Yazıma “Her geçen yıl birer birer masadan eksiliyor dostlar.” sözüyle başlamak istiyorum. Geçen sene Kimi Raikkönen bu sene de Sebastian Vettel… 57 pole pozisyonu, 53 yarış galibiyeti ve 122 podyum… 35 yaşında olmasına rağmen hala üstünde gururla taşıdığı “F1’in En Genç Dünya Şampiyonu.” Formula 1’in istatistiksel olarak 3.büyük pilotu. Belki de tüm F1 izleyicilerinin gönlünde taht kurmuş bir yarışçı. Gerek pist üstündeki tavırları gerekse pist dışındaki hayatında sergilemiş olduğu davranışlarıyla kalbimizde efsane olmuş bir isimdi Vettel. Sebastian Vettel, Temmuz ayının sonunda sosyal medya hesabı üzerinden yayınlamış olduğu bir video ile sezon sonunda Formula 1’e veda edip emekli olacağını açıklamıştı. Bu kararı aslında yıllardır bekliyorduk bunu reddetmek saçma olurdu ancak kabul edelim ki hiçbirimiz bunun yaşanmasını istemiyorduk. Çünkü Vettel’in Formula 1’e yapmış olduğu katkıları ortada. Emeklilik kararı için Vettel, sosyal medyasında paylaştığı videoda özetle şu cümleleri kullandı : ” Bir baba,eş ve birey olarak artık çok yoruldum. Formula 1 aracı ile bütünleşmek benim için çok zor geliyor.” Kendisi yıllardır iyi bir araca sahip olamadı. 4 kez dünya şampiyonu olmuş bir yarışçının yarış kazanma hırsının olmayacağını söylemek saçma olurdu ve hepimiz biliyoruz ki Aston Martin ile bırakın yarış kazanmayı yarıştan puan alması bile zordu Sebastian Vettel için. Belki de emeklilik kararı doğruydu. Daha kötü bir durumda olmaktansa bir efsane olarak veda etmek daha mantıklıydı. Eminim ki kendisi F1’e geri dönecektir. Belki yarışçı belki takım şefi belki de danışman olarak… Gelin birlikte Vettel’in efsaneleşmiş kariyerine bir göz atalım.
Sebastian Vettel, yarış kariyerine diğer pilotlar gibi karting ile başlamıştı. Karting kariyerine başladığında 3 yaşındaydı. 14 yaşındayken Junior Monako kart serisini kazandı. Karting zamanlarında kazanmış olduğu kupaları Michael Schumacher’in elinden alıyordu Vettel. Belki de bu sebeple Schumacher, Vettel’in kariyeri boyunca kendisine idol olarak tanıttığı isimdi. Vettel, Scumacher’e olan hayranlığını zaten her fırsatta bizlere gösteriyordu. 2004 yılında ise Almanya Formula BMW Şampiyonası’nda 20 yarışın 18’ini kazanarak şampiyon oldu ve büyük hayranlık duyduğu, kahramanı Michael Schumacher’in bile dikkatini çekmeyi başardı.
2005 yılında Formula 3 serisi başladı Vettel için. Bu seride ASL Mucke Motorsport için mücadele etti ve sezonu 5.sırada tamamladı. 2006 yılında ise Formula 3 Avrupa ve Formula Renault gibi serilerde yarışma şansı buldu. Yine 2006 yılında Formula 1’de ise Sauber ve Williams gibi takımlarla test sürüşlerine katıldı. Biliyorsunuz ki gelecek vaat eden pilotlar için bu tür test sürüşleri inanılmaz derecede önemlidir. Bu test sürüşleriyle birlikte 19 yıl 53 gün ile Formula 1 pistine çıkan en genç sürücü unvanını da almış oldu. Vettel, daha o yaşta birçok otoriteye kendini çoktan ispatlamış ve kabul ettirmişti. 2007 yılında Kubica’nın yapmış olduğu feci kaza sonrası Sauber takımı, Vettel ile piste çıkma kararı aldı. Vettel, yarışa 7.sıradan başladı ve 8.sırada bitirdi. Böylece o dönem için puan alabilen en genç sürücü unvanını da aldı.
Sergilemiş olduğu istikrarlı performans, Sebastian Vettel’e F1 kapılarını tam zamanlı olarak açtı ve 2007 2008 yıllarında Scuderia Toro Rosso takımı ile yarıştı. Olumsuz hava şartlarında bile olağanüstü performans sergiledi Vettel. Toro Rosso takımında da yeni bir başarı daha yakalamış ve GP kazanan en genç pilot oldu. 2008 yılında Toro Rosso takımı ile “Yılın Çaylağı” oldu. Bu başarılar takım patronları tarafından da takdir ediliyordu ve büyük isimler Vettel’in gelecekte bir dünya şampiyonu olacağının demeçlerini de veriyorlardı. Schumacher’den sonra başka bir Alman pilotun böylesine başarılı bir performans sergilemesi de Almanya cephesinde büyük yankı uyandırmıştı. Hatta Sebastian Vettel artık “Bebek Schumi” olarak da anılıyordu. Doğmuş olduğu kasabanın ismi bile “Vettelheim” olarak değiştirilmişti. İşte Vettel, böyle sevilen bir pilottu.
