Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş

Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş

“Çanakkalenin öcünü alacaksanız…”

1931 ayaklanmasından sonra İngiltere’nin yarattığı “totaliter rejim” yumuşayınca hızlı bir şekilde örgütlenen Türkler, Kıbrıs Milli Türk Birliği partisini kurarlar. Genel Sekreterliğe Dr. Fazıl Küçük getirilir. Küçük tarafından “Halkın Sesi” gazetesi yayımlanmaya başlar. Bununla yetinmezler, meramlarını anlatmak için Türkiye, İngiltere ve Amerika’ya temsilciler yollarlar ve masraflarını kendi aralarında topladıkları paralarla karşılarlar. İlk silahlı direniş olan Volkan’dan Milli Mukavemet Teşkilatı‘na ve Rumların Milli Muhafız Ordusu’na karşılık olarak kurulan Mücahitlere kadar uzanan küçük ya da büyük, siyasi ya da askeri pek çok örgüt Kıbrıs Türkleri’nin İngiliz ve Rumlar karşısında bir azınlık değil bir toplum olarak var olabilmelerini sağlamıştır.(1) İngilizler 1958 yılında “Enosis’e karşı Taksim” gösterisi yapan Türklere ateş açar ve yedi kişi öldürülür. Bunun üzerine Magosa’dan Dr. Niyazi Manyera İngiliz Valisine “Çanakkale’nin öcünü alacaksanız açık söyleyiniz, göğsümüzü açalım… buyurunuz bizi kurşuna dizin; böyle kahpece arkadan vurmayınız” diyerek tepkisini gösterir.(2) Kısacası Kıbrıs Türklerinin Enosis’e karşı mücadelesi Türkiye’den bağımsız olarak başlamıştır. Lakin Türkiye dahil kimseden destek göremeyen Türk azınlık bu mücadeleyi topyekun bir direnişe çeviremez zira İngiltere’yi tek başına karşısına almasına imkan yoktur. Denktaş şöyle diyor : “Kıbrıs’tan Türkiye’ye gelen heyetlere “resmikapılar kapalıydı bir ara…”(3)

 “Ya Taksim Ya Ölüm”den Kıbrıs Cumhuriyeti’ne 

Londra Konferansı ile durumun vehameti kavranınca bu kez aynı “resmi” kapılar ardına kadar açılır. Türkiye’nin desteğiyle 1 Ağustos 1958’de TMT(Türk Mukavemet Teşkilatı) kurulur. 1974’e kadar geçen 16 yıl boyunca TMT ada halkını örgütler ve direnişin sürdürülmesinde başrolü oynar. Sadece resmi kapılar değil milletin kapıları da ardına değin açılmıştır, 1958’de İngilizler’in Türkleri öldürdüğü haberi gelince Türkiye’den 25000 genç Kıbrıs’a gitmek için “gönüllü kampanyası”na başvurur. Aynı yılın 7 Haziran günü Beyazıt Meydanında büyük bir miting düzenlenir ve tepki had safhaya ulaşır. İngiltere hemen bir nota verir ve şunları söyler: “Radyo ve basınınızı denetleyiniz. Kışkırtıcı demeçler vermeyiniz. Etkinliğinizi kullanınız.”(4)

Beyazıt'taki Kıbrıs Mitingi

Beyazıt’taki Kıbrıs Mitingi

Adadaki terör dinmeyince Türkiye de İngiltere’ye bir nota verir: “İngiltere Kıbrıs’ta eylemleri önleyemiyorsa Türk hükümeti tek başına önlemler almaya hazırdır ve kesin kararlıdır.” Türkiye üstü kapalı olarak adaya asker yollayabileceğini ifade edince Washington’un da ısrarıyla İngiltere iki Nato müttefiki olan Yunanistan ve Türkiye arasında mekik dokumaya başlar. İngiltere’nin önerisi özerklik verilmesidir lakin Makarios ve Yunanistan bu öneriyi uygulatmamak adına “Bağımsız Kıbrıs” istediklerini belirtirler. Aralık ayında Paris’te, şubat ayında Zürih’te yapılan görüşmeler sonucu 19 Şubat 1959’da gerekli antlaşmalar imzalanarak Kıbrıs Cumhuriyeti’nin temeli atılır. Bu antlaşmalarla Türkiye, Yunanistan ve İngiltere yeni kurulan devlet için garantör olurlar ve 950 kişilik Yunan taburuyla beraber 650 kişilik Türk birliğinin de adada bulunmasına ve karma bir Kıbrıs Ordusu kurulmasına karar verilir. Nurettin Vergin aktarıyor: ”Masaya oturduğumuzda önce 50 kişi olsun dediler, sonra pazarlık ve zorlamalarla çıka çıka 650’ye razı ettik.” Taksim tezinden vazgeçildiği için başta İnönü’den olmak üzere pek çok eleştiri alan bu antlaşmanın sağladığı garantörlük sayesinde 1974 yılındaki müdahale yapılabilecek ancak antlaşmada geçen şu cümle KKTC’nin devlet olarak tanınmasına en büyük engeli oluşturacaktır: “Tarafların Kıbrıs için harekete geçme hakkı, düzeni tekrar kurma amacıyla sınırlı kalmak koşuluyla tanınmıştır.”(5) 16 Ağustos 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası yürürlüğe girer ve yapay devlet kurulmuş olur. Üç devlet de herhangi bir yoldan adayı kendilerine bağlayamadıkları için şimdilik en uygun çözüm olarak adaya bağımsızlık(!) vermişlerdir.(6)

