şöyle tanıtayım, kulübümüz 2008 yılının Kasım ayında kuruldu. Şu an 3. Senesini doldurdu, 4. senesine girmiş bulunmakta. Yeni kurulmuş bir kulüp olarak tanınıyoruz. Geçen seneden bu yana daha aktif olmaya başladık ve bu sene de kulübün ismini daha geniş kitlelere duyurmaya devam edeceğiz. Yeni kurulduğu için adı okulda çok fazla duyulmamış bir kulüp, ama yaptığımız güzel etkinliklerle eminim bizi herkes daha iyi tanıyacak. Şu an aktif olarak 45-50 civarında üyemiz var. Bu faaliyetlerde Rohat Berk Kartal, Ergin Esendemir ve Ercan Yolal başkan yardımcılığı görevini yürütmektedirler.
–“Kişisel gelişim” oldukça geniş kapsamlı bir kavram. Siz, Bilkent’teki arkadaşların kişisel gelişimlerine hangi açılardan katkıda bulunmayı hedefliyorsunuz ya da hangi konulara öncelik veriyorsunuz?
-Sizin de ifade ettiğiniz gibi “Kişisel Gelişim” çok geniş ve kapsamlı bir konu. Biz geçen sene “Mutluluk Seminerleri” adıyla bir seminer dizisi yapmıştık, burada ki insanlara NLP, Duygusal Zeka, Hipnoz ve Astroloji gibi konularda, alanında uzman kişileri getirerek, kişisel gelişimin bu yönünü göstermeye çalışmıştık. Aslında yaptığınız her türlü eylem kişisel gelişime katkıda bulunuyor. Kulübteki arkadaşlar da buraya kendilerini geliştirmek için geliyorlar. Mesela bir arkadaşın çıkıp orada bir sunum yapması bile onun için bir kişisel gelişim faaliyeti. Sonuçta hiç kimse mükemmel değil, gelişmek için çaba sarfetmekteyiz. Biz burada kulüpçe hem kendimizi, hem de Bilken’teki arkadaşların kişisel gelişimi adına seminerler yapıyoruz. Fakat bu seminerlerde biraz da farklı şeyler yapmak istiyoruz. Örneğin bir şirketin CEO’su ile bir söyleşi düzenlemek kolay olabilir, ancak önemli olan katılımcılara doğru mesajların verilmesini sağlamaktır. Biz getirdiğimiz kişilerin sadece konuşup gitmesini değil, bizi geliştirebilecek ne mesajlar verebilirler, onu düşünüyoruz. Bu tip konuları kişisel gelişimle bağdaştırarak seminerler organize etmeyi düşünuyoruz.
– Yani bir anlamda kendinizle beraber kulübünüzü de geliştiriyorsunuz…
-Aynen öyle. Sonuçta, ben kendi adıma konuşayım, kişisel gelişim uzmanı değilim. Kişisel gelişimi çok iyi biliyorum diyemem. Biz burada kendimizi geliştirirken, Bilkent’teki arkadaşların da faydalanması için seminerler yapıyoruz, hedefimiz bu.
–Peki geçmişte yaptığınız diğer aktiviteler nelerdi?
-Kulüp kurulduktan sonra, ilk etkinliğimiz, “Öykü Şenliği” oldu. Bu etkinliğimizde, on öykü yazarı iki gün boyunca, altı seminerden oluşan bir seminerler dizisi verildi. Çok güzel ve farklı bir etkinklik oldu. İlk etkinliğimiz olmasına rağmen başarıyla gerçekleşti. Bir sonraki sene, “Bilgi Yarışması” yapıldı. “Bilgi Yarışması”, Bilkent’in en yüksek katılımcılı organizasyonu oldu, 400 kişi katıldı, aşama aşama yapılarak finale giden, genel kültür üzerine bir yarışmaydı. Geçen sene ise ilk yaptığımız aktivite “TTNet’le Geleceği Netleştir” oldu. TTNet, kendi sponsorluğunda, her üniversiteye kişisel gelişim alanında uzman kişiler getiriyor. TTNet, geçen sene kulübümüz aracılığıyla Bilkent’e geldi ve diğer üniversitelerden farklı olarak etkinliğe ilk kez TTNet Genel Müdür Yardımcısı seviyesinde katılım gerçekleştirdi. Çok güzel ve katılımın yüksek olduğu bir seminerdi. Tüm öğleden sonrasını kapsayan dört saatlik bir seminer olmasına rağmen katılım oranı hiç düşmedi. Onun dışında bahsettiğim “Mutluluk Seminerleri”ni yaptık ve öncekinin devamı şeklinde “Bilgi Yarışması” nın ikincisini düzenledik. İlkini Erkan Tan sunmuştu, geçen senekini de Mehmet Auf sundu. Yine yüksek katılımlı ve başarılı geçti. 2011’in en büyük organizasyonu olarak “RockFEST 2011”i düzenledik. 13 sanatçı ve grubun katılımıyla iki gün boyunca, gündüzleri çim alanda, akşamları da Odeon da olmak üzere konserler verildi. En son kapanış gecesinde, Odeon’un şimdiye kadar ki en yüksek katılımıyla Teoman konseri gerçekleştirildi. Teoman’ın bu konserden kısa süre sonra müziği bırakacağını açıklaması da bu konseri tarihi bir konser haline dönüştürdü. Bu büyük organizasyonu, kendi kulübümüz “Kişisel Gelişim Topluluğu”, Popüler Yaşam Kulübü ve Öğrenci Konseyi’nin iş birliği ile gerçekleştirdik. Bu sene en son olarak, geçtiğimiz günlerde “Bireysel Gelişim ve Dönüşüm Koçluğu” konusunda en uzman kişilerinden olan Narınç Ataman ile “Hayatı Önceliklendirme” adı altında bir seminer yaptık ve o da çok güzel geçti.
