28 Temmuz-12 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen 2012 Londra Olimpiyatları’nda, ülkemiz, başarı anlamında büyük bir hüsrana uğradı. Londra’dan sadece 5 madalya koparabildik. Bunlar Güreş, Taekwondo ve Atletizm branşlarından geldi.
Madalya anlamında ilk günden itibaren sıkıntı yaşayan ülkemiz, 120 kg Grekoromen güreşte yarışan Rıza Kayaalp’in haberiyle sevindi. Londra’da ilk turda, Ukraynalı rakibi Evgeni Orlov ile karşılaşan Rıza, periyotlar içinde rakibine puan alma şansı vermeyerek müsabakadan 2-0 galip ayrıldı. Rıza Kayaalp, çeyrek finalde, ABD’li güreşçi Dremiel Deshon Byers ile karşılaştı. İlk periyodun 1.5 dakikalık süresinde puan alan olmadığı için Rıza, güreşe yerde başladı. Byers da verilen bu süreyi değerlendiremeyince 1 puan Rıza’ya gitti ve ilk periyodu, 1-0 önde kapattık. İkinci periyotta da rakibine şans vermeyerek 1-0 üstünlük sağladı ve böylece maçı da 2-0’la kapatmış oldu. Yarı finalde, karşısına güçlü bir rakip olan Kübalı Mijain Lopez Nunez ile karşılaştı. Bu müsabakada bazı taktiksel hatalardan dolayı, rakibine karşılık veremeyen Rıza, maçtan 2-0 yenik ayrıldı ve final şansını kaybetti. Bu karşılaşmadan sonra bronz madalyaya odaklanan Rıza Kayaalp, 3.’lük mücadelesinde, Gürcü rakibi Guram Pherselidze’i 2 kez minderin dışında bırakarak oyunu kazandı ve bronz madalyanın da sahibi oldu.Böylece Rıza ilk olimpiyat madalyasını kazanmışken, ülkemizde Londra Olimpiyatları’ndaki ilk madalya sevincini yaşamış oldu.
Bir diğer başarılı olduğumuz branş ise Taekwondoydu. İlk altınımızı ülkemize kazandıran Servet Tazegül, London Excel Arena’da yapılan karşılