BUGÜN KAÇ YAŞINDA OLMAK İSTERSİNİZ?

Hiç yüz iki yaşında olmak istediniz mi? Cevabınız içerisinde bulunduğunuz duruma göre değişecektir. Kendinizi başarılı hissettiğinizde muhtemelen hep genç kalmak ve bu tatmin duygusunu sürekli hissetmek isteyeceksiniz. Ama sizden yaşça büyük birinin haksızlığına uğradığınızda yüz iki yaşında bir bilge olup sözünüzü geçirmek isteyebilirsiniz. Çünkü yaşın tecrübeyle birlikte sürekli haklılık getirdiğine inandırılmış olabilirsiniz. Amerikalı şair ve yazar Sandra Cisneros, Eleven adlı kısa hikayesinde tam olarak böyle bir durumu ele alıyor.

Hikayeden kısaca bahsedecek olursak, ana karakterimiz ve anlatıcımız doğum gününde öğretmeninin haksızlığına uğrayan ve arkadaşlarının önünde küçük düşürülen bir kız çocuğu. Bir çocuğun dilinden yazılmış olmasına rağmen insanların davranışları ve yaşları arasında basit ama son derece etkileyici bir ilişki kuruluyor bu öyküde. On birinci doğum gününde artık büyüdüğü için sevinen karakterimiz, sınıfta öğretmeni ve arkadaşları tarafından aşağılanıyor ve öğretmeni ondan hiç de yapmak istemeyeceği bir şey yapmasını istiyor. Öğretmenin yaşı büyük olduğu için bu konuda haklı olduğunu düşünen küçük kız, istemese de kendisine söyleneni yapıyor. O an üç yaşında savunmasız bir bebek gibi hissettiği için ağlamak ve öğretmenine sadece yaşı büyük olduğu için haklı olamayacağını anlatmak için de yüz iki yaşında olmak istiyor. Ona göre on bir yaşında olmak; aynı zamanda on, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki ve bir yaşında olmak demek. Yetişkin bir insan, o an üç yaşında hissettiği için ağlayabilir, beş yaşında hissettiği için birinin yanında uyumaya ihtiyaç duyabilir.

Kısacık, fazla derin anlamlar içermeyen ve belki de çocuklara hitap edecek kadar kolay bir dille yazılmış olan bu öyküde, sürekli üzerinde düşündüğüm yaş ve davranışlar ilişkisini açıklayan tek bir cümleydi aslında bana bu yazıyı yazdıran. Her yeni yaşımız aslında bir öncekini de içinde barındırıyor. Girdiğimiz her yeni yaşın üzerine yenilerini ekleyerek büyüyoruz. Kaç yaşına girersem gireyim hep üç, on bir ya da on sekiz yaşında olabilirim.

Bir çoğumuza göre yetişkin biri olgun davranmalıdır. Sadece kaç yıl yaşadığımızı gösteren birtakım sayılara ideal davranışlar tayin edip yaşamımızı buna göre şekillendirmeye çalışmak bir hayli sıkıcı değil mi? Sürekli yaşımızın “gerektirdiği” gibi davranmaya çalışarak yaşıyoruz hayatımızı. Kimi mutlu etmeye çalışıyoruz? Bizden birkaç sene önce doğduğu için her söylediğini doğru kabul etmemizi bekleyen büyüklerimizi mi? Yaşların “gerektirdiklerini” biz belirleriz. Yaşımız da toplum olarak yaratmaya çalıştığımız ve bizi sadece daha da mutsuz etmeye yarayan ideal dünyanın bir parçasıdır. Toplumların belirlediği bu yaş ve davranış ilişkisi kuralları insanları belli kalıplara sokuyor. Bu kadar soyut ve altını dolduramadığımız kurallar sebebiyle insanlar kendilerini bu kalıplara sığdırmaya çalışarak yaşamamalılar. Herkes üç yaşındaymış gibi ağlayıp, beş yaşındaymış gibi korkabilmelidir.

Bugün kırk yaşında olabilirsiniz. Yine bugün on sekiz yaşındaymış gibi giyinebilir, sekiz yaşındaymış gibi oyun oynamak isteyebilirsiniz. Yani bugün yaşınıza siz karar verebilirsiniz.

Sağlıcakla kalın.

Kaynakça:

Cisneros, Sandra. Eleven. 2015. https://www.schuylkillvalley.org/cms/lib/PA02000850/Centricity/Domain/164/TEXT%20Eleven%20by%20Sandra%20Cisneros.pdf

Leave a Reply