–Gelecek dönemlerde ne gibi aktiviteler düşünuyorsunuz?
-Gelecek dönemlerde, “Mutluluk Seminerleri”ni tekrar yapmak istiyoruz. Geçen sefer sadece Ankara’daki NLP uzmanlarını çağırabilmiştik, bu sefer İstanbul’dan daha uzman kişileri de çağırmak istiyoruz. “Bilgi Yarışması”nın üçüncüsünü yapmak istiyoruz, artık dizi haline gelecek. Bunun dışında “Sosyal Medya Zirvesi” yapmak istediğimiz bir diğer etkinlik. Bu şöyle olacak; biliyorsunuz Facebook, Twitter vb. iş alanında çok fazla kullanılmaya başlandı. İnsanlar artık reklamını, tanıtımını Facebook’tan yapıyor. Bizim burada istediğimiz şey şu: Bir şirket veya kişi çağırıp, “Siz bunu nasıl kullanıyorsunuz, ve nasıl kullanacaksınız? Bunu bize anlatır mısınız?” sorularıyla, bir sosyal medya zirvesi şeklinde 4-5 gün, öğle aralarında gerçekleşecek bir seminer dizisi yapmak.
– Yaptığınız aktivitelerden olumlu izlenimler aldığını söyledin. Başka yönde izlenimlerin var mı? Örneğin sadece GE250 puanı almak için gelenler oluyor mu?
-Mesela bahsettiğim gibi, “TTNet’le Geleceğini Netleştir” dört saatlik bir aktiviteydi. Burada insanlara cazip gelen başka konular vardı. İnsanlar GE250 için geliyor, bu doğru. Fakat bunun için gelen insanlar imza atıp gidebilir. Bu etkinlikte yarım saatlik bir ara oldu, ama insanlar buna rağmen salona tekrar geri döndü ve gitmediler. Demek ki insanların ilgisini çekiyor. Burada konu önemli bir unsur. En son aktivitemiz olan “Hayatı Önceliklendirme”de katılım beklenenden yüksek oldu. Demek ki isim önemli, “Hayatı Önceliklendirme”. Zaten biz insanların eksik olduğu yönler hakkında seminer vermek istiyoruz. Konu etkileyici olunca, insanlar eksik yönlerini geliştirmek için geliyorlar; katılmış olmak için değil, daha aktif oluyorlar. Geçen seneki “Mutluluk Seminerleri”nde insanlar konulara oldukça ilgiliydi. Astroloji mesela, çok sayıda bayan arkadaşımız gelmişti. Bu tip konular insanlara çok daha cazip geliyor.
–Son olarak, varlığınızın Bilkent Üniversitesi’ne, öğrencilere ne gibi şeyler kattığını düşünüyorsunuz?
-Dediğim gibi, kulüp olarak biz farklı şeyler yapmak istiyoruz. Sıradanlıktan çok, yapılmamışlığın peşindeyiz. Genellikle aynı tip etkinlikler düzenleniyor. Biz istiyoruz ki insanların ilgisini çekebilecek güzel konular olsun, farklı şeyler gösterelim. Çünkü Bilkent öğrencisi seminer konusunda doymuş durumda. Bu doymuşluğu ancak farklılıkla değiştirebiliriz. Yaptığımız aktiviteler sıradanlıktan biraz daha uzak olduğu için katılım da daha fazla oldu. Bundan dolayı da mutluyuz.