Karantina döneminin başlangıcında, Instagram’da gördüğüm bir paylaşım sayesinde, bir film platformu olan Mubi’nin üniversite öğrencilerine ”paso geçiş” hakkı tanıdığını ve mezun olana kadar bu platformdan ücretsiz yararlanabileceğimizi öğrendim. Böylece üye olduğum platformlara bir yenisi daha eklenmişti. Mubi, bilindik ve popüler gişe filmlerinden ziyade festival filmlerini, hak ettiği değeri görmemiş olan filmleri ve alışılmış sinema değerlerine yeni bir bakış açısı kazandıran filmleri izlemeye olanak sağlıyor. Bunlardan birisi de ”Ölüler ve Diğerleri” adlı, 2018 çıkışlı, Portekiz ve Brezilya ortak yapımı olan ve gerçek hayata dayanan bu dramatik film. Film, Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış bölümünde Jüri Ödülü’ne ve Uluslararası Rio Film Festivali’nde En İyi Sinematografi gibi birçok prestijli ödüle layık görüldü.
Film, on beş yaşındaki Kuzey Brezilyalı bir Krahô yerlisi olan Ihjãc’ın gece yarısı sessizliğinde ormandan bazı sesler duymasıyla başlıyor. Babasını kaybettiğinden beri kabuslar Ihjãc’ı rahat bırakmıyor ve bir gece duyduğu bu sesler ile ormanın karanlığına doğru ilerliyor. Babasının sesi onu şelaleye çağırıyor. Artık yası bir kenara bırakıp babasının cenazesini yapması ve onun anısını onurlandırması gerekiyor. Fakat Ihjãc buna hazır hissetmiyor ve şaman olabilmenin önemli bir parçası olan bu görevinden kaçmak amacıyla yaşadığı köyden, eşinden ve çocuğundan ayrılıp bir süreliğine şehre gidiyor.
Bir nevi içe dönüş ve kendini arayış niteliği taşıyan bu yolculuğunda Ihjãc, modern Brezilya’daki insanların yerlilere karşı olan tavrına da tanıklık etmiş oluyor. Kendi halkından ve kültüründen bir süre uzakta kalıyor ve bu durum belki de birçok şeyi daha iyi anlamasını sağlıyor. Bu yolculuğunda Ihjãc’a eşi ve bebekleri de eşlik ediyor, ona destek olmaya çalışıyorlar. Fakat Ihjãc kendini hazır hissedene kadar şehre dönmeyi reddediyor.
Ailesinden bir süre uzakta zaman geçirince Ihjãc, aslında ihtiyaç duyduğu her şeyin kendi içinde zaten olduğunu ve kendi ailesinin, atalarının önemini kavrıyor.
Bizden bu kadar uzak bir kültürde yaşayan birinin bizimle özünde çok benzer sorunlar yaşamasına ve bu zorlukları aşma çabasına tanıklık etmek beni çok etkiledi. İşin özünde Ihjãc da kendini tanımaya ve ne istediğini anlamaya çalışıyor, bir yandan da dünyanın karmaşasını çözmeye çalışıyor. Babasının anısını onurlandırmadan önce kendinden emin olmak istiyor. Geri dönecek cesareti bulduğunda ise bunun, her şey için en doğru zaman olduğunu hissettirdi film bana. Dışarıdan bakınca çok basit ve hatta sıkıcı bir film izlenimi verebilir belki bazılarına. Fakat, film her anlamıyla bana huzur verdi ve 2 saat boyunca asla sıkılmadım. Sanki film izlemiyordum da Ihjãc ve ailesine yaşadıkları yerde eşlik ediyor, onların kültürlerini, gelenek ve göreneklerini öğreniyordum. Belgesele benzeyen uzun soluklu çekimleri ve sinematografisi ise bence her şeyi çok daha iyi bir hale getiriyor. Seyircisine gerçek yaşantıdan bir kesit göstererek bu kadar yoğun duygular yaşatması belki de beni asıl etkileyen şey oldu. Eğer henüz bir hesabınız yoksa sizin de hemen bir Mubi hesabı açmanızı ve belki de alışık olmadığınız türde filmler izleyerek normalinizin dışına çıkmanızı tavsiye ediyorum.
Referans:
http://www.luxboxfilms.com/chuva-e-cantoria
https://www.wikiwand.com/tr/Chuva_%C3%A9_Cantoria_na_Aldeia_dos_Mortos