2009 yılında Vettel, kariyerinde bir basamak daha atladı. Bu sezondan itibaren Red-Bull Racing için yarışacaktı. Sezon pek de iyi başlamamıştı Vettel için. Red Bull rakiplerinden geride kaldı. Vettel, sezon içinde 3 yarışta yarış dışı kaldı ve şampiyonluk hedefinden iyice uzaklaştı. 2009 sezonunu 2.sırada tamamlayan Vettel, bambaşka bir sezona başlıyordu artık. Asıl başarıların geleceği 2010 sezonu başlamıştı. Müthiş bir şampiyonluk yarışı vardı. Formula 1’in başka efsane isimleri Lewis Hamilton, Fernando Alonso, Mark Weber ve Jenson Button da Vettel ile birlikte şampiyonluk için mücadele veriyorlardı. Abu Dhabi GP’den sonra şampiyon belliydi : Sebastian Vettel. Vettel, böylece kariyerinin ilk dünya şampiyonasını kazanmıştı. O anlardan akıllarda kalan anektod ise Red Bull şefi Christian Horner’ın telsiz konuşmasıydı : “Sebastian Vettel, you are the World Champion !! ”
Sebastian Vettel artık tarihin en genç dünya şampiyonuydu. Bu şampiyonluktan sonra 2011’de 19 yarışın 11’ini kazanarak bir kez daha şampiyon oldu. 2012 yılında dominasyon devam etti. Vettel, Alonso’nun 3 puan önünde şampiyonayı tamamlayarak 3.kez dünya şampiyonu oldu. 2012 sezonunun son yarışı olan Brezilya GP’de yarış başında yaşamış olduğu temas sonucu son sıralara kadar gerileyen Sebastian Vettel, müthiş bir şekilde toparlanıp yarışta 6.sıraya kadar yükselerek şampiyonluğunu ilan etmişti. 2013 yılında ise 19 yarışın 13’ünü ön sırada tamamlayan Vettel, üst üste 4.kez Dünya Şampiyonu olmuştu. Bu yıllardan aklımızda kalan bir başka an ise Türkiye GP’de yaşanan Weber-Vettel mücadelesiydi. Canlı olarak izlemeyenlerin illa ki bir şekilde karşısına videosu çıkmıştır. Okay Karaca’nın müthiş anlatımını ve “Aman aman aman Sebastian Vettel aaaaaa !!! ” repliğini eminim ki hepimiz hatırlıyoruzdur. 2014 yılında ise yeni regülasyonlara ayak uyduramamıştı Red Bull. Vettel ise Weber’in emekliliğinden sonra takıma katılan Daniel Ricciardo’ya yenilmişti.
2015 yılında ise Sebastian Vettel, çocukluğundan beri hayalini kurmuş olduğu o kırmızı tulumu giymiş ve artık bir Ferrari pilotu olmuştu. 2015 ve 2016 yılları pek de iyi geçmedi Vettel için. 2017 yılı ise hiç de fena sayılmazdı Vettel. Belki de şampiyon olabilirdi ancak Singapur ve Japonya GP’lerinde yaşamış olduğu talihsiz kazalar ile Lewis Hamilton, Vettel’in önüne geçmiş ve şampiyon olmuştu. 2018 yılı bir anlamda 2022 yılına benziyordu aslında. Araç inanılmaz derecede hızlıydı. Ferrari’nin iki pilotu da çok yetenekliydi: Sebastian Vettel ve Kimi Raikkönen. Ancak sonuç yine bu seneki gibiydi. Almanya GP’de yaşanan kaza sonrası Serhan Acar’ın anlatımıyla : “2.sektörde sarı bayraklar var ve Sebastian Vettel bariyerlerde ! ” Kendi evinde yapmış olduğu bu kazayla şampiyonluktan uzaklaşan Vettel için ayrılık şarkıları çalmaya başlamıştı bile. 2019 yılında ise genç takım arkadaşı Charles Leclerc’in çok gerisinde kalmıştı Vettel. Çocukluk hayali olan Ferrari, belki de Vettel için kabus olmuştu. Uzun uzun anlatmanın bir manası yok aslında. Ferrari’nin yıllar boyunca yapmış olduğu hataları sıralamaya kalksak satırlar yetmez. Şahlanan At’ın harcamış olduğu pilotlar ile yeniden bir seri bile düzenlenebilir belki de. Vettel’in Ferrari kariyerinin sonlarına doğru girmiş olduğu psikolojik durumu birkaç görselle açıklamak istiyorum ve yorumu sizlere bırakıyorum.
Gerçekten bir efsanenin kariyerinin bu şekilde yok edilmesi kabul edilebilir bir şey değil ancak Vettel’in Ferrari sevdası da malum. 2021 yılında ise Aston Martin’in projesi olarak bir kez daha piste çıkmaya başladı ancak Aston Martin, üst sıralarda yarışabilecek potansiyele sahip değildi. Güncel tabloya baktığımızda ise Vettel’in puan alabildiğini görünce sevinir hale geldik ne yazık ki.
Anlatamadığım daha birçok hikayeye ve özel anlara sahipti Vettel’in kariyeri. Aktivist kişiliğiyle sadece başarılı bir F1 pilotu olarak değil, insanlığıyla da ön plana çıkıyordu. Her anlamda özel bir pilottu Vettel. Emeklilik kararı doğruydu ancak biz çok üzüldük. Bir şampiyona daha bu sezon veda ediyoruz. Biz seni güzel hatırlayacağız. Günün birinde radyo mesajlarında şarkılarla bizlere seslenmeni tekrar görmek istiyoruz. “Elbet bir gün buluşacağız.”
Grazie Seb !
Kapak fotoğrafı, Sebastian Vettel’in Instagram üzerinden yayınlamış olduğu videodan alınmıştır.