Bosna Hersek, 90’lı yılların insanlık dramına sahne olmuş bir ülkedir. Binlerce insanın hayatını kaybettiği Bosna Savaşı’nda hayatını kaybedenlerin büyük bir çoğunluğunu Boşnak siviller oluşturuyordu. Peki, olaylar bizi bu acımasız katliama nasıl sürükledi?
Yugoslavya’nın Dağılması ve Bosna Savaşı
Yugoslavya Devlet Başkanı Josip Tio’nun ölümünden sonra Yugoslavya karışmaya başlamıştı. Ekonomik sıkıntıların da baskısı ile etnik sorunlar büyümeye başladı. Ekonomik bir denge sağlanamıyor olması bünyesinde birçok ırk bulunduran Yugoslavya’yı zor bir duruma sokuyordu. Sırpların Osmanlı Dönemi’nden beri hayali olan Büyük Sırbistan fikri de bu ateşi körüklüyordu. Bu olaylar, Yugoslavya’yı iç savaşa sürükledi.
![](https://i0.wp.com/gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2025/01/Former_Yugoslavia_durning_war.svg_.png?resize=1000%2C625)
25 Haziran 1991’de Hırvatistan ve Slovenya’nın bağımsızlığını ilan etmesiyle Yugoslavya resmi olarak dağılmaya başladı. Yugoslavya’nın artık birlik sağlayamacağının anlaşılması ve Sırpların aşırı milliyetçi tavırları üzerine Makedonya ve Bosna Hersek de bağımsızlıklarını ilan etti. Bu ayrılıklar sonucu Yugoslavya bünyesinde kalan Karadağ ve Sırbistan birleşerek 1992’de Yugoslavya Federal Cumhuriyeti‘ni kurdu.
Bosna Hersek’in bağımsızlığının karar verildiği referandumu boykot eden Bosnalı Sırplar, Bosna’da bir Sırp Cumhuriyeti kurduklarını duyurdular. Bu kararın en büyük destekçisi ise tabii ki Sırbistan önderliğinde olan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti olmuştu. Yugoslavya Federal Ordusu’nu arkasına alan Bosnalı Sırplar, Boşnakları bastırma çalışmalarına başladı. Sırp Cumhuriyeti’ni kuran Bosnalı Sırplar’ın Saraybosna’yı kuşatması ile Bosna Savaşı resmen başlamış oldu. Bu savaş, zaman içinde etnik temizliğe döndü.
Hırvatistan ve Slovenya’nın bağımsızlığına destek çıkan Avrupa ülkeleri ise bu zulüm karşısında suspus kesilmişlerdi çünkü Bosna Hersek’te hiçbir çıkarları yoktu. Karşılarında güçlü bir orduyla atağa geçen Sırplar varken Bosna Hersek, yalnız kalmıştı.
![](https://i0.wp.com/gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2025/01/2AF9F445-C34D-41D7-8AF2-1CADBA643CA3_1_102_o.jpeg?resize=1000%2C625)
Her ne kadar Batı ülkeleri bu olanlara sessiz kalsa da Türkiye başta olmak üzere diğer Müslüman çoğunluklu ülkeler bu soykırıma sessiz kalmıyordu. Ellerinden geldikçe maddi ve manevi yardımlarda bulunuyorlardı. Bazı ülkelerden savaşmaya gelenler bile vardı. Bu gelen yardımlar genel olarak Sırplar tarafından engellense de bazıları Boşnaklara ulaşabiliyordu. Birleşmiş Milletler’in yolladığı yardımları getiren askerler bile Sırpların caniliğinden kaçamıyordu. Sırplar, katlettiklerinin kim olduğunu önemsemeden sadece katlediyorlardı.
“Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.”
Aliya İzzetbegoviç
Sırplar yalnızca can almıyor, Bosnalıların tarihlerini de yok etmeye çalışıyorlardı. Sırplar, Vijećnica adı verilen Saraybosna’da bulunan milli kütüphaneyi cayır cayır yaktılar. Bunun yanında İslam’a duydukları nefretin verdiği hırs ile yüzlerce camiyi de bombaladılar.
