Substance: Hiç Kendinin Daha İyi Bir Versiyonunu Hayal Ettin mi?

77. Cannes Film Festivali’nde “En İyi Senaryo” ödülüne layık görülen “Substance” (Cevher), ilk gösterimini yaptığından beri gerek sinema seyircisinin gerek ise sosyal medyanın ilgi odağında kalmayı başardı. Coralie Fargeat tarafından yazılan ve yönetilen filmde başrolü Demi Moore ve Margaret Qualley paylaşıyor.

Demi Moore, kendi zamanının Hollywood ünlüsü olsa da zaman geçtikçe medyadan eskisi gibi değer göremeyen Elisabeth Sparkle’ı canlandırıyor. Oyunculuktan sonra bir egzersiz programında yer alan Elisabeth, programda ondan daha güzel ve daha çekici başka bir kadınla değiştirileceğini öğrendiğinde gençliğinden bu yana geçirdiği değişimi sorgulamaya başlar. Elisabeth’in bu düşünceleri trafikte dikkatini dağıtır ve kaza yapmasına sebep olur. Elisabeth herhangi bir sağlık sorunuyla karşılaşmaz ve evine döner. Evinde yine aynı düşüncelerdeylen kabanının cebine elini atar ve bir flaş bellek ve telefon numarası bulur. Flaş bellekte, “Substance” isimli bir kimyasal maddenin reklamı vardır.

Bu ürünü kullanan kişinin “kendinin daha iyi bir versiyonu” haline geleceği iddia edilir. Elisabeth öncesinde telefon numarasını çöpe atsa da sonradan fikrini değiştirir ve “Substance”ı satın almaya karar verir. Issız bir sokağın köşesindeki geçit yardımıyla Elisabeth, “Substance” yazılı kutuya ulaşır. Kutunun içinden üç adımlı bir kit çıkar. Elisabeth’in kendinin daha iyi versiyonuyla hayatına devam etmesi için “Aktivatör” isimli tek kullanımlık kimyasalı vücuduna enjekte etmesi, diğer benliğini beslemesi ve her hafta iki beden arasında değişim yapması gerekmektedir.

Elisabeth evinin banyosuna gidip aktivatörü vücuduna enjekte eder. Aktivatörün işe yarayamayacağını düşündüğü anda başı döner ve bayılır. Aktivatörün etki etmesiyle Elisabeth’in ikinci benliği oluşmuş olur. “Sue” adını verdiği benliği; Elisabeth’in daha iyi, daha genç ve daha çekici versiyonudur. Elisabeth hayatına Sue olarak devam ederken egzersiz programındaki işe kabul edilir. Elisabeth yeni rutininden memnunken Sue, değişim vaktini geciktirince Elisabeth’in bir parmağı morarır.

İkisi de dengeye dikkat etmemeye başlayınca birbirlerinin düşmanı haline gelirler. İkisi de ilaç şirketini arayıp birbirlerini şikâyet etseler de şirketin söylediği tek şey “Siz tek kişisiniz.” olur. İkilinin arasındaki çatışma Sue’nun uzun bir süre değişim yapmamasıyla Elisabeth’in kendinden kırk yaş daha yaşlı haline gelmesine sebep olmuştur. Aynada gördüğü görüntünün verdiği öfkeyle Elisabeth, değişime son vermeye karar verir. Bunu duyan Sue, Elisabeth’e saldırır ve ikisinin arasında şiddetli bir kavga başlar. Sue’nun aktivatörü tekrar kullanmasıyla canavar görünümlü bir yaratık meydana gelir.

