Altyazı Bariyerini Aşmak

Oda arkadaşım uzunca bir süredir Bestekar Sokak’ta açılan yeni Kore restoranına gitmemiz gerektiğini söylüyordu. En sonunda sözünü dinleyip Korelee’ye gittiğimizde restoranın önünde oldukça uzun bir sıra olması beni çok şaşırttı. Restoranın müşteri kitlesinin genel olarak bizim yaşlarımızda olmasını beklemiştim ancak her yaştan insan vardı. Ankara’da bir Kore restoranının bu kadar ilgi görmesine çok mutlu oldum.

Küçükken yazları anneannemin yanında kalırdım. Komşusuyla çok iyi anlaşırdık. Ben ona öğlen yemeğine gittiğimde hep Kore dizisi izliyor olurdu. Ben de oturup onunla izlerdim. Yıl 2008, Saraydaki Mücevher isminde bir Kore dizisine dublaj yapılmış ve TRT1’de yayınlanıyor. O sırada çok normal geliyordu ancak şu an ne kadar olağanüstü bir durum olduğunu düşünüyorum. Bu diziyi tekrar tekrar izledim ve hala en sevdiğim dizilerden biridir.

Kore Dalgası ya da Hallyu ifadesini mutlaka bir yerlerden duymuşsunuzdur. Güney Kore kültür unsurlarının tüm dünyaya yayılmasını ifade ediyor. Hallyu’nun etkilerini tüm dünyada izlenen Kore dizileri, ödüllü filmler, gittikçe popülerleşen mukbang ya da dalgona kahvesi gibi kültür ögeleri, Kore güzellik markaları ve Kore modası gibi birçok alanda görebiliyoruz.

Bu terimin ilk kez Pekinli gazeteciler tarafından 1990’da kullanıldığına inanılıyor. Hallyu’nun başlangıcı konusunda 1997’de yayınlanan What is Love? ve Wish Upon a Star dizilerine işaret edilse de asıl başlangıcın bundan daha önce 1993’te Güney Kore dizisi Jealousy’nin Çin’de yayınlanması olduğunu düşünenler de var. Elite Asia’ya göre Kore Dalgası’nın gelişiminde 90’ların sonundaki ekonomik kriz sebebiyle Güney Kore’nin Japonya’dan yapılan kültürel alımları azaltmasının, ülke içerisindeki kültürel üretime daha büyük önem vermeye başlamasının ve Kore üniversitelerinde kültür üzerine daha çok bölüm açılmasının da etkisi var. 2000’lerin başlarında Asya pop kültür piyasasında oluşan boşluğu büyük ölçüde Güney Kore’nin doldurmasının da Kore Dalgası’nın güçlenerek tüm dünyaya yayılmasında etkisi olduğunu söyleyebiliriz.

2005’te tüm Asya’da isimlerini duyuran Super Junior ve SS501 gibi gruplar Kore pop müziğinin popülerleşmesine ilk katkıyı yapanlardandı. Akıllı telefonların ve internetin gelişmesiyle Kore kültürüne olan ilgi gittikçe arttı. 2010 yılında Güney Kore’nin müzik endüstrisindeki ihraçları %168 yükseldi. Bu popülerlik 2012 yılında neredeyse her an her yerde dinlenen Gangnam Style’dan sonra daha da açıklık kazandı. Hatta o zamanki ABD başkanı Barack Obama Güney Kore’deki Hankuk Üniversitesi’ne gittiğinde, neden birçok insanın Kore Dalgası’na kapıldığını anladığını söyledi. Gangnam Style’ın ardından Big Bang ve Girl’s Generation gibi pop müzik grupları dünyada turlar düzenleyerek World Music Awards (2014) ve Youtube Music Awards (2013) gibi ödüller aldılar. Şu sıralar isimlerini her yerde duyduğumuz BTS grubunun, gençler üzerindeki etkisi göz önüne alınarak Birleşmiş Milletler’de konuşma yapması da Kore Dalgası’nın nasıl boyutlara ulaştığı hakkında daha da net bir görüntü çizebilir.

Kore dizilerine gelirsek… Yazının başında bahsettiğim Saraydaki Mücevher, 91 ülkede yayınlanarak tüm dünyada popülerleşen ilk Kore dizisi sayılabilir. Bunun ardından My Fair Lady, Stairway to Heaven, All About Eve gibi diziler Asya’nın çok dışına çıkarak Latin Amerika’da popülerleşmiş, hatta o zamanki yerel yapımlardan bile daha çok izlenmeye başlanmış. Netflix ve korona tedbirleri ile beraber Kore dizileri de doğal olarak şu ana kadar ulaştıkları en yüksek izlenme seviyelerine ulaşmış. Örneğin geçirdiği bir paraşüt kazası sonucu Güney Koreli bir kadının Kuzey Kore’ye düşmesini anlatan Crash Landing On You, ABD’de bir süreliğine Netflix’te en çok izlenen 6.dizi olmuş. Yine Kore korku draması Sweet Home, yayınlandıktan kısa bir süre sonra Netflix ABD’de 3.sıraya yükselmiş.

Dizilerin yanında son zamanlarda oldukça büyük ses getiren Kore filmlerinden de bahsetmeden yazıyı bitirmek istemiyorum. Minari, Mother, Okja, dört Oscar’lı Parasite ve Parasite’ın yönetmeni Bong Joon-Ho’nun tüm filmleri tüm dünyada tanınan Kore filmlerinden bazıları.

Annem, ben ve kardeşim bir araya geldiğimizde yaptığımız ilk etkinlik güzel bir Kore dizisine başlamak. Gerçekten çok keyif aldığımız ve dört gözle beklediğimiz bir şey. Covid’in başlarında bir arkadaşıma da bir Kore dizisi önermiştim, Crash Landing On You. O kadar çok beğendi ki kendisi şu an benden daha fazla dizi biliyor ve tüm arkadaşlarına da dizi misyonerliği yapıyor. Parasite’ın yönetmeni Bong Joon-Ho’nun Oscar töreninde söylediği ve genel olarak farklı kültürlerin ürünlerine olan mesafeli yaklaşımımız için geçerli olabileceğini düşündüğüm sözleriyle yazımı kapatıyorum:

“Once you overcome the 1-inch tall barrier of subtitles, you will be introduced to so many more amazing films.”

Kaynakça

https://www.soundoflife.com/blogs/experiences/how-korean-wave-made-global-splash

https://resources.elitetranslations.asia/2017/01/04/hallyu-wave-started/

https://www.elle.com/culture/movies-tv/a37293494/korean-drama-renaissance-explained/

https://obamawhitehouse.archives.gov/the-press-office/2012/03/26/remarks-president-obama-hankuk-university

https://www.insider.com/bts-south-korean-diplomats-un-general-assembly-2021-9

https://www.dazeddigital.com/film-tv/article/47346/1/parasite-director-bong-joon-ho-golden-globes-subtitles-foreign-language-films

Leave a Reply