Bu sene Süper Lig’de diğer senelerde olduğu gibi yine kıyasıya bir şampiyonluk mücadelesi yaşanıyor. Uzun zaman sonra ilk kez şampiyonluk için iki ezeli rakip, Galatasaray ve Fenerbahçe, birbirleriyle yarışıyor. 36 hafta süren lig maratonunun şu ana kadar 24 maçı oynandı. Galatasaray bu 24 maçta 60 puan toplarken, bir maç eksiği olan Fenerbahçe ise 51 puan topladı. Süper Lig’de son yıllara bakıldığında şampiyonluk için 2 puan ortalaması yeterken, bu yıl hem Fenerbahçe hem de Galatasaray şimdiden 2 puan ortalamasını geçecek gibi görünüyor. Ancak Fenerbahçe bu kadar iyi gitmesine rağmen lider Galatasaray’ın maç eksiğiyle 9 puan gerisinde kaldı. Bu da aslında Galatasaray’ın ne kadar başarılı ve istikrarlı bir sezon geçirdiğini kanıtlıyor. İstatistikler de zaten Galatasaray’ın başarısını gösteriyor. Öyle ki Galatasaray ligin en az gol yiyen, en çok gol pozisyonuna giren, en çok rakip ceza sahasına giren, deplasmanda ve iç sahada en çok puan toplayan takımı konumunda. Bunun yanı sıra şanssız bir şekilde ligde en çok direğe takılan takım da Galatasaray. Bu sezon Sarı Kırmızılı ekibin tam 16 şutu direkten döndü. Ancak bu şanssızlığa rağmen Süper Lig’de oynadığı son 14 maçın tamamını kazanan Galatasaray bir rekora imza atmış oldu. Süper Lig’de üst üste en çok maç kazanma rekoru 1959-1960 sezonunda 13 maç üst üste kazanan Beşiktaş’t aitti. Tam 63 yıldır hiçbir takımın geçemediği bu rekoru ise geride bıraktığımız haftada Okan Buruk ve öğrencileri geçmeyi başardı. Bu rekoru Alex’li, Carlos’lu Fenerbahçe’nin ya da Drogba’lı, Sneijder’li Galatasaray’ın bile geçememesi aslında Galatasaray’ın ne kadar zor bir iş başardığını gösteriyor. Bu yazımızda Galatasaray’ın bu başarasının altında yatan faktörlerin ne olduğuna bakacağız.
Galatasaray için bir önceki sezon tam bir hayal kırıklığıydı. 2021-2022 sezonunda oynadığı 38 Süper Lig maçında yalnızca 14 galibiyet alabilen Galatasaray, sezonu 52 puanla 13. olarak bitirmişti. Sezona Fatih Terim ile başlanmış ancak alınan kötü sonuçlardan dolayı Galatasaray’ın efsanesiyle yollar ayrılmıştı. Yerine gelen Domenec Torrent ise takımı toparlamayı başaramamış ve kötü sonuçlar almaya devam etmişti. Öyle ki Galatasaray bir ara 15. sıraya kadar gerilemiş ve küme hattına yaklaşmıştı. Bu başarısızlığın faturası ise başkan Burak Elmas ve yönetim kuruluna kesilmişti. Erken seçime giden Galatasaray’da başkanlık görevine yeniden Dursun Özbek seçilmişti. Dursun Özbek daha göreve gelir gelmez ilk iş olarak teknik direktörlük koltuğuna Domenec Torrent’in yerine Okan Buruk’u getirmişti. Ancak Galatasaray’daki başarısızlığın sebebi sadece teknik direktör değil aynı zamanda kadrodaki kaliteli oyuncu sayısınının azlığıydı. Bu sebeple Galatasaray’da Taylan Antalyalı, Aytaç Kara, Ömer Bayram gibi pek çok oyuncuyla yollar ayrılmıştı. Ayrıca sözleşmeleri biten Feghouli, Babel gibi yüksek maliyetli ve yaşlı oyuncularla sözleşme yenilenmemişti. Bu süreçte tam 26 oyuncuyla yollarını ayırmıştı sarı kırmızılılar. Bu 26 oyuncunun yerini ise 13 yeni oyuncuyla doldurmuştu. Mertens, Torreira, Oliveira, Icardi, Dubois ve Rashica gibi birçok yıldızı kadrosuna katan sarı kırmızılılar adeta niceliğin değil de niteliğin ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu. Bu kaliteli oyuncu transferlerinden sonra artık geriye yeni kurulan bu takımın birbirine uyum sağlaması kalıyordu.
Yapılan transferler sonrası artık sıra lige başlamaya gelmişti. Kulüpte kısa sürede birçok değişim yaşanmış ve başkandan teknik direktöre, takım kadrosuna kadar her şey değişmişti. Bu da Galatasaray’ın lige istediği gibi başlayamamasına sebep olmuştu. Oynadığı ilk 4 maçta yalnızca 2 gol atabilen sarı kırmızılılar, bu süreçte 2 galibiyet, 1 beraberlik ve 1 mağlubiyet almıştı. Geçen sezonki başarısızlıktan sonra taraftarlar bu kötü başlangıç sonrası çok erken de olsa Okan Buruk’u eleştirmeye başlamıştı.