Güzellik Standartları

“Substance”ı izlerken Elisabeth’in ne kadar güzel olduğunu defalarca kez düşünmeden edemedim. Sonuçta Elisabeth’i oynayan kişi Demi Moore’du. Fakat gerçek hayatta da olduğu gibi filmde de kadınlara dayatılan, ulaşılması imkânsız güzellik standartlarına erişemediği için Elisabeth’in değersiz olduğu ve “modasının geçtiği” vurgulandı. Elisabeth, elli yaşına kadar vücuduna iyi bakmış, yüzünde belli bir kırışıklığı olmayan bir kadın. Fakat bir kadın olduğu için insanlardan gelen, elli yaşındayken yirmilerinde gibi görünmesi gibi, imkânsız taleplerin karşısında film ilerledikçe kendi değerini unutur hale geldi.

Elisabeth-Sue İlşkisi

Filmi izledikten sonra aklımda kalan kilit noktalardan biri, filmde de defalarca belirtildiği gibi Sue ve Elisabeth’in tek kişi olması. Bu yüzden de dengeye dikkat etmedikleri her zaman zarar verdikleri kişi yine kendileri oldu. Aralarındaki çatışma film boyunca bana Elisabeth, gençliği ile tartışıyormuş hissi verdi. Sue ünlü olduktan sonra edindiği gece hayatıyla sorumluluklarını unutup Elisabeth’e dönüşmediği zaman, Elisabeth aslında gençliğinde yaptığı hataların yansımasını görmüş oldu. Sue, bedenini ve bu değişimi ne kadar hunharca kullandıysa Elisabeth o kadar zarar gördü ve daha hızlı yaşlandı.

Yemek Kitabı Hediyesi

Olağan ve rastgele bir hediye gibi gözükse de yemek kitabı; Harvey’nin Elisabeth’e artık bu sektörde yeri olmadığı için bolca zamanının olduğunu, bu yüzden de vaktini yemek yapmak gibi aktivitelere ayırabileceğini işaret ediyordu. Bu hediyenin Elisabeth’i bu kadar sinirlendirmesinin ana sebebi de buydu. Harvey, bütün sağduyusuzluğuyla Elisabeth gibi güzel bir kadına “Artık evinde otur.” mesajını verebilecek özgüvende. Bu özgüveni ona veren toplum, kadınların belli bir yaştan sonra güzelliğini ve çekiciliğini kaybettiği fikrini de pekiştiriyor.

Elisabeth’in Randevusu

Elisabeth, Sue’ya maruz kaldıkça özgüveninin zarar gördüğünü görüyoruz. Sue, hayata gelmeden önce Elisabeth’in kendini kıyasladığı başka biri yoktu. Sue, eskiden Elisabeth’in gördüğü ilgiyi gördükçe Elisabeth’in kendiyle ilgili düşünceleri de değişmeye başladı. Sue ile tanışmadan önce sokakta gördüğü, hatırlamakta zorlandığı eski bir arkadaşı ona bir ara görüşmek istediğini söylediğinde bunun üzerine düşünmemişti bile. Fakat özgüveninin azalmasıyla arkadaşıyla görüşmeye karar verdi. Randevu günü Elisabeth kırmızı elbisesinin içinde muhteşem görünüyordu ama bu muhteşemliğini gölgeleyen biri vardı: Sue. Sue’nun kusursuz bedenini gördüğü aynada kendi bedenine baktığında bu görüntü onu memnun etmedi. Fakat Sue yirmilerinde bir genç kızdı, Elisabeth ise yakın bir tarihte ellinci yaşını kutlamış bir kadındı. Ortada kıyaslanacak hiçbir şey yoktu. Sue, Elisabeth’in hayatında var oldukça Elisabeth’in daha önceden fark etmediği kusurları onu rahatsız etmeye başladı. Aynada gördüğü görüntünün, geçirdiği sinir krizinin ve sonunda gitmemeye karar vermesinin sebebi Sue kadar genç, güzel ve çekici olmadığının farkına varmasıydı.

Oscar

Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yaptıktan sonra “Substance”a olan ilgi gittikçe arttı. Film, yeni seyircilerini karşılarken önümüzdeki mart ayında yapılacak olan Oscar Ödülleri’nde de “Substance”ın başarılı olacağı tahmin ediliyor.

Leave a Reply