60’lı Yıllar : Bekledim de Gelmedin

aspjpeg_resize.asp

Nihat İlhan’ın eşi ve çocukları

1963’e gelindiğinde Enosis’i gerçekleştirmek için Akritas planı uygulamaya konulur. Anayasaya göre dağıtılmış olması gereken EOKA örgütü daha da güçlendirilmiş halde toplu cinayetler işlemeye başlar. Gece geç saatlerde Girne’den Lefkoşa’ya dönen Türkler’in yolu rutin arama bahanesiyle kesilir ve ikisi öldürülür. Olayı protesto eden Türk Lisesi’nin bahçesine rastgele ateş açılır, Türk Büyükelçiliğine ateş açılır, Dr. Nihat İlhan’ın eşi ve üç çocuğu evlerinde kurşuna dizilir.Bu gelişmeler üzerine Türk alayı karargahından ayrılır ve kuzeyden Lefkoşa’ya ilerlemeye başlar. Yunanistan ve İngiltere’den cevap alamayan Türkiye de adaya tek taraflı müdahale edeceğini açıklar. Başbakan İnönü’nün emriyle dört jet Lefkoşa üzerinde ihtar uçuşu yapar. EOKA hemen ateşkes ilan eder lakin bir günlük bilanço kayıplar hariç 92 ölü, 475 yaralıdır ve haber alınamayan pek çok Türk köyünde ne olduğu meçhuldür. İngiltere 2500 askerini adada düzeni sağlamakla görevlendirdiğini açıklar. Adadaki olaylar durulmuştur ancak diplomatik arenada daha karmaşık bir hal almıştır. İngiltere ve ABD iki Nato ülkesinin çatışmasını engellemek için arabulucu rolüne soyunurken, Sovyetler adaya Nato güçleri konuşlandırılırsa buna sessiz kalmayacağını açıklar. Olay Türkiye-Yunanistan krizi olmaktan çıkmış Nato-Sovyetler krizine dönüşmüştür.(7) Tam dört yıl Yunanistan’da küçük rütbeli subaylar darbe yaparak iktidara gelecek, adada olaylar yeniden alevlenecek ve Demirel‘in Başbakan olduğu Türkiye’de müdahele sesleri yeniden yükselecektir. İnönü Başbakanlıktaki görüşmede Demireli şu sözlerle uyaracak : “Asker gider, bir de başarılı olmazsa, çok kötü öderiz!” ve Türkiye’nin amfibik bir harekâta hazır olmadığını bir kez daha vurguluyacaktır. İşte bu planlanan fakat bir türlü yapılamayan harekâtlar sonucu adadaki Rum radyoları düzenli olarak “Bekledim de Gelmedin” şarkısını çalmaya başlayacak ve Türklerin morali gittikçe bozulacaktır.

DEVAM EDECEK…

KAYNAKÇA:

1-Güvenç, Nazım. Kıbrıs Sorunu Yunanistan ve Türkiye.Çağdaş Politika Yayınları.1984

2-Manizade, Derviş . Kıbrıs: dün, bugün, yarın‎. Yaylacik Matbaası.1975

3-Denktaş, Rauf. On ikiye Beş Kala.1966

4-Günver, Semih. Güneş Gazetesi. 28 Mayıs 1985

5-Gevgili, Ali. Yükseliş ve Düşüş. Altın Kitaplar.1981

6- Sarıca, Murat. Teziç. Eskiyurt. Kıbrıs Sorunu. 1975

7-a.g.e.

Leave a Reply