Kendinizi hayatın gerisinde kalmış, yanlış seçimler yapmış ya da hiç risk almayıp yerinizde saymış, başka insanların “mükemmel” hayatlarını gördükçe de kendinizinkine karşı umunuzu yitirmiş olabilirsiniz. Yaşınızın geçtiğini veya genç olsanız bile herkesten geride hissediyor olabilirsiniz. Kendinizi çevrenizdekilerle, hatta çevrenizde bile olmayan insanlarla karşılaştırıyor olabilirsiniz. Şunu size hatırlatmak isterim ki bunlar çok normal ve hepimiz zaman zaman yaşıyoruz. Normal olmayan ise, bu düşüncelerin içinde boğulup gitmek çünkü aslında kimsenin hayatı tamamen toz pembe değil ve hepimizin zamanı birbirinden farklı.

Zaman zaman kendi hayatımızı başka insanlarınkiyle karşılaştırdığımızda, onlarınki karşısında moralimizi bozuyoruz. “Ne kadar eğleniyor, ne kadar iyi bir işi var, ne kadar güzel bir ailesi var” tarzı düşünceler beynimizi fazlasıyla yoruyor. Bir tek bizim hayatımız monoton, diğer herkesin yaşantısı bizimkinden daha verimli, daha tatminkar ve daha coşkulu görünüyor. Dolaysıyla, onların da hayatlarından çok memnun olduğunu düşünüyoruz. Ama aslında biz sadece gösterilmek istenen yüzlerini görüyoruz. Sosyal medyada yansıtılanı bırakın, yakınımız olan insanların bile her şeyini bilemiyoruz. Sadece bize göstermek istedikleri kadarını biliyoruz. O harikaymış gibi lanse ettiği işinden istifa etmeyi düşünen, aslında içinde bitmiş ilişkisini çok iyi gidiyormuş gibi gösteren, çok fazla arkadaşı arasında bile yalnız hisseden bir çok insan var.

Bunun dışında da hepimizin genel olarak iyi ve kötü anları var. İnsanlar genellikle iyi anlarını gösterdikleri için de onların hayatı hep öyleymiş lanse edilebiliyor. Ama kimse için her şey toz pembe değil… Mutluluk, iç huzur, mükemmel ilişki, hayalindeki iş, güvenilir arkadaşlar… Kimse sadece bunlara sahip değil. Eminim hepimizin yalnız olduğu, birini özlediği, depresyonda olduğu, geçmişten kaçtığı ve gelecekten korktuğu zamanları vardır. Kimsenin bilmediği kişisel meselelerimiz ve kaçtığımız sırlarımız, kurtulamadığımız travmalarımız vardır. Fakat bunların yanında içimizin huzurla dolduğu aile buluşmalarımız, arkadaşlarımızla kahkahalara boğulduğumuz geceler, ilk randevularımızın heyecanı veya istediğimiz işte her gün çalışmanın mutluluğu da bizimledir. Kimse sadece mutlu veya sadece mutsuz değildir.

Hepimiz insanız ve mutlu anılarımız olduğu kadar mutsuz anımız da çok fazla var. Diğer insanlar da tabi ki bizim gibi sıkıntılar yaşıyor ama biz bunlardan bihaberiz sadece… Sözün özü; herkesin savaşları, mutlulukları, zorlukları farklıdır. Kimsenin hayatına bakarak kendinizinkine bir anlam yüklemeyin.

Bir diğer yön ise, hepimizin zamanı farklı. Hayat hepimiz için farklı işliyor. Şöyle düşünelim, herkes hayatının aşkını 20 yaşında bulmaz, hayalindeki iş, girdiği ilk iş değildir veya birkaç kazık yemeden doğru arkadaşı bulamaz. Sizin dönüm noktanız olan olayın olduğu gün, başkası için sıradan bir gündür veya başka birinin en büyük acısını yaşadığı gün de sizin en mutlu gününüz olabilir. Bir insan 20li yaşlarında evlenip ve kısa süre sonra boşanabilir fakat başka bir insan 30lu yaşlarında evlenip sonsuza kadar mutlu olabilir. Donald Trump başkan olduğunda 70 yaşındaydı…

Hiçbir şey için geç kalmadınız, her zaman hatırlayın geçmiş hakkında üzülmeyin, endişelenmeyin. Hatalarınızı yüzünüze vurmayın. “Hiçbir şeyi başaramadım!” diye düşünmeyin. Gelecek hakkında kaygılanmayın. Sadece bugüne odaklanın. Bugün o kadar iyi değilse endişelenmeyin! Yarın her şey çok daha güzel olabilir.

Leave a Reply

1 comment

  1. Anonim

    Sevgili Torunum
    Yazını okudum çok beğendim.
    Seninle gurur duyuyorum
    Deden Mehmet Bildirici
    02.11.2021
    02.11.1948 günü benim dedem Mehmet Bildirici ölmüştü.

    -2