Yüzyıllarca Bosna’da hoşgörü ve kültürel farklılığı simgeleyen Mostar Köprüsü 1993 yılında Hırvatlar ve Sırplar tarafından yıkıldı. Bu yüzden Bosna Hersek’e yapılan bu saldırı aslında etnik farklılıklarla beraber huzurlu bir şekilde yaşayan her yeri hedef alıyordu demek pek yanlış olmaz. Kutuplaştırmaya yönelik olan bu tavırların belki de en büyük hedefi Türklerdi.
Srebrenitsa Katliamı
Sırpların Sırp Cumhuriyeti’ni kurması ile Srebrenitsa, haritada Sırp Cumhuriyeti ile Yugoslavya arasında kalmıştı. Güvenli bölge sayılan Srebrenitsa’nın nüfusu diğer kentlerden gelen göçlerle artmıştı ve halk temel ihtiyaçlarını zar zor karşılıyordu. Bütün bunların üstüne Sırplar, Srebrenitsa’yı kuşattı ve koşulları daha da zorlaştırdı. Bu kente gelen insani yardımlar da Sırplar tarafından engellenmeye başlandı. Bu durum hastalıklara akabinde ölümlere yol açtı.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, aralarında Srebrenitsa’nın da bulunduğu birkaç kenti güvenli bölge olarak ilan etti ve herkesin silahsızlaştırılmasını istedi. Her ne kadar Boşnaklar silahsızlaştırılsa da Sırplar silahlarını bırakmamışlardı. Zulüm devam ediyordu. Ellerindeki sınırlı imkanlarla savaşan Bosnalıların artık ellerinde de hiçbir şey kalmamıştı. Savunmasız ve çaresizlerdi. Kaçmak istediler ancak çoğu başaramadı.
“İşte 11 Temmuz 1995’te Sırp şehri Srebrenitsa’dayız. Büyük bir Sırp bayramı arifesinde iken bu şehri Sırp milletine armağan ediyoruz. Nihayet, yeniçerilere karşı ayaklanmasından sonra bu toprakta Türkler’den intikam almamızın vakti geldi.”
Ratko Mladić
![](https://i0.wp.com/gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2025/01/1200x800_cmsv2_0366b1d4-b487-5347-abd9-21a02c01d1a1-4012536.webp?resize=1000%2C625)
1995’te ise durum daha kötü hale geldi. Bölgede Bosnalılara yardım için bulunan Hollandalı askerleri rehin alan Sırplar, Hollandalı askerlere karşılık olarak Müslüman Boşnakları talep etti. Müzakereler sonucunda Hollanda ile anlaşma sağlandı ve Bosnalılar Sırplara teslim edildi. Bunun sonucunda Sırp milisleri, 5 gün içinde yaklaşık 8 bin Bosnalıyı katletti. Çoluk çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce insan katledildi. Kadınlar ve çocuklar tecavüze uğradı.
Bu katliam üzerine Birleşmiş Milletler, Sırp milislerinin geri çekilmesini istedi ancak istekleri iki kere Sırplar tarafından reddedildi. Bu redler sonucunda Birleşmiş Milletler, Sırplara iki kere hava saldırısı düzenledi ve Sırplar geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu geri çekilme anlaşma ile sonuçlandı.
Savaşın Bitmesi ve Soykırımın Sonuçları
Bosna Savaşı, 1995 yılında imzalanan Dayton Anlaşması ile sona erdi. Bu anlaşma, Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in pek içine sinmese de olabilecek en iyi anlaşma olduğu düşünülerek imzalandı.
![](https://i0.wp.com/gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2025/01/Bih_dayton_en.png?resize=1000%2C663)
Bu soykırımın ana karakterlerinden olan Bosnalı Sırp Komutan Ratko Mladić’in hakkında savaş suçları işlemesi gerekçesiyle tutuklanma kararı çıkartıldı. 15 yıl kaçmayı başaran Mladić, 2011’de yakalandı ve yargılandı. 2017 yılında sona eren yargı süreci sonucunda; 10 farklı suçtan hüküm giyerek ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Bu ceza sonucunda yakınlarını kaybedenlerin yüreğine belki bir nebze su serpilmişti ancak hissettikleri yalnızlık giderilebildi miydi? Pek sanmıyorum.
