Başlığı duyunca rahmetli Başbakan ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal’dan bahsedeceğimi sanmayın. Bahsedeceğim kişi yine bir o kadar eğlenceli bir isim: İdris Naim Şahin. Evet, günümüzün İçişleri Bakanı. İdris Naim Şahin bakan olduğu günden bu yana yaptığı açıklamalar ile hep eleştiri oklarının hedefi oldu. Uzun ve devrik cümleleri, yanlış kelime seçimi ve patavatsızlığıyla gündeme geldi. En son Erzurum’da yaptıklarından sonra bir yazı yazmak gereksinimi duydum. O konuya gelmeden İdris Naim Şahin’in önceki kimi açıklamalarına bir göz atalım.

“Yangın çıkmıştır, yangının sebepleri şu anda çıkmış olan yangını geri getirecek değildir. Yanan ağaçlar orada kaybolan canları geri getirecek değil.. sebebi bellidir. Üç beş tane sebebi vardır. Yani yangın ya ateşle çıkar, ya bombayla çıkar ya roketle çıkar ya benzinle çıkar. Çıkar yani netice itibariyle yanmıştır, yakılmıştır. yani sebebini araştırmak, sebebini söylemek bir şey ifade etmiyor şu anda.”

“Jandarmamız hesaplı ve tedbirli davranmıştır, tedbirsiz davransa ikinci kişi de ölürdü.”

“Sayın başkanım yani biz de bir çadırla burada bir mekan tutalım. koskocaman sarayda oturuyorsunuz hiç gel dediğiniz yok.”

“Sorun sorun diyorlar. Sorun ne? Ben arıyorum sorunu bulamıyorum. Sorun yol mu? Sorun şarkı mı? Sorun kıyafet mi? Sorun ibadet mi? Sorun hastane mi?”

“Birilerine ne oluyor acaba? Sıkıntı nedir? özgürlük… Hangi özgürlükten bahsediyorsun. O zaman tutuklanınca da şikayet etme. özgürlük yoksa dışarıda, farkı yok içerinin demek ki. Niye şikayet ediyorsun, demek ki var dışarıda özgürlük”

“Var olan özgürlüklerin varlığını inkar edecek kadar beyni, aklı özgürlükten yoksun olan birtakım insanlar var.”

“Biz türk milleti, bu toprakları emlak borsasından satın almadık, kan dökerek bu sınırları çizdik.”

“Ankara savcılığının, intikal eden ön bilgilere göre, 3 adet maalesef vatandaşımızın patlamadan dolayı can kaybına maruz kaldığı bilgisi var elimizde. hedefi tabi eylemi yapan en iyi bilir. Ama bu eylemi yapanların hedefini ancak şimdilik tahmin edebiliyoruz (…) hedef gözetmeden yapılan bir hedeftir.“

“Van’daki depremzedelerin “kaos yaratmak için gerekli sayıdan fazla çadır istediğini savundu“

Hakkari’de PKK tarafından bomba yüklenen ve polis noktasına yöneltilen bomba yüklü katırın polisler tarafından farkedilip etkisiz hale getirilmesi üzerine “o katırın hesabını verecekler” diye açıklamada bulunmuştur.

“Bu ülkede bütün profesörler tutuklanmış olsa merak eder sorabiliriz ama binlerce profesörden bir profesör tutuklanmış olabilir. Binlerce kaymakamdan bir tanesi tutuklanmış olabilir, binlerce esnaftan bir tanesi tutuklanmış olabilir, yani hukuk herkes için. Ama bu tutuklamaların ben ötesine geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha dün van’da eli silahlı 4 tane teröristi yakaladı biri İranlı biri Iraklı ikisi de türk vatandaşı olan güvenlik güçlerimiz.“

“Kürt sorunu nedir ya hu ben arıyorum bulamıyorum”

“Görevlilerimiz sürekli karada hareket halindeler. Kara harekâtından kasıt, sınır ötesi bir kara harekâtı ise o tabii ki ayrı bir konu. onun değerlendirmesi devam ediyor. ama bizim kendi sınırlarımız dâhilinde kara harekâtımız, karadan kontrol, karadan suç ve suçlularla mücadelemiz devam ediyor. sınır ötesi harekât da havadan olduğu gibi karadan da sınır komşumuz ülkeyle yapılan görüşmelere bağlı olarak her an yapılabilir.” (Şahin’in bu açıklamasını başbakan sürç-i lisan etmiş diyerek düzeltti)

“Bedel ağır ödendi. bu bedeli yok sayamayız. bu bedel çocuk oyuncağı değil. bu işin şakası olmaz. bu işin ciddisi de olamaz, hiçbir şeyi olamaz”

“Kaybolan hayatlardan biri olarak kendi hayatını kaybetmek suretiyle bir operasyona konu oldu.“

“Ben söylüyordum, şimdi itirafçılar söylüyor. domuz etinden zerdüştlüğe kadar, bilmem hangi ulustan, kardeşlikten, çok özür dilerim eşcinselliğe kadar, her türlü namussuzluğun, ahlaksızlığın, gayriinsani durumun olduğu bir ortam. girişi var, çıkışı yok. girişi korku, çıkışı ölüm. böyle bir yapı.”

