Bir şehir devleti olarak Etrüskler’in hükmü altında gelişmiş, krallarını şehirden kovup cumhuriyeti kurmuş, bu dönemde Akdeniz’i kontrolü altına almış, imparatorluk döneminde en güçlü olduğu zamana ulaşmış olan Roma’dan bahsedince herkesin aklına Jül Sezar gelir. Çünkü bir anlamda Roma, Sezar demektir. Aristokrat bir ailenin üyesi olan Jül Sezar, askeri yeteneklerini politika ile taçlandırmış, quaestor(Finansal ve hukuksal işlere bakan devlet memuru) olarak başladığı siyasi yaşamını, ömür boyu sürecek diktatörlüğe çevirmiştir. Ancak milattan önce 44 yılında martın ortasında uğradığı suikast, sadece kendi hükmünün değil, bir çok tarihçi tarafından da düşünüldüğü üzere cumhuriyetin hükmünün de sonu olmuştur. Yaşamı, zaferleri, ilişkileri, güce olan tutkusu ve en sonunda ölümü sadece Roma’yı değil, sonrasında Roma temelli oluşacak medeniyetleri ve dolayısıyla dünyanın büyük bir kısmını etkilemiştir. Çünkü ölümünden sonra Sezar, sadece kişi olan Jül Sezar değildir.
Gaius Jül Sezar MÖ 100’de doğmuş ve MÖ 15 Mart 44’te Roma Senatosu’nda suikasta uğrayana kadar, Roma Cumhuriyeti’nin kaderini değiştirecek birçok olayın baş aktörü olmuştur. Sezar, her soylu Roma vatandaşı gibi siyasi arenanın ortasında büyümüştür. Siyasete atılmadan önce Küçük Asya (Bugünün Batı Anadolu’su diyebiliriz), Kilikya (Mersin-Adana bölgesi) ve Rodos gibi yerlerde hem askeri hem de siyasi hayatında kendisine yardımcı olacak tecrübeler edinmiş, Roma’ya döndükten sonra avukat olarak hizmet vermiş sonraları ise quaestor olmuştur. Sezar, ilk Triumvirlik dönemine ise Galya(Bugünkü Fransa)’daki valiliği ile başlar. Sezar, Crassus ve Pompey ile ilk Triumvirlik’i kurmuş, Crassus’un ekonomik anlamda desteğini almış, Pompey’in de kızıyla evlenerek politika basamaklarında hızlıca ilerlemiştir. Galya’da yaptığı akınlar, elde ettiği ganimetler ve zaferler hem mal varlığı hem de Roma’nın politik arenasındaki saygınlığını arttırmıştır. Roma Sezar sayesinde artık sadece Akdeniz uygarlıklarını değil, kuzeydeki kabilelerin bir kısmını da yönetimi altına almıştır. Galya’daki zaferleri ise Senato’yu Sezar’a karşı cephe almaya itmiştir. Sezar’ın fazla güçlendiğinden korkan ve daha Cumhuriyet’in ilk günlerinden beri bir kral istemeyen Senato, konsüllüğü bırakmaya niyetli olmayan Sezar’ın rejime karşı bir risk oluşturduğunu düşünür. Sezar’a lejyonlarını dağıtması ve Roma’ya bir asker olarak değil, bir vatandaş olarak dönmesi çağrısında bulunulur. Ancak Jül Sezar’ın düşüncesi bu değildir.
Alea iacta est.
-Zarlar atıldı.-
Sezar sadece bir komutan olarak değil, bir siyasetçi ve konuşmacı olarak da etkiliydi. Kendisini ünlü yapan askeri zaferleri olsa da kalıcı olmasının sebebi güçlü bir siyasi lider olmasıydı. İnsanları kendi etkisi altına kolaylıkla alabiliyordu. Galya’da birlikte savaştığı askerlerin ona bağlılığı o kadar fazlaydı ki Sezar ile birlikte eyalet sınırı olan Rubicon Nehri’ni geçtiklerinde Roma Senato’suna karşı savaş ilan etmiş oldular. Sezar’ın eski politik dostu Pompey ise bu sefer Sezar’ın karşısındadır. 4 yıl süren iç savaş sonucunda kazanan Jül Sezar olsa da kaybeden sadece Pompey ve Senato olmamış aynı zamanda Roma ve Cumhuriyet’in temelleri de olmuştur.
Sezar istediğini elde eder ve iç savaşın sonunda ömür boyu diktatör ilan edilir. Cumhuriyet, Marius ve Sulla gibi diktatörler görmüş ve yozlaşmış olsa da ayakta kalmayı başarabilmişti. Ancak MÖ 49’da başlayan iç savaş ve Sezar’ın ölümünden sonra yaşanan iç karışıklıklarla, cumhuriyetin kendisi de son nefesini vermiştir. Sezar, kısa süren diktatörlüğü döneminde fakirler ve emekli askerler için bazı düzenlemelerde bulundu. Takvimi düzenleyerek yedinci aya, temmuz, kendi adını verdi. Ancak 15 Mart 44’te düzenlenen komplo ile diktatörlüğü son bulmuştur. Gerçekliği tartışılsa da herkesçe bilinen şu sözlerin son sözleri olduğu rivayet edilir:
Et tu, Brute?
Yine de ölüm Sezar’ın sonu olmamıştır. Ölümünden sonra Tanrılık mertebesine yükseltilmiş ve sonraki birçok Roma imparatoru tarafından ‘Sezar’ bir unvan olarak kullanılmıştır.
