Normalde kendime söz vermiştim bazı şeyler değişene kadar Fenerbahçe ile ilgili yazı yazmayacaktım. Hatta bırakın yazı yazmayı, maçları bile izlemeyecektim. Tabii ki sonunda ne oldu? Hem maçları izledim, hem de şu an bu yazımı Fenerbahçe’ye ayırıyorum. Bunun tabii ki en önemli sebebi çocuklukta kalbime yerleşmiş olan o Fenerbahçe sevgisi. Ne kadar sinirlenirsem sinirleneyim bir sonraki maç günü sabahtan akşama kadar heyecan içinde olurdum. Neler atlatmadık ki? 3 kez kaybedilen final, 3 Temmuz olayı, Alex ile olan olaylar… O kadar çok şey yaşadık ancak neredeyse hepsi bizi daha da ateşli taraftar haline getirdi. Hiçbir zaman küsmedik. Fakat bir taraftar olarak şu son iki yılda zorlandığım kadar hiçbir zaman zorlanmamıştım. Aragones, Lorant her türlü kötü oyun, kötü sonuç görmüştüm ancak hiçbir zaman böylesine umutsuz olmamıştım. Önce tarih yazan oynattığı zevk veren futbolla gönlümüzde taht kuran Ersun Yanal gönderildi. 3 Temmuz sonrası bize en büyük morali veren şey olmuştu o şampiyonluk. Bunun değerini bilemediler ne futbolcular ne de yönetim. Daha sonra inanılmaz ilginç ve kötü bir kararla İsmail Kartal getirildi takımın başına. Dalga geçer gibi sözlerle takımın başına geçti ve rezil bir sezon sonrası görevini bıraktı. İlk defa o zamanlar maç izlerken uykum gelmeye başlamıştı. Bir insanın bu kadar kötü bir hamle yapacağına inanmadığımız için değişik düşünceler içindeydik. Löw bir sene sonra gelecekmiş o yüzden İsmail Kartal idareten getirildi diye düşündük. Ne oldu? Sene sonunda yine hiç tanınmayan gittiği yerlerde başarılar kazansa da hiçbir zaman taraftarın sevgi duymadığı bir teknik direktör bulundu. Hadi belki kimyamız uyuşur dedik. Üstüne kurumsallaşma adına sportif direktör geldi. Biraz düzelme mi var diye aklımızın ucundan geçmeye kalmadı ardı ardına Persie, Nani, Caner, Gökhan, taraftar, yönetim, Pereira birbirine girdi. Hatta senenin son 3 maçında tribünlerde kim kimi ıslıklıyor belli değildi. Üstüne şampiyon olamayan kovulur diyen Aziz Yıldırım, Pereira’yı kovmadı ve güvendiğini belirtti. Gökhan Gönül’ün sezon ortasında şampiyonluk yarışı içinde olduğumuz rakibe imza attığı ortaya çıktı. Zaten sıkıcı futbol ve saçma sapan hatalarla kaybedilen şampiyonluk sonrası moralimiz bozukken takıma sadece defans transferi yapıldı. Bir de unutmadan gelenek olarak bir Anadolu topçusu alındı. Geldiği günden beri sakatlığı bir türlü bitmeyen bekleneni bir türlü veremeyen, kendi düşünceme göre vermek de istemeyen Persie takımda tutuldu. Bunca şey vardı. Yazarken bile içimi daraltan bunca şey… Bütün bunlara rağmen Çarşamba günü televizyonun karşısına geçip maçı izlemeye karar verdim. Bakın ne oldu?
Ben daha maçı açmadan golü kalemizde görmüştük. Resmen 1-0 geride başladık maça. Hakemin hata yaptığını öğrendim neyse o zaman ümit var dedim ancak bırakın ümidim olmasını maçı izlediğim her an ben futbolcular adına, yönetim adına, teknik direktör adına utandım. Karşı takım sürekli topla bir şeyler yaparken biz sadece top peşinde koşuyorduk. Resmen halı sahaya birbirini tanımadan gelen futbolcular gibiydi bizimkiler. Nitekim gol atsak da tekrar yemeyi başardık ve gerisini hatırlamıyorum. Neden mi? Çünkü o kadar sıkılmıştım ki son 2 senedir aynı yavaş, sıradan, hiçbir güzellik barındırmayan futbolu görmeyi artık pes ettim. Uyurken bile atılan bir uzun top sonrası Fernandao’nun hiçbir işe yaramayan gösteriş dolu zıplamalarını görüyordum. Bir gün sonra sabah baktığımda herkesin dilindeydi yine o adam: Vitor Pereira. Yine bütün maç bizi mahveden, saçlarımızı yolduran Fernandao 90 dakika sahada kalmış ve ne kadar oynaması gereken adam varsa çıkmıştı. Olmuyor olmuyor olmuyor. Bunu herkes anladı bir tek Aziz Yıldırım anlayamadı.
Çarşamba günkü maçın da bir yorumu yapılamaz. Hatta bundan sonraki hiçbir Fenerbahçe maçının da yorumu yapılmamalı. Maç özeti diye büyük bir başlık koyup içine Aziz Yıldırım yazmalı. 3 Temmuz’dan sonra gördüğü onca desteğe rağmen taraftarlara böyle bir yönetim sergilemeyi makul gören adama biz de bunu layık görmeliyiz. Yıllardır kombinelerde rakipsiz olan takımın düştüğü hali ondan başka kimse de açıklayamaz.
Bu sıralar yine konuşuluyor Pereira kovulacak diye. Ben size söyleyeyim şimdiden ne olacağını: Herkes diyecek ki bu gitsin bundan kötüsü olamaz ancak kesinlikle eminim ki o gidip o kadar teknik adam arasından daha da kötüsünü bulacaktır. O yüzden Fenerbahçeliler evet, her zaman umudunuz olsun kaybetmeyin ancak Aziz Yıldırım güzel bir şey yapacak diye de güvenmeyin. Son 18 senedir olduğu gibi güzel bir şey yapsa bile dayanamayıp o güzel şeyi bozup daha da üzecektir sizi.
Kaynakça:
1) Öne Çıkarılmış Görsel: aksam.com