TRT Belgesel’de yayınlanan Srebrenitsa Anneleri Kayıplarını Arıyor isimli belgeselde yıllar geçse de acıların ilk günki gibi hissettirdiğini görebiliyoruz, hissedebiliyoruz. Soykırım sırasında eşini ve çocuklarını kaybeden Saliha Osmanovic, belgeselin bitiminde “yine yalnız kaldığını” söylüyor. O yalnızlığıyla, Sırplar ise yaptıklarının bilinciyle yaşamaya devam etmek zorundalar. Hanifa Cogaz ise düşmanlara inat yaşama tutunduğunu söylüyor. Buna rağmen ölmeyi ve çocuklarına kavuşmayı beklediğini de söylemeden geçmiyor.
![](https://i0.wp.com/gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2025/01/maxresdefault.jpg?resize=1000%2C615)
Bu insanlar, onlara katliam yapan insanlarla hâlâ iç içe yaşıyor. Belki de onlar için en zoru buydu. Beraber yaşadıkları insanlardan, komşularından zulüm görmüşlerdi. Saliha Osmanovic, Sırp komşularının onu da öldürmedikleri için pişman olduklarını düşünüyor ve hepsine karşı güvensiz hissediyor. Yine de cesaretini toplayıp yaşamak gerektiğini savunuyor.
Savaşın süregelen etkilerini, insanların kalbindeki izler gibi sokaklardaki izlerden görmek de mümkün. Binalarda duran mermi izleri, yıkık minareler ve daha niceleri…
Saraybosna gülü de bu izlerden biri. Saraybosna sokaklarında görebileceğiniz bu desenler, tam o noktada hayatını kaybetmiş insanları anmak için yapılmış. Halk, kendilerine yapılan bu katliamı unutmamak ve unutturmamak için elinden geleni yapıyor.
![](https://i0.wp.com/gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2025/01/ozge13-1.jpg?resize=466%2C350)
İnsanlığa Karşı Suçlar ve Soykırım Müzesi
Saraybosna’da bulunan ve 1992-1995 yıllarına ait fotoğraflardan oluşan bu müze, Bosna Savaşı’nı ve Boşnak katliamını gözler önüne sermek için kurulmuş.
Ziyaretçilerine fotoğrafların hikâyelerini dinleme fırsatı veren ve dev bir ekranda soykırım ile ilgili kısa filmler ve belgeseller sunan bu müze, Boşnak Soykırımı ile ilgili bilgi sahibi olmak isteyenlere güzel bir pencere açıyor.
![](https://i0.wp.com/gazetebilkent.com/wp-content/uploads/2025/01/97EED72A-ED7F-48DB-8035-ADCD1B7AEC94_1_102_o.jpeg?resize=1000%2C625)
Kaynakça:
-Pulat, Tunç. Bosna-Hersek’te Devlet İnşa Süreci: 1996-2013 Dayton Antlaşması Sonrasında Bosna-Hersek. 2015.
-Alp, İlker. Srebrenitsa Soykırımı. 2017.
–https://youtu.be/RFjN5kp6cug?si=5GczIuPRKprzkps3
–https://youtu.be/N0v6FdnMEx0?si=Ai5ylwEnk0gpd_O0
–https://youtu.be/QzUXqdy_Rn4?si=K7kkVnPzrRw1MT6B
–https://www.youtube.com/watch?v=bgE5YuLnpKg
–https://youtu.be/1oPOGiVkpAk?si=SXUegRAl-9sZeMH2
–https://youtu.be/3zR8zBXNFi8?si=X_1hHL6Vwere6SUU
–https://www.youtube.com/watch?v=ngDfMflSwD8
–https://www.youtube.com/watch?v=RFjN5kp6cug
–https://youtu.be/Ijx-OAOS-hE?si=hKfXQq1_3SiHxqlK
–https://youtu.be/Ijx-OAOS-hE?si=sZjTiPdg6PLrunbc
–https://dergipark.org.tr/tr/pub/esosder/issue/28768/286657
–https://tr.euronews.com/2021/07/10/srebrenitsa-soykirimi-surece-nasil-gelindi-neler-yasandi