“Psikolojik terör var, bilimsel terör var. terörü besleyen arka bahçe var. bir başka ifadeyle propaganda var, terör propagandası var… “neyiyle veriyor, belki resim yaparak tuvale yansıtıyor(!). Şiir yazarak şiirine yansıtıyor(!), günlük makale(!), fıkra(!) yazarak oralarda bir şeyler yazıp çiziyor. Hızını alamıyor terörle mücadelede görev almış askeri, polisi doğrudan çalışmasına, sanatına konu yaparak demoralize etmeye çalışıyor(!). Terörle mücadele edenle bir şekilde mücadele ediliyor, uğraşılıyor. terörün arkadan dolanarak arka bahçede yürüttüğü faaliyetler ki arka bahçe İstanbul’dur, İzmir’dir, Bursa’dır, Viyana’dır, Almanya’dır, Londra’dır, her neyse, üniversitede kürsüdür(!), dernektir(!), sivil toplum kuruluşudur(!).”

“Bizi rahatsız eden olursa onların da icabına bakarız”

“Ak Parti öksürürse türkiye zatürre olur”

“Ülkemiz güzel insanımız güzel. Bazı ufak tefek sıkıntılar var. onlara siz kafanızı takmayın”

“Milletvekillerine trafik cezası yazmayın.”

“75 milyonun tükürüğü 75 bin kişiyi boğmaya yeter“

Şahin: Biber gazı zararlı değil! Bazen ise faşist düşüncenin dibine vurmaktadır.

“O kadar hınç var ki devlete karşı, kendi paçavra ara sözleşmelerinde, devlet olmayan bir organizasyon. Yani türk devletine düşmanlar(!), bunu anladık da kendilerinin kurmak istedikleri organizasyonda bile devleti kullanmayacak kadar devlet düşmanlığı var. Ne o zaman peki, devlet nedir, ne yapar? Devlet düzendir, devlet hukuktur, devlet hiyerarşidir, devlet mülkiyettir, devlet namustur(!), devlet özgürlüktür, eğitimdir, sağlıktır, devlet hayatın ta kendisidir. O halde devlet olmayan organizasyon, kim güçlü ise o anda, onun devleti. gücü yeten yetene(!), kim egemense onun devleti(!). Birbirini yiyen insanların topluluğu. İnsan insanın kurdudur. kim kimi yiyebilirse, kimin ağzı, dişleri kuvvetliyse, devlet o(!).“

Sayın bakanımızın kısa bakanlık geçmişinden satır başları bunlardı. Tabi aşağıda linkini de vereceğim üzerine yaptığı aritmetik hesaplarıyla Devlet Bahçeli ile yarışır hale de gelmiştir. Yada kendisine mecliste sorulan bir soruya nasıl cevap veremeyişi apayrı bir olaydır. Ancak Erzurum’daki son olay cidden yukarıdakiler gibi gülüp geçilecek cinsten değil. Erzurum’a AKP’nin büyük projelerinden HES yapımında hayatını kaybeden 5 işçi ile ilgili olarak araştırma yapmak için gitmiştir. Ancak kendisini karşılayan vatandaşlardan birisi ‘geldiğinize çok sevindim’ deyince az önce araştırdığı ‘öldürülen’ işçileri unutup karşısındaki 60 yaşındaki vatandaşa ‘takla at da görelim’ demiş ardından da soytarı tarafından eğlendirilen kral edasıyla tempo tutmuştur. Öncelikle;

  1. Orada hazin bir olayı incelemeye gelen bakan ağırlığını taşıyamamıştır.
  2. Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın acısını artırmıştır.
  3. Bu soruşturmaya ne kadar ciddi yaklaştığını belli etmiştir.
  4. 1994 yılından beri Erdoğan’ın yakın arkadaşlarından olmasa acaba hala o koltukta oturuyor olur muydu?

Orada hiçbir güvenlik alınmadan arızayı gidermek için araçla suya giren 5 işçi hayatını kaybetti, rapora göre bu işçilerin 3ü donarak 1i boğularak biri ise kafasını buza vurarak hayatını kaybetti. Kullanılacak tek bir bot yada başbakanın çok övdüğü helikopter ambulanslar bu işçileri kurtarabilecekti ama hiçbiri yapılmadı, göz göre göre insanlar ‘öldürüldü’. Burada ihmaller zinciri mevcut. Bakalım sayın bakan bu işi pek ciddiye almadığını belli etse de cezalar verecek mı yoksa ölüm bu işin doğasında var mantığıyla ülkemizdeki artan işçi ölümlerine göz yumulmaya devam mı edecek. Sayın bakana Egemen Bağış ile giriştiği şaka yarışmasında başarılar dilerim.

http://www.youtube.com/watch?v=ToezGUHaxAE&feature

http://www.cnnturk.com/2012/turkiye/01/28/icisleri.bakaninin.aritmetigi/646817.0/index.html

https://twitter.com/#!/airlangga/status/191450738122162177/photo/1

Leave a Reply