Üniversitemizin en prestijli kulüplerinden Mühendislik Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Sargın Erdoğan’la röportajımızı gerçekleştirdik. Kampüs Ekibi yazarlarından Özgen Işık’ın yaptığı keyifli röportajı sunuyoruz.
Özgen Işık: Öncelikle sizi biraz tanıyalım.
Sargın Erdoğan: Ben, üniversitemizin öncü topluluklarından Mühendislik Topluluğu’nun 2 yıllık yönetim kurulu başkanı Sargın Erdoğan. İşi gücü MT olan, kendisini düz mühendis olmanın ötesine taşımaya çalışan klasik bir Bilkentliyim. Yeni insanlarla tanışmayı ve onlara bir şeyler katabilmeyi çok sevdiğim için kendimi kulüp işlerine adadım diyebilirim. Kulüpçülük hayatımda, önümde kısa bir zaman kaldı ve bu kısa zamanda da MTli arkadaşlarımla birlikte başta okulumuzdaki, sonrasında Türkiye çapındaki öğrencilere dolu dolu organizasyonlar sunup onlara bir şeyler katabilmeyi çok istiyorum.
Işık: Kulübünüzü biraz tanıtabilir misiniz?
Erdoğan: Kulübümüz Mühendislik Topluluğu, kısaca MT, okulumuzda hem iş ve kariyer hem de teknik alanda çalışmalar yürüten bir öğrenci topluluğu. 20 yıl önce okulumuz endüstri mühendisleri tarafından kurulmuş ve zamanla isminin önüne geçerek Türkiye çapı, bölüm fark etmeksizin tüm üniversite öğrencilerine hitap etmeye başlamış bir kulüp. Okulumuzun akademik alanda bize gerekli her şeyi kattığına inanıyor ve kendimizi akademik alan dışındaki konularda geliştirmeye çalışıyoruz. Kendini geliştirmek isteyen ve bunu yaparken de eğlenen insanların buluşma noktası MT. Türkiye’deki her kulübün kullandığı “aile” sözünü çok klişe bulsam ve kullanmamaya çalışsam da bizi daha iyi anlatacak bir kelime yok bence. Samimiyetimizi şöyle anlatabilirim: Yeni gelen bir üyenin, kim eski kim yeni kim yönetim kurulunda kim koordinatör anlama şansı yok neredeyse. Herkes iç içe, herkes birbiriyle çok uyumlu. 100’den fazla aktif üyemizle de sene boyunca küçük büyük 40’a yakın organizasyon düzenlemeye çalışıyoruz. Sloganımız ise [M]ore [T]han Engineering.
Işık: Geçmişte yapılan aktiviteleriniz nelerdir?
Erdoğan: 7 senedir düzenlediğimiz organizasyonumuz Yönet ile başlamalıyım herhalde. Yönet, günümüz yöneticileriyle geleceğin liderlerini buluşturduğumuz bir yöneticilik ve liderlik kampı. Önde gelen şirketlerin üst düzey yöneticileriyle birbirinden kaliteli 120 üniversite öğrencisi buluşuyor bu organizasyonda. Geçmişteki Yönet’lerde eski cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’den, Schneider Orta Doğu ve Balkanlar CEO’su Turhan Turhangil’e, Volkwagen CEO’su Vedat Uygun’dan, Türkiye’nin bir numaralı kadın girişimcisi Gamze Cizreli’ye birçok alanının uzmanı konuğumuz olmuştur. Bu 7 sene boyunca da Unilever, Avea, Vodafone, Finansbank, Volkswagen gibi birçok üst düzey şirket sponsorlarımız olmuştur. Ben bu soruda en çok rağbet görmüş etkinliğimizden bahsedeyim. Okulumuzda gördüğüm ve duyduğum en büyük katılımlı organizasyon olma özelliği taşıyan bu organizasyon, 2 sene önce Cem Yılmaz ile gerçekleştirdiğimiz Ünlü MuhabbeT. 5000’den fazla kişi söyleşimize katılmak istemişti; fakat okulumuzun en büyük salonu MSSF’deki salonun kapasitesi sebebiyle 2000’e yakın okulumuz öğrencisini konuk edebilmiştik. Bilkent Clubcard ise okulumuzun en büyük marka değerine sahip organizasyonu bana göre. Bu sene Bilkent Clubcard’ın 5.’sini 90’dan fazla mekânla çıkartacağız. İmzalar atıldı, kartlar basımda, 20. yıl hediyemizi okulumuza vermemize az kaldı.
Işık: Gelecek dönem için ne gibi aktiviteler düşünüyorsunuz?
