Takvimler 20 Kasım 1979’u gösterdiğinde Mekke’de, Müslümanların kıblesi Kabe’de, sabah namazının bitmesiyle birlikte silah sesleri duyulmaya başlanmıştı. Kalabalık ve silahlı bir grup kutsal mekanı basmış ve içindeki on binleri rehin almıştı. Kabe imamının mikrofonunu ellerine alarak davalarını açıkladılar. Beklenen Mehdi’nin geldiğini, ona biat edilmesini istediler.
Baskıncıların lideri Cuheyman ibn Muhammed idi. 18 yıl Kraliyet Muhafız Alayı’nda komutanlık yapmıştı. Daha sonra ordudan ayrılmış Medine İslam Üniversitesi’nde öğretime başlamış ancak çeşitli sebeplerden ötürü burayı da yarıda bırakmıştı. Sonrasında çeşitli dersler verip, yazılar kaleme alarak etrafında bir topluluk oluşturmayı başarmıştı. Baskın sırasında Mehdi ilan ettiği Muhammed el Kahtani ile de bu yıllarda tanışmıştı.Ayrıca daha sonraları Cuheyman, Kahtani’nin kız kardeşiyle evlenecekti.
Baskın için hazırlıklar çok önceden başlamıştı, mescidin alt katlarına ve dehlizlere aylarca direnmeye yetecek kadar erzak konmuştu. Silahların bir kısmı da tabutların içinde o gün getirilmişti. O günlerde Kabe’de yapılan tadilat çalışmaları da hazırlıklar için büyük kolaylık sağlamıştı. Konu hakkında The Siege of Mecca -Mekke’nin Kuşatılması adlı bir kitabı bulunan Yaroslav Trofimov‘ın bir röportajında verdiği bilgilere göre, inşaatı üstlenen şirket Bin Ladin ailesine aitti ve hatta iddialara göre Kabe’nin alt katlarındaki dehlizler, haritasız çıkılamayacak kadar karışıktı ancak haritalar, krokiler birileri tarafından sızdırılmıştı.
Planlar gayet sağlam yapılmış, güvenlik güçlerinin Haremi Şerif‘e girmeleri neredeyse imkansız hale getirilmişti. Minarelerdeki baskıncılar askerlerin aldığı her tedbire kurşunla karşılık veriyorlardı ayrıca, Kabe’nin arka tarafına hakim olan Ebu Kubays Dağı da baskıncıların elindeydi. Kısacası Kabe tamamen işgal altındaydı. Baskının hemen ardından yapılan geri alma çabaları başarısız olunca, Suudi Arabistan yönetimi çareyi telefon hatlarını kesip dış dünyadan kopmakta bulmuştu. İşgal ancak bir gün sonra dünya basını tarafından duyurulabilmişti.
Trofimov’a göre haber dünyaya ilk yayıldığında, olayın İran Devrimi‘nin bir uzantısı olabileceği konusunda yaygın bir kanı hakimdi. Daha sonraları Ayetullah Humeyni‘nin olayı, Amerikalılar ve Yahudilerin yaptığına inandığını açıklamasıyla birçok ülkede Amerikan karşıtı gösteriler gerçekleşti. Pakistan’ın başkenti İslamabad’da ABD büyükelçiliği önünde yapılan gösteride bazı büyükelçilik personelleri öldürüldü.
Baskının ilk dakikalarında ses sistemini ele geçirerek propaganda yapan saldırganlar daha sonra düzenledikleri törenle Mehdi’ye biat ettiler. Ardından içeride bulunanların çıkmasına izin verdiler ve rehinelerin büyük çoğunluğu serbest kaldı. Olayların ülke geneline yayılmasını önlemek için başta Medine ve Taif olmak üzere bazı şehirlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Olaylar, baskına nasıl müdahalede bulunulacağı tartışılırken daha da ilginçleşiyordu. İçinde herhangi bir şekilde şiddet kullanılması yasak olan Kabe’ye, Suudi güvenlik güçleri müdahale etmekte çekiniyordu. İşgali bir an önce bitirebilmek için ulemadan fetvalar alındı. Ancak ne yazık ki Suudi Arabistan yönetimi, işgali sonlandırmadan aciz kaldı ve Pakistan’dan destek istedi. Onlar da hiçbir şey yapamadılar, bunun üzerine çare Fransa’dan yardım istemekte bulundu. Fransız özel kuvvetleri baskıncılara müdahale edecekti ama bununla birlikte bir sorun daha gün yüzüne çıkıyordu. Gayrimüslimlerin Mekke’ye girmeleri dinen yasaktı, yasak tartışmalı bir şekilde halledildi. Mekke Kadısı’nın verdiği fetvayla, Fransız askerlere şehre girmeden önce bir kağıda yazılmış Kelime-i Şehadet okutuldu, Müslüman oldukları kabul edildi.
Baskın Fransız birlikleri tarafından çok ilginç bir şekilde bastırılacaktı. Önce mescide zehirli gazlar atıldı ve işgalcilerin alt katlardaki dehlizlere kaçması sağlandı, mescidin zemin katı ve üst katları ele geçirildi. Alt katlar için ise şehrin, o dönem yenilenen su şebekesi kullanıldı. Şebekenin planları değiştirildi, borular Kabe’ye ve altındaki dehlizlere uzatıldı, sonra içeriye büyük miktarda su basıldı, suya elektrik verildi. İşgalcilerin birçoğu ölü olarak ele geçirildi. Baskının lideri Cuheyman ve bazı adamları sağ olarak ele geçirilmişti. Suudi kanunlarına ve fetvalara dayanarak cezalar verildi. Yakalananlar sekiz ayrı şehirde önce kolları sonra bacakları ve en son da kafaları kesilerek öldürüldü. İki haftalık işgal işte bu şekilde sona erdirilmişti. Olayların ardında kimlerin olduğu, baskıncıları kimlerin desteklediği ise hala gizemini korumakta.
Kaynakça
Yaroslav Trofimov- The Siege of Mecca
Murat Bardakçı- Tam 30 Yıl Oldu Kabe Baskını Esrarını Hala Muhafaza Ediyor
Resim Kaynakçası
https://onedio.com/haber/250-kisinin-olumu-ve-fransiz-askerlerinin-musluman-olmasiyla-sonuclanan-kabe-baskini-555169
http://www.yenisafak.com/hayat/1979-gizemi-ve-kabe-baskini-574251
https://millicumhuriyet.com/2015/06/26/kabe-20-kasim-1979/
http://www.dunyabulteni.net/haberler/346609/esrarini-koruyan-bir-olay-kabe-baskini
Fatih Kaan Öz
İsmi Muhammed Abdullah el-Kahtani mi bu sözde mehdinin yoksa Muhammed el-Kahtani mi?
Burak Kazim Yılmaz
Tam ismi Muhammed bin Abdullah el Kahtani.