Adından daha çok Çin Komünist Partisi’nin demir yumrukla yönetimi, dünya sıralamalarında ilklerde yer alan yoğun nüfusu, ucuz iş gücü ve kendine has kültürüyle söz ettiren Çin, son on yıldır başka bir alanda da ön plana çıkmakta: Uzay ve uydu teknolojileri.
Uzay programını 1992’de başlatan ülke, çok değil dokuz yıl önce, ilk taykonotu (Eski Doğu Bloku ülkelerinde Kozmonot, Batı’da ise Astronot olarak adlandırılan Uzay Adamları) Yang Livey’i taşıyan uzay aracını ise 2003 yılında yörüngeye fırlatmış ve ABD ile Rusya’nın ardından yörüngeye insanlı uydu gönderen üçüncü ülke olmuş, gelecekte de uzay teknolojileriyle adından söz ettireceğini ortaya koymuştu.
Geçtiğimiz yaz da, uzaya çıkan ilk kadın Valentina Tereshkova’dan 49 yıl sonra, ilk kadın taykonotu Liu Yang’ın da aralarında bulunduğu üç mürettebatı taşıyan Şıncou-9 uydusunu Semavi Saray-1 modülü ile uzaktan kumanda yoluyla kenetleyerek bir ilke imza atmıştı.
Son zamanlarda, uzay teknolojilerine bunca başarılı olan Çin, 2020 yılına kadar uzayda 60 tonluk bir uzay istasyonu kurma hedefi çerçevesinde Haziran ile Ağustos ayları arasında üç taykonotu taşıyacak Şıncou-10 uzay mekiğinin yörüngeye yollanacağını açıkladı. Şıncou-10 mekiğinin, yörüngedeki Semavi Saray-1 (Tiengong-1) modülü ile kenetleneceği ve görevinin, Çin’in uzay programı için “hayati önem taşıdığı” vurgulandı.
Bu yaz hayata geçirilmesi planlanan uzay misyonunun daimi uzay laboratuvarı kurma ve uzay istasyonu inşası için gerekli olan kilit teknolojileri test etme projelerini de kapsadığı duyuruldu.
Biz de, insanlığın göklere yayılma serüveninde, bir adım daha kat eden Çin’i kutluyor, insanlığın ilerlemesi adına heyecan duyuyoruz.
Kaynak: Hürriyet Bilim ve Teknoloji