36 maçlık Süper Lig maratonunda 13. hafta sona erdi. Ligin üçte birlik dönemini geride bıraktığımız haftada zirve mücadelesinde lider Galatasaray, kendi evinde bu sezon ikinci kez puan kaybederken rakibi, ligin flaş ekiplerinden Eyüpspor, zorlu deplasmandan bir puan çıkarıp dördüncü sıradaki yerini korudu. Zirve takipçisi Fenerbahçe ise kendi evinde, özellikle ilk yarısında epey zorlandığı maçta Gaziantep FK’yı 3-1 ile geçerken hafta sonunda zirve ile arasındaki puan farkını üçe indirmiş oldu. Ligin sürpriz üçüncüsü Samsunspor ise ilk ikiden biraz uzakta kalsa da Bodrum FK karşısında rahat kazanıp yerini epey sağlama aldı.
Taraftarlarına 2021’den beri şampiyonluk umudu adına kış aylarını dahi göstermeyen Beşiktaş’ta ise sular durulmuyor. Çok kötü bir sezon başlangıcı ile teknik direktör değişimine giden Trabzonspor’un da devreden çıkması sonucu yeni yıldızlarıyla en azından daha rekabetçi bir sezon geçirmesi beklenen siyah beyazlı ekipte sular durulmuyor. Bir gece operasyonuyla takımın futbol faaliyetlerinden sorumlu Brad Friedel ve Samet Aybaba görevinden alındı. Aynı gecenin sabahında takımın iletişim sorumlusu Okay Karacan ile yollar ayrılırken öğlen saatlerinde başkan Hasan Arat’ın da futbol faaliyetlerinden el çektiği açıklaması geldi. Adeta darbe niteliği taşıyan yönetimin yaşadığı bu iç sıkıntılar takımın maaş ödemlerine de yansıyınca Hasan Arat görevini tamamen bırakmış oldu. Başkanlık koltuğuna geçen Hüseyin Yücel ise kulübün verdiği tepkilere cevapsız kalamadı ve 3 aralıkta seçime gidileceğini açıkladı.
Günün sonunda, tıpkı geçen sene gibi Fenerbahçe ve Galatasaray tepede yalnız kalmış gibi. Lige flaş giren ekipler ve Beşiktaş’ın bu yarışa ortak olması epey zor gözüküyor. Biz de bu sebeple bu iki ekibe eğileceğiz. Güncel durumlarını değerlendirip geleceğe bir perspektif sunmaya çalışacağız. Süper olmayan “Süper Lig” bakalım ne durumda?
GALATASARAY
Ligin kayıpsız ilerleyen tek ekibinde son hafta gelen Eyüpspor beraberliği ile zirve yarışında rakibin nefesi hissedilmeye başlandı. Oynanan oyunu skorun dahi yansıtamadığı unutulmaz Tottenham galibiyetinde sakatlanan takımın fenomeni Mauro Icardi’nin eksikliği taraftarın aklında 4-2-3-1’e dönüş ışıklarını yakmıştı ki Jakobs’un sakatlığı sonrası takım yine üçlüye mahkum kaldığından Galatasaray’ın saha diziliminde radikal değişiklikler oldu denebilir. Oyun diziliş kadar değişmiş denemez. Keza Galatasaray puan kaybettiği son maçta dahi coşkulu ön alan baskısından yine vazgeçmedi ve epey pozisyona girdi. Kaleci Berke Özer’i de geçse belki de bunlardan bahsediliyor olunmazdı. Ama ben gayet iyi gidişe rağmen bir konuda kral çıplak denilmesi gerektiğine inanıyorum. Galatasaray yaz transfer operasyonunun sonuna Osimhen eklemsesi yapmasaydı şu anki kadro planlamasının yönetimi erken seçime gitmek zorunda bırakacak derecede kötü olduğunu düşünüyorum. Galatasaray’ın kurgulamaya çalıştığı baskı oyunu için son derece vasat bir profile sahip Jelert ve yine epey para harcanarak kadroya eklenen, sakatlık geçmişi herkesin malumu olan Jakobs denklem dışı kaldığında takım, sezon öncesi kampında daha önce hiç denemediği şekliyle üçlüye dönmek zorunda kaldı. Takımın bu saha dizilişine alışması sürecinde Eyüpspor tarafından cezalandırılması aslında çok şey anlatıyor.
Eyüp ekibi çoğunlukla üç büyük eskisi, dolayısıyla biraz yaşlanmış, temposuz oyunculardan kurulu, daha çok topun ayakta kalarak oyun kurgulanması gereken bir kadroya sahip. Keza Arda Turan da aynen böyle yaptı ve pas konusunda oyuncuları son derece sabırlı davrandı. Ancak cesur olup oyuncularının karar almasını istediği her an özellikle Taşkın tarafından sıkça denenen bir şey vardı ki o da özellikle Galatasary’ın görece yavaş kalan sol üçgeni Abdülkerim-Sara-Sallai üçgeni sürekli uzun topların hedefindeydi. Arda hoca epey pozisyon verse de Tottenham’ın dahi yapamadığını yaptı ve istediğini aldı. Hemde de dediğimiz gibi bunu son derece temposuz bir takımla dahi yapabildi. Bu sebeple ligimizin son derece üstünde hatta Avrupa için bile son derece iddialı olan Galatasaray kadrosundaki mühendisliğin kış transfer döneminde yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek şimdi de zirve takipçisine geçiş yapalım.
