Pazartesi gecesini mavilerle kırmızılar arasındaki Manchester derbisi renklendirdi. Zirvenin 3 puan gerisindeki City kendi sahasında United’I konuk etti. Ödülün büyük olması ve tüm bir sezona mal olacak olması sebebiyle alıştığımız Ingiltere ligi hızında bir başlangıçla başlamadı maç. Her iki takımın gerginliği derinden hissedilebiliyordu. Ilk on dakikada her iki takımda durgun ve birbirini tartan bir oyun ortaya koydu. Onuncu dakikadan sonra City topa daha çok sahip olan taraftı, United ise topu kapmak için amansız bir mücadele veriyordu. Maçı ilk pozisyonu Kun Agüero’nun çaprazdan 24.dakikada vurduğu pozisyonla geldi. Futbol severleri sıkmaya başlayan bir maçtan kurtulma sinyalleri geliyor diye düşünürken maç aynı monotonluğuna geri döndü. City ezici bir üstünlükle topa sahipti ancak 3. Bölgede hiçbir etkinliği yoktu, United ise büyük takımlara karşı klasik takitğiyle oynuyordu, ilk atmış dakka kapanayım atıştan sonra tempoyu artırırım düşüncesiyle. Sıkıcı giden maçın 45. dakikasında kornerden Kompany’nin attığı gol City taraftarını coşturdu ve bir futbolsever olarak ikinci yarı için beni umutlandırmıştı.

Ikinci yarının atmışıncı dakikasına kadar aynı oyun devam etti ve atmıştan sonra Ferguson’un kafasına dank etmiş olsa gerek United yüklenmeye çalışmaya gayret etti ancak bir türlü pozisyona giremiyordu. City ise zaman zaman kontra ataklarla etkili olmaya çalıştı. 72’de Toure ceza sahası dışından sert vurdu fakat top az farkla auta gitti. 87’de Clichy sol çaprazdan şansını denedi De gea çıkardı. Zorluk derecesi yüksek olan bir maçtan City istediğini alarak puanları eşitledi ve United’ın +8 averaj önünde liderliğe yükseldi, United ise kendini ateşe attı ve bitişe iki hafta kala avantajı ezeli rakibine kaptırdı. Mavilerin şampiyonluğu bir kez elde etmesi durumunda durdurulamayacağını düşünen Ingiletere basınında ise korku daha da arttı.

Leave a Reply