Erdoğan: Gelecek dönem küçüklü büyüklü birçok aktivite planladık. İsterseniz bunların en büyüklerinden bahsedeyim. Öncelikle 2 – 4 Mart arasında Yönet 2012 var. Biraz önce de anlattığım üzere 120 üniversite öğrencisi yöneticilik ve liderlik kampımıza katılacak. Yönet’in sonrasında ise bu sene ilk defa düzenleyeceğimiz “Campus ’12 – Girişimcilik ve İnovasyon Zirvesi” var. Tek gün sürecek bu etkinliğimizi yine bir otelde gerçekleştireceğiz ve bu sefer, 170 üniversite öğrencisi konuğumuz olacak. Girişimcilik ve inovasyon konusunda çeşitli üst düzey isimler konuğumuz olacak. Şimdilik konuşmacılarımız konusunda sır vermiyorum ve sürprizimizi bekleyin diyorum. Özellikle inovasyon ya da girişimcilik konularıyla ilgilenen arkadaşlar sakın kaçırmasın bu organizasyonu. Türkiye çapı bu etkinliklerimiz haricinde bu sene ilk defa gerçekleştireceğimiz bir organizasyonumuz daha var. Bu da Case Challenge 2012. Case Challenge 2012’nin Türkiye’nin en prestijli vaka analizi yarışması olacağına inanıyoruz. Türkiye’nin önde gelen 15 öğrenci kulübünün yarışacağı bir case yarışması olacak. Case ise “Case” kavramını çıkaran Harvard Business School’dan gelecek. Savunma Sanayi Günleri’miz ise bu dönemki en büyük teknik organizasyonumuz olacak.
Işık: MT ailesine katılmaya nasıl karar verdiniz?
Erdoğan: 2009 yılında yeni bir Bilkentli olarak, okulumuzdaki kulüpleri tanımaya çalışıyordum. Kulüp işini görür görmez çok sevdiğimden tek tek çoğu kulübün tanışma toplantısına gittim. MT Tanışma Toplantısı ise aradığım adresin neresi olduğunu bulduğum yer oldu. Çoğu kulübün laftaki samimiyetini görmüştüm ve MT’nin de öyle olacağını düşünüyordum; fakat olmadı. Gördüğüm ortam, hem kendimi geliştirebileceğim bir yerdi hem de gerçekten insanlarını çok sevmiştim. Zaten sonrasında da kulübün o zamanki üyeleriyle ve geçmişteki MTlilerle çok iyi anlaştık. Hazırlıkta olmama rağmen bir anda birçok 3. ve 4. sınıf arkadaşlarım oldu. Aynı zamanda da onlarla bir şeyler başarabilmek beni kulübe sıkı sıkıya bağladı. Bir arkadaşım bana geçen gün: “Kulüpçülük futbolsa sen holigansın.” dedi, bense “Holigan değil, amigo” diye düzelttim ve bunun en büyük nedeni o zamanki arkadaşlıklarım kesinlikle. Şu anda MT’yi de bize emanet edilmiş olarak görüyoruz. Sene sonunda da kulübümüzü yeni arkadaşlarımıza emanet ederek bırakacağız. Hem yeniler hem eskiler, hepsi ayrı ayrı çok değerli, hepsinin yeri ayrı ve hepsine gerçekten çok güveniyorum.
Işık: Benim okuldaki 3. yılım fakat MT ismini bu yıl daha fazla duydum. Eskiden daha az üyesi vardı sanırım, bu seneki başarınızı neye borçlusunuz?
Erdoğan: Bu seneki başarımızı gerçek bir takım ruhuna sahip olmamıza bağlıyorum. Dönem başındaki oryantasyonda 708 kayıt almıştık. Tabi ki her kulübün verilerini bilmiyorum; ama bu bir rekor olabilir. Bu 708 kaydı eski üyelerimizin, birlikte yoğun çalışmasıyla aldık. Oryantasyon dönemi 10’ar kişi aynı evde kalıp, sabahları çalışıyor akşamları eğleniyorduk. Yazınsa yine kalabalık bir ekip olarak İstanbul’daki şirketleri gezmiştik. Oradaki felsefemiz de aynıydı: sabah yoğun çalış, akşam olabildiğince eğlen. Sağlam takımımız, yeni üyelerimizin katılmasıyla daha da sağlamlaştı. Tabi ki 708 kişi kulübümüze devam etmedi; ama onlardan geriye çok sağlam bir ekip kaldı. Bu sağlam ekip sayesinde de üye sayımız daha da artıyor. Başarılı işler de bu sağlam ekipten çıkıyor.
Işık: Röportajımıza katıldığınız için teşekkürler…
Erdoğan: Ben, ilginiz için çok teşekkür ederim.