Ben… Mutsuzum. Yorulduğum zamanlardan birine daha gelip yol ağzında mola verdiğimde, bu kaçıncı serzenişimdir, sayamadım.

Ben… Yorgunum. Yorgunluğum mutsuzluğuma yol açıp beni bir karar aşamasına sürüklediğinde, bu kaçıncı korkuşumdur gelecekten, sayısını tutamadım.

Ben… Halsizim. Oynamak istemiyorum kirli oyunlarınızı, gözyaşlarımla ıslanan gözlerimi kimse görmesin diye bu kaçıncıdır yalanlarınıza alet oluşum, hatırlayamadım.

Ben… Çaresizim. Her bir yalanla daha da kirlenmiş yüreğimin tozlu raflarında, bu kaçıncıdır umarlar arayıp bomboş kalışım, anlayamadım.

Ben… Tükenmişim. Oyunlara tekrar tekrar başlayıp, perdeler ve dekorları kendim toplayışlarımda, bu kaçıncıdır her bir umut parçasını yüreğime gömüşüm, ben çetelesini tutamadım.

Kimsenin gözlerine bakamıyorum artık, eski parıltılarım ve güçlü duruşumla. Kimsenin ellerini tutamıyorum artık; yorgun, çaresiz ve titrek yalnızlığımda. Kimsenin kelimelerini anlamıyorum artık; içimin çukurlarında biriken anlamsızlık nehrinin kirli sularında…

Ben… Karanlığım. Yalanlarımla kirlettiğim masum dünyamın her bir gününü tek tek kurban verdim sevdiğim, gözlerine bakmak istediğim üç adamın önüne.

Ben… Yalnızım. Kalabalığın içinde, öylece durmuş gelip geçen insanları yukarıdan, yumuşak bir odaya hapsedilen deli insanlar gibi izliyormuşçasına yalnızım.

Ben… Yıpranmışım. O yalnızlık odasında gitarımla baş başa, ta ki o gitarı parçalayan ellerime bakana kadar, ben yıpranmışım.

Oynamak istemiyorum kirli dünyanızda. Sarı ellerimin günahkar vasfıyla anılmasına, kıpkırmızı kalbimin kirli siyahla puslanmasına, parlak gözlerimin yıldızlarının bir bir kaybolmasına seyirci kalmışım; öyleyse baş rolü de vermeyin bana.

Ben… Korkağım. Kiminin yüzleşmekte halsiz düşmediği bu siyah beyaz dünyada; en kirli düşünceleri en safiyane duygulara karıştırırcasına korkağım.

Ben… Korkağım. Geleceğe umutla bakabilmek bir yana, ben en temiz sayfaları kanla boyayanım.

Ben… Siyahım. Kanım bile kirli akreplerin zehrini akıtmaya yanaşmadığı, kıyafetlerim bile kara kara yengeçlerin yuvalanmadığı kadar siyahken, ben tamamen simsiyahım.

Ben… Kim miyim? Ben, senin en karanlık düşlerinden bile siyah, ben senin en korkutucu fikirlerinden bile karanlık, ben senin en çıplak halinden bile savunmasız, ben senin en korkak halinden bile ürkek, ben senin en yorgun halinden bile bezgin olanım.

Ben… Kim miyim? Aynaya bak, beni göreceksin; ben senin kalbindeki kanayan yarayım.

Leave a Reply