Jül Sezar, yaşamı boyunca hem Roma Cumhuriyeti’nin hem de ardılı olan Roma İmparatorluğu’nun kaderini değiştirecek kararlar almış ve cumhuriyetten imparatorluğa olan geçişi büyük oranda etkilemiştir. Bundan dolayıdır ki Octavian ile başlayan Roma imparatorlarının hemen hemen hepsi ‘Sezar’ adını benimsemiş, ismi ölümünden sonra da yaşatılmıştır. MS 476 yılında Batı Roma İmparatorluğu sona erse de ardılları ve Doğu Roma İmparatorluğu ‘Sezar’ı veya Sezar türevi olan unvanları kullanmaya devam etmiştir. İşte bu yüzden, Sezar’ın en büyük başarısı Pontus Devleti’yle yaptığı savaşları, Galya’da kazandığı zaferleri ya da diktatör olması değil, Sezar adının yaşamasıdır. Tanrısallaştırıldıktan ve Roma İmparatorları tarafından kullanıldığından dolayı herkesin aklında Roma denilince Sezar gelir.
Bu unvan sadece batı dünyasında ya da Roma İmparatorluğu’nda değil, Roma’dan sonra gelen ve onun mirasçısı olmaya çalışan birçok devlet tarafından da kullanılmıştır. Her ne kadar Voltaire tarafından “Ne kutsal, ne Romalı, ne de imparatorluk…” diye betimlenmiş olsa da, Kutsal Roma İmparatorluğu bu unvanı kayzer olarak edinmiş, 962 yılından 1806 yılına kadar hükümdarları bu unvanı kullanmıştır. Kutsal Roma İmparatorluğu dağılsa da Alman devletleri bu unvanı kullanmaktan vazgeçmemiş, 1806 yılından 1918’de dağılana kadar Avusturya İmparatorluğu bu unvanı kullanmış, 1871-1918 yılları arasında da Alman İmparatorluğu tarafından kayzer unvanı kullanılmıştır. Roma’nın sonraki medeniyetlere olan etkisini hukuk, vergilendirme, askeri ve idari düzenlemeler ya da mimariye bakarak anlayabiliriz ancak hükümdarların Roma hükümdarlarını örnek alması ve hatta onları taklit etmesi bile bize bu etkiyi kolaylıkla gösterebilir.
Sezar unvanı sadece Alman ve batı dünyası kullanmamış, İslam devletleri arasında da kullanılmıştır. II. Mehmet’in Konstantiniyye’ye olan ilgisi sadece şehrin güzelliğine değil, aynı zamanda Doğu Roma imparatorlarının Sezar’ın halefleri olarak görülmesidir. 1453 yılından sonra, Fatih Sultan Mehmet ile başlayarak Osmanlı sultanları da Sezar unvanını Keyser-i Rum olarak kullanmışlardır. Hatta sonraları bu unvan iki hükümdar arasında bir çekişmeye bile yol açmıştır. Hepimiz 1533 yılında imzalanan İstanbul Antlaşması’nda Avusturya arşidükünün, Osmanlı sadrazamına denk sayıldığını biliriz. Buradaki asıl detay, Osmanlı Keyser-i Rum’unun Kutsal Roma İmparatorluğu Kayzer’ine kendi üstünlüğünü ve dolayısıyla meşruiyetini kabul ettirmiş olmasıdır.
1453 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun sonu Moskova Knezliği’ni son Ortodoks devlet yapmış ve 1472 yılında Moskova prensi III. Ivan’ın son Doğu Roma imparatorunun yeğeniyle evlenmesiyle Sezar unvanı çar(caesar-tsar) olarak Ruslar tarafından da kullanılmaya başlanmıştır. Yine 1918 yılında son çarın ve ailesinin devrim sonrasında öldürülmesiyle unvanın kullanılması burada da son bulmuştur. Ancak Slav dünyasının bir başka devleti, Bulgaristan, 1908 ve 1946 yılları arasında krallarına ”Çar” diye hitap ederek bu unvanı yaşatmıştır.
Gaius Jül Sezar MÖ 100-44 yılları arasında yaşamıştır. Ancak ismi ölümünden binlerce yıl sonra bile kullanılan, 1946 yılına kadar yaşatılan bir unvan olmuştur. Sezar’ı tanımamızın sebebi hayatında başardığı şeyler ya da zaferlerinden çok ölümünden sonra birçok medeniyet ve hükümdar olarak örnek alınmış olmasıdır. Sezar’ın kendi egemenliği için başlattığı Roma İç Savaşı her ne kadar 4 yıl sürse de onun ismi için olan mücadeleler, politik çekişmeler veya savaşlar ölümünden binlerce yıl sonra bile devam edecektir.
Kaynakça:
Gibbon, Edward. “Titles of Augustus and Caesar.”, The History of The Decline and Fall of The Roman Empire (s.85). Londra: Routledge/Thoemmes Press.
Toynbee, Arnold Joseph. “Julius Caesar.” Britannica. S.y., 8 Haziran 2015. Web.
“Tsar.” Britannica. S.y. 31 Aralık 2014. Web.
Öne Çıkarılan Görsel: https://en.wikipedia.org/wiki/File:Karl_Theodor_von_Piloty_Murder_of_Caesar_1865.jpg
Görsel1: https://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Siege-alesia-vercingetorix-jules-cesar.jpg
Görsel2: https://tr.wikipedia.org/wiki/Dosya:Cesar-sa_mort.jpg
Görsel3: https://en.wikipedia.org/wiki/File:RomanRepublic40BC.jpg
Görsel4: https://en.wikipedia.org/wiki/File:Seal_of_Ivan_3_(reverse).svg