Bu 4 maç sonrası çıktığı 3 maçı da kazanan Galatasaray’da yavaş yavaş işler iyi gitse de oynanan oyun hala taraftarı ve izleyenleri tatmin etmiyordu. Takım çok pozisyona girse bile bitiricilik noktasında büyük sorunlar yaşıyordu. Bu eleştireler devam ederken bir de üst üste Adana Demirsporla 0-0 berabere kalınması, Kayseri’ye 2-1 mağlup olunması ve kendi sahasında Alanyaspor’la 2-2 berabere kalınması artık iyice taraftarların takıma olan güvenlerinin sarsılmasına sebep oluyordu. Okan Buruk için ise yavaş yavaş istifa sesleri yükselmeye başlıyordu. Galatasaray daha 10. haftadan lider Fenerbahçe’nin 5 puan gerisine düşmüştü. Çoğu taraftar, sarı kırmızıların daha şimdiden şampiyonluk şansını kaybettiğini düşünüyordu. Ancak kimse bu takımın Alanyaspor maçından sonra çıktığı 14 maçı üst üste kazanıp, bir daha hiç puan kaybı yaşamayacağını bilmiyordu.
Galatasaray’ın önünde artık çok zor bir fikstür vardı. Devre arasına kadar Beşiktaş, Başakşehir, Fenerbahçe gibi takımlarla oynayacak olan sarı kırmızılılar, üstelik bu zor maçların çoğunda deplasmanda olacaktı. Ancak Okan Buruk ve öğrencileri pes etmemeye ve kötü gidişatı tersine çevirmeye kararlıydı. Teknik direktör Okan Buruk ilk 11’de Rashica ve Icardi’ye sürekli olarak yer vermeye başlamasıyla özellikle Galatasaray hücumda çok daha güçlü bir takım haline geliyordu. Özellikle Icardi Beşiktaş’a 2, Başakşehir’e 1 ve Fenerbahçe’ye de 1 gol atarak mükemmel oynuyordu. Bunun yanı sıra bu 3 maçta 3 de asist yapan Icardi gerçekten de büyük maçların büyük oyuncusu haline geliyordu. Galatasaray Beşiktaş’ı sahasında 2-1, Başakşehir’i deplasmanda 7-0 ve Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 3-0 yenmeyi başarıyordu. Özellikle ligde Galatasaray maçına kadar yalnızca 5 gol yiyen Başakşehir’e 7 gol, kendi sahasında çok iyi oynayan ve çoğunlukla farklı kazanan Fenerbahçe’ye 3 gol atmak inanılmaz bir başarıydı. Üst üste kazanılan bu maçlar sonrası ise Galatasaray 5 puan geriden gelip liderliği almakla kalmıyor üstelik Fenerbahçe’nin 6 puan da önüne geçiyordu.
Galatasaray bu iyi sonuçlar sonrası rehavete kapılmadan ara transfer döneminde takımı güçlendirmek için çalışmalara başlamıştı. Sassuolo’dan Kaan Ayhan ve Hatayspor’dan Adekugbe’yi alan Galatasaray’da şüphesiz taraftarları en çok heyecanlandıran transfer Zaniolo olmuştu. Daha 1-2 sene önceye kadar İtalyanların geleceğin yıldızı olarak nitelendirdiği ve çok büyük kulüplere gidebilecek potansiyele sahip olduğu düşünülen Zaniolo’yu 23 yaşında Türkiye’ye getirmeyi başarıyordu Galatasaray. Zaniolo için 15 milyon euro gibi ciddi bir ücret ödese de yetenek ve potansiyel olarak çok daha fazlasını vaat eden bir oyuncu olduğu kesin. Daha şimdiden kalitesini göstermeyi başladı diyebiliriz. Öyle ki 1-0 biten ve üst üste en çok maç kazanma rekorunun kırıldığı Kasımpaşa maçında oyuna sonradan girmesine rağmen attığı şık golle takımına maçı kazandıran oyuncu Zaniolo oluyordu. Kasımpaşa galibiyetle birlikte Galatasaray ligde 14, resmi maçlarda ise üst üste 17. galibiyetini alıyordu.
Galatasaray için sezonun şu ana kadar olan kısmı resmen rüya gibi geçti. Özellikle geçen seneye göre inanılmaz kaliteli bir oyuncu grubuna sahip olunması ve alınan üst üste galibiyetler sarı kırmızılıları ayrı bir havaya sokmuş durumda. Daha ligin bitimine uzun bir süre olmasına rağmen Galatasaray’ın şampiyonluk yarışında favori olduğu çok açık. Hatta belki başka rekorlar bile kırabilecek bir durumda sarı kırmızılılar. Ligin kalan haftaları ne olur bilinmez ancak şu bir gerçek ki bu Galatasaray takımı hem taraftarlarına hem de futbolseverlere izlerken zevk veriyor. Bakalım bundan sonra şampiyonluk yarışında bizi neler bekliyor.
*Kapak fotoğrafı fanatik.com.tr alınmıştır. Diğer fotoğraflar da sırasıyla NTVSpor.net, www.aa.com.tr, haberturk.com, cnnturk.com, yenibakis.com.tr’den alınmıştır.