Galatasaray’ı Azad Et Fatih Terim !

“2012-2013 Şampiyonluğu ardından Emirates Cup’ı kazanan  Galatasaray, ezeli rakibi Fenerbahçe’yi mağlup ederek Süper Kupa’yı da müzesine götürdü. Spor Toto Süper Lig’e Gaziantepspor’u yenerek başlayan Aslan, otoriteler tarafından yeni sezonun favorisi seçildi…”

Sevgili okurlar; az önce okuduğunuz cümleler doğrudur, lütfen bilgisayarınızın ayarlarıyla oynamayınız.

Fatih Terim

 

Yalnızca bir kaç ay öncesine kadar neredeyse bütün gazetecilere bu cümleleri yazdıran; ligin motivasyonu en yüksek takımlarından biri olan Galatasaray, nasıl oldu da içinde bulunduğu bu yıkım sürecini engelleyemedi ? Keyif vermeyen gidişatın tek sebebi Fatih Terim’in gidişi mi ? Yoksa Fatih Terim gittiğinde, Galatasaray’da işler çoktan kötü gitmeye başlamış mıydı ?

 

Bkz. 6-1 lik Real Madrid hezimeti. Real’den yediğiniz 3 golü şanssızlıkla açıklayabilirsiniz, ama 6 gol yemek şanssızlıkla zerre alakası olmayan bir durumdur. Arkasından gelen Beşiktaş galibiyeti ise takımın yıkımı toparlama gücünün olduğunun göstergesidir. Böyle hassas bir evrede de Galatasaray’la bütünleşmiş bir teknik adam takıma veda ederse, takımın uyumsuz ve isteksiz bir döneme girebileceği su götürmez bir gerçektir. Herkes bilir ki zor zamanlar yaşanmaz değildir, elbet yaşanır fakat günü geldiğinde sona erer. Karanlık bir tünelde ilerlerken tünelin sonunda ışık görülür, ve o ışığa yaklaşılan her adımda tünel yavaşça aydınlanır. Ama Galatasaray’ın girdiği karanlık tünel bitmek bilmiyor, gözler tünelin sonundaki ışık huzmesini bir türlü göremiyor. Çünkü Fatih Terim gidişiyle Galatasaray’ı karanlıkta bıraktı. Boşlukta. Üzerinden haftalar geçti ama Aslan ışığı bir türlü göremedi. Çünkü Fatih Terim, Galatasaray’ı henüz azad etmedi.

İMZA

Geçtiğimiz günlerde spor gündeminde hep şöyle başlayan cümleler yer aldı:  “Milli Takım’la 5 + 2 yıllık sözleşme imzalayan Fatih Terim…”  Böyle yazıldığında sıradan dursa da aslında bu cümlelerin anlatmak istediği başka bir şey vardı. Fatih Terim Milli Takım’la 7 yıllık sözleşme imzaladı.  Tam 7 yıl. Bu rakam değil futbolda, hayatın herhangi bir alanında plan yapmak için fazla iddialıydı.Demek ki Terim bu konuda, gözünü tahmin ettiğimizden daha fazla kararttı ve belki de hiçbir zaman bu derece kararlı olmamıştı. Herkesin hem fikir olması gereken konu ise resmen gözler önüne serildi.“Fatih Terim, bir daha Galatasaray’a dönmeyecek.”

Basın ToplantısıGalatasaray’ı asıl yıpratan, “özlenen eski Galatasaray” olmasını engelleyen Fatih Terim’in takımdan ayrılmış olması değil, kendine yeni hedefler çizmiş, yeni planlar yapmış ve Milli Takım’ın geleceğine odaklanmış olması.  Galatasaray’ın yerinde saydığı şu dönemde, Fatih Terim’in ağzından çıkan tek bir kelimenin veya Milli Takım kadrosuna alınmayan herhangi bir Galatasaraylı futbolcunun bile takımı olumsuz etkiliyor oluşu ise düşünülmesi gereken bir ayrıntı. Tecrübeli teknik adamın, Milli Takım’ı büyük başarılara taşıyacak olmasından emin oluşumuz hepimize bir oh çektirse de bu sürecin Galatasaray’ a zarar vermeye devam ettiği fark etmemiz gereken bir gerçek. Çünkü görünürde Galatasaray Fatih Terim’i bırakmış olsa da Fatih Terim Galatasaray’ı bırakamadı. Haklı olarak;  gönderiliş şeklini, gidişi ardından yapılan yönetici açıklamalarını, takımda kalmasını isteyen taraftarların çaresizliğini sindiremedi.Öfkesi de Galatasaray’ı bırakmasına izin vermedi. Ve Fatih Terim’le Galatasaray arasında öyle bir bağ var ki, Terim’in bu kızgınlığı takımın çıkmazda takılıp kalmasına sebep oldu.

Fenerbahçe mağlubiyeti, “14 senedir tekrar eden bir senaryo” olarak adlandırılsa da bu yenilgi sadece “Galatasaray’ın ezeli rakibine Kadıköy’de yine yenilmesi” nden ibaret değildi. Sahada; yenilgiyi soyunma odasında kabul edip çıkmış bir Galatasaray vardı ama takım ruhundan,  galibiyet hırsından, derbi heyecanından ve taraftarı sevindirme isteğinden eser yoktu. Yapılan hasar tespiti ise tüyleri diken diken etti : “4.yıldızı kovalamak amacıyla lige başlayan Galatasaray 11.hafta itibariyle zirveden 9 puan geride kaldı.”

Galatasaray

Fenerbahçe derbisinden sonra araya giren Milli Takım arası Muslera ve Sneijder gibi takımın temel taşlarının sakatlıklarına çare olamasa da, Mancini’nin Sivasspor maçında Drogba’yı dinlendirmek belki de Real Madrid karşılaşmasına saklamak istemesine neden oldu. Drogba’nın ilk 11’de olmaması; kendine ileride daha rahat gol pozisyonları bulan Burak’ a gol attırırken, Sneıjder geldiğinden beri formsuzluğu gözlerden kaçmayan Selçuk’a penaltıdan gol atma şansı verdi. Derbide sergilediğinin aksine alkışlanacak bir oyun sergileyen Galatasaray, kafalarda “Acaba eski Galatasaray geri mi dönüyor ?” şeklinde soru işaretleri bıraktı.

 

Bir galibiyet veya bir mağlubiyetten yola çıkarak Galatasaray’ın gidişatına genel bir yorum yapmanın ne derece doğru olduğu tartışılır. Galatasaray geri dönüyor mu bilemem ama takımda canlanmaya başlayan bir ruh varlığını hissettirmeye başladı bile. Ama bilmeliyiz ki, Fatih Terim Galatasaray’ı affetmediği sürece Aslan “ışığı”  göremeyecek. Bu yüzden, lütfen, Galatasaray’ı azad et Fatih Terim !

 

Leave a Reply