Almanya 1. Ligi “Bundesliga” ilk haftası dün oynanan maçlarla tamamlandı. Son 4 sezonun şampiyonu Bayern Münih lige Bremen’i 6-0 yenerek başlarken; Dortmund, Wolfsburg, Möchengladbach gibi üst sıralara oynamayı amaçlayan takımlar lige kayıpsız başladı. Ligin merakla beklenen takımı Leipzig 1 puanla Bundesliga macerasına “merhaba” dedi. İlk 6 potasına girmeye aday takımları, yeni ekip Leipzig’i ilk hafta maçları sonunda sizler için yazdık.
Son şampiyon Bayern Münih’te Guardiola’nın yerine gelen Ancelotti rüzgarı esmeye devam ediyor. Guardiola’nın Bayern’ine nazaran daha fazla kaleye gitmeye dayalı, daha çok şut atan, daha az ama net paslar yapan bir Bayern izlemiştik sezon öncesinde. Bu görüntü ilk haftada da aynen sergilendi ve sezona farklı başlamış oldu Bayern. Sezon öncesinde zaten komple bir kadroya sahiptiler, üzerine bir de savunmanın göbeğine Hummels takviyesi ve Euro 2016’nın dikkat çeken ismi Renato Sanches’i de alınca tam anlamıyla rüya kadroyu kurdular diyebiliriz. Üzerine bir de sakatlıklardan kurtulan Ribery’i de takıma dönünce bu sezon onları lig yarışında zorlayabilecek takım beklemek sürpriz olur. Defans hattında öyle bir oyuncu kalitesi var ki takımda, iki bek Alaba ve Lahm’a savunma namına hiçbir görev düşmüyor neredeyse! Çünkü top rakipteyken Hummels ve Martinez (Boateng dönünce Boateng oynayacaktır muhtemelen) kenarlara doğru kayıyor ve ortalarına da Alonso gibi bir savunma dehası giriyor. Bu durumda kanatlarda Alaba ve Lahm, orta sahada da Vidal ve Alcantara direnç göstererek rakibin yaptığı birkaç pas sonrasında topu kapıyorlar. İş hücuma döndüğünde ise Bayern 8 kişi ile rakip yarı sahaya öyle bir yerleşiyor ki, Alonso geride topları süpürüyor, ileri kanatlarda Ribery, Costa, Koeman, Robben her iki tarafta da oynuyor, Lahm ve Alaba onlara destek veriyor, en uçta da Lewandowski ve Müller son noktayı koyuyor. Anlayacağınız bu sezon da Münih ligde olağanüstü aksaklıklar yaşamadığı sürece ipi çok rahat göğüsleyecektir.
Sezonun transfer şampiyonu Dortmund’un ise Bayern’in o aksaklıkları yaşamasını beklemekten başka bir çaresi yokmuş gibi. Diri bir takım olan Mainz karşısında alınan 2-1 lik galibiyetle başladılar lige ve geçen sezonun yıldızı Aubameyang golleri atan isimdi. Zaten Aubameyang, Reus ve yeni transferler Schürle, Götze ve Dembele gibi oyunculardan oluşan hücum hattı, bu ligdeki her takıma karşı rahatlıkla gol atabilecek kalitede. Tabi burada Götze’nin performansı önemli. Buraya Mikhitaryan’ın boşluğunu dolduracak oyuncu olarak geldi, Dortmund’un eski prensi olarak değil. Zira kendisi 3 sene önce Münih’e transfer olunca taraftarının gözündeki o saygıyı büyük oranda yitirmişti. Götze’yi ilk maçta izleyemedik ancak onun bu takım için önemli olduğunu tekrar kanıtlaması şart. Türk futbolseverlerin heyecanla beklediği isim ise Emre Mor. Genç oyuncumuz yeteneklerini, süre buldukça sahaya yansıtırsa, Dortmund’un oyununa renk katar ve ilerisi adına önemli bir adım atmış olur. Dortmund’un en büyük sorunu ise Hummels’in gidişiydi. Yerini ise Barcelona’dan Bartra’yı alarak doldurmaya çalıştılar. Hummels ayarında bir savunmacı elbette ki bulunamaz ancak Bartra, kesinlikle Dortmund ayarında bir oyuncu değil. Dortmund’un ondan çok daha kalitede bir ismi alması gerekirdi. Bunun yanı sıra bir de orta sahada İlkay’ın eksikliğini doldurmak için Münih’ten Rode alındı ki bu isim hakkında Bartra için söylediklerim geçerlidir. Dortmund’da farklılık yaratacak bir oyuncu değil, oyununa ekstralar verebilecek bir oyuncu değil. Kısacası Dortmund yine ligdeki her takımdan çok daha iyi bir durumda, Münih hariç ve ne yazık ki bu sene de Münih’in saltanatını bitirebilecekmiş ışığı vermiyorlar, umarım yanılırım.
Bu iki takımın haricinde son yıllarda öne çıkan takımlardan en önemlileri ise Leverkusen ve Möchengladbach. Bayer Leverkusen transfer sezonunda Hoffenheim’ın golcüsü Volland’ı ve Mainz’dan Baumgartlinger’i kadrosuna katmıştı. Buna karşılık orta sahanın önemli ismi Kramer takımdan ayrılmıştı. Hali hazırda Hakan, Bellarabi, Aranguiz, Chicharito gibi kaliteli ayakları da olan Leverkusen ligde geçen sezon gibi yine önemli işler yapabilir. Ancak sezona Möchengladbach’a 2-1 kaybederek başladılar, zor bir maçtı ama yine de kötü oynamadılar ve ilerleyen zamanlar için ışık verdiler. Ayrıca Şampiyonlar Ligi’nde de yarışacaklar ve oldukça çekişmeli bir gruba düştüler. Tottenham, Monaco ve CSKA Moskova ile karşılaşacaklar ve bu durum onların Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tur şanslarını zorlamaları için bir itici güç. Avrupa Kupalarında oynayacakları maçların ardından lige nasıl dönecekleri onlar için bu sezonun kritik noktaları olacaktır. İyi işler yapacaklarına inanıyorum.