FENERBAHÇE
Ligde oynanan vasat oyunlar sonrası gelen 4-0’lık sükseli Sivasspor galibiyeti Fenerbahçe’nin belki de bu sezonki mesaj maçı niteliği taşıyordu. Mesajın üstü Avrupa’da gelen AZ mağlubiyeti ile örtülse de lige dönüşte gelen gollü Kayseri galibiyeti ve bu hafta alınan Gaziantep galibiyeti Mourinho’nun Fenerbahçe’sine dair son derece olumlu sinyallerin alındığı maçlar oldu denebilir. Takım boyu bariz şekilde kısalırken ligin ilk maçlarına kıyasla çok daha seri ve akışkan bir pas kurgusu var denebilir. Ancak bunlardan da önemlisi bu üç maçta da bas bas bağıran bir şey var ki o da tempo. Fenerbahçe’nin oyunu yine ilk bölüme kıyasla çok daha hızlı. Keza özellikle Fenerbahçe taraftarları hatırlayacaktır Jose, henüz transfer operasyonun dahi başlamadığı yazın ilk günlerinde tespiti yapmış ve takımın çok daha hızlı oynaması gerektiğini belirtmişti.
Bu kadar hız demişken bunun sahadaki temsilcisinden de bahsetmemek olmaz. Kayserispor maçı ile kadroya eklemlenen Oğuz Aydın Fenerbahçe’nin yeni oyun yapısının bayrak oyuncusu oldu. Ligimizin şampiyonları hep kadronun derinliklerinden bir sürpriz çıkarmıştır. Hiç uzağa gitmeden son şampiyonun sezonun ikinci yarısında parlattığı Barış Alper Yılmaz buna bir örnektir mesela. İşte Oğuz da kadroda bulunan sürpriz adam oldu. Kayseri maçında 2 gol 1 asist ile yıldızlaşırken son Antep maçında da ilk golü atıp kilidi açtı. Maça sol kenarda başlayıp ikinci yarının henüz başında sağ kenara geçti. Maçı ise sağ bek kapatan Oğuz, tıpkı Barış gibi çok yönlü olduğunu da göstermiş oldu. Özellikle kadro derinliği olarak zirve rakibinden bir adım önde olduğu düşünülen Fenerbahçe bunu sahada da göstermek için biraz geç kalmış gibi. Keza Oğuz takımın en iyi oyuncusu olmasa da şu açık ki oyuncunun profili takım arkadaşlarından epey farklı.
Güncel durumları göz önüne alındığında Galatasaray biraz vitesten ayağını çektiği ve Fenerbahçe’de işlerin biraz daha yoluna girdiği söylenebilir. Peki bu böyle mi devam edecek dersiniz…
ZİRVENİN GELECEĞİ
Geçtiğimiz sezonun devre arası zirvenin şekillenmesindeki önemli etmenlerden biri olmuştu. Fenerbahçe daralan stoper rotasyonuna sporcu değil isim transfer etme yoluna gidip sahaya çıkmakta dahi zorlanan Bonucci eklemesinin yanına altı numara rotasyonunu genişletmek için kadroyla son derece uyumsuz olan Krunic eklemesini yaptı. Profil olarak çok daha geride bir oyuncu olsa da kadro ile çok daha uyumlu olan Crespo ve rotasyonu çok rahatlatan Lincoln de kaybedilince tırnak içinde Fenerbahçe sportif bir intihara imza attı denebilir.
Ancak o zaman mühendislik adına risk alması gereken taraf Fenerbahçe’ydi ve risk elde patlamıştı. Bu kez fark şu ki ince ayar yapması gereken takım Galatasaray. Okan hocanın kadrosunu iyi kullanıyor olması ve Osimhen’in canavarlığı yanlışlın üstünü örtse de yanlışlar olduğu gibi orada duruyor. Hiçbir ligde zirve mücadelesinde pol pozisyonunda olan bir takımın bir, iki sakat verdiğinde dizilişini baştan sona değiştirmesi gerektiğine inanmıyorum. Ya da bir oyuncusunu (Barış Alper Yılmaz) kısa sürede 4-5 farklı mevkide oynattığını, o oyuncunun ise milli takımda kendi takımında hiç oynamadığı santrafor mevkisine geçtiğine da şahit olmamıştım.
Ancak Galatasaray taraftarlarının içini rahatlatacak bir yanlış da karşı tarafta olduğu gibi duruyor. 7 yıllık Ali Koç yönetiminde özellikle iyi gidişatlar hiçbir zaman cezasız kalmadı. Özellikle AZ mağlubiyeti ile harlanan çilek transfer söylentileri de bu cezaların habercisi. Örneğin Mourinho’nun göz bebeği Szymanski, yerine oynatmaktan hiç çekinmediği ve harika bir sezon geçiren Tadic, henüz pek devreye giremese de yine o bölgede rahatlıkla oynayabilen geçen sezonun yıldızı İrfan Can’ın pozisyonuna Talisca’yı getirmeye çalışmak sizlere garip mi geldi? Geldiyse hiç gelemsin, Erol Bulut’lu sezona harika bir giriş yapan Pelkas’ın ikamesi Mert Hakan ve o bölgede zaman zaman şans alan Jose Sosa’ydı. Fenerbahçe zirveden biraz uzaklaşınca ceza hiç gecikmedi ve önce Mesut Özil taraftara şirin görünülmesini sağladı. Hemen peşine de İrfan Can eklendi ve forveti olmayan Fenerbahçe kadrosu eşsiz bir mühendislikle on numara için beş alternatife kavuştu…
Görseller Fenerbahçe, Eyüpspor “X” hesaplarından, The Athletic, ve Trendyol Süper Lig sayfalarından alınmıştır.