Möchengladbach ise sezona Şampiyonlar Ligi elemelerinde Young Boys’u 1-3 ve 6-1 lik skorlarla bozguna uğratarak başlamıştı. Her ne kadar en önemli oyuncuları Xhaka’yı Arsenal’e satmış olsalar da Bundesliga’nın ilk haftasında Leverkusen’i 2-1 ile geçerek güçlü bir görüntü sergilediler. Şampiyonlar Ligi’nde City ve Barcelona’nın bulunduğu gruba düşmeleri onlar için Avrupa Kupası’na kalmayı yeni hedef haline getirdi ve o noktada Celtic ile yarışacaklar. Bunu başaracaklarına inanıyorum zira kaliteli bir futbol oynuyorlar, oyuncuların kendilerine güvenleri iyi seviyede, geçen sene ligde Münih’i yenebilen 2 takımdan biriydiler. Açık oynuyorlar ve zevkli maçlar seyrettiriyorlar bu sezon Bundesliga’da sürprizlere imza atabilecek takımlardan biri olabilirler.
Bu umut vadeden takımların ardından bir de Wolfsburg’u bu sezon ligin önemli aktörlerinden biri olarak sayabiliriz. Savunmanın göbeğindeki Dante ve Naldo ayrıldı, takımın gol ayaklarından Schürle ve Kruse de ayrıldı. Ancak ayrılanların yerine de önemli isimler alındı. Bunlardan dikkat çeken isim Mario Gomez oldu. Ayrıca PSV’den Bruma da defansın ortasına monte edildi ve Dortmund’un tecrübeli ismi Blaszcykowski de takıma katıldı. Geçen sezon yaşanan hayal kırıklığından sonra daha istikrarlı bir sezon geçirmek için fena sayılmayacak hamlelerdi bunlar. Sezona da 2-0 lık Augsburg galibiyetiyle net bir başlangıç yapmış oldular. Avrupa’da oynamayacak olmaları onlar için avantaj olacak ve lig yarışında üst sıraları zorlayacaklardır.
Alman futbolunun önemli takımlarından Schalke ise son yıllardır alıştığımız, istikrarsız ve güven vermediğini düşündüğüm oyunları sonucunda 1-0 kaybettikleri Frankfurt maçıyla merhaba dediler lige. Yeni bir oluşum içindeler, teknik direktörleri sportif direktörleri değişti ancak bu çare olabilecek mi bunu göreceğiz. İsviçreli genç Embolo’nun yanı sıra UEFA şampiyonu Sevilla’dan Coke ve tecrübeli stoper Naldo’yu transfer ettiler ancak savunmadaki ikili Matip ve Neustadter ayrıldı takımdan. Bir de genç yetenekleri Sane’yi Manchester City’ye yollayınca, önemli eksiklikler ortaya çıkmış oldu. Bir zamanlar şampiyonluğa oynamayı alışkanlık haline getiren Schalke hala o zamanlarından çok uzakta.
Bu takımların yanı sıra dikkatleri çeken bir başka takım daha var ligde. O da kurulmasından bu yana henüz 7 yıl geçmesine rağmen Bundesliga’ya yükselme başarısı gösteren RB Leipzig. Milli oyuncumuz Atınç’ın formasını giydiği Leipzig güçlü savunmasıyla dikkat çeken bir ekip. Ligdeki ilk maçlarında Hoffeinheim karşısında iki defa geriye düşmelerine rağmen pes etmediler ve 2-2 lik skorla lige başladılar. Yaş ortalaması bakımından ligin en genç takımı olan Leipzing’in en önemli özelliği ise takım birlikteliği. Maç sonunda bütün takımın teknik direktörün etrafında toplanıp onu heyecanlı ve aynı zamanda gururlu bakışlarla izlemeleri çok anlamlıydı. Birbirlerinin açıklarını kapamak için çok mücadele ediyorlar, topu iyi paylaşıyorlar biraz da tecrübe kazanırlarsa Alman futbolu çok önemli bir değeri daha kazanmış olur. Bu sezon ligde kalmak onlar adına ilk hedef ve bunu rahatlıkla başarabileceklerine inanıyorum.
Başlı başına incelemediğimiz diğer takımlardan ise Hertha Berlin ve Mainz’ın kaliteli kadroları var. Bu iki ekip geçen sezon olduğu gibi ilk 6 mücadelesinin içinde olacaktır. Geçen sezon play-out sonunda ligde kalmayı başarabilen Frankfurt, yönetimde ciddi sıkıntılar yaşayan Werder Bremen, Hoffeinheim ve Darmstadt düşme potasının ilk adayları. Köln, Hamburg, Ingolstadt, Freiburg ve Leipzig de orta sıraları paylaşacaklar gibi duruyor. Üzülerek söylemek gerekirse bu yıl Bundesliga’da gözler yine orta sıralarda olacağa benziyor. Tabi henüz ilk hafta geçti ancak sanki geçen sezondan bir hafta izlemişiz gibiydi. Umarım yeni ekipler lige heyecan getirmeyi başarabilirler ve diğer takımlar Bayern’in dominesini kırabilmek için bir ışık yakarlar. Her şeye rağmen yine dopdolu statlarıyla ekranları başındaki futbolseverleri karşılayacak, kaliteli ve zevkli maçların oynanmaya devam edeceği bir lig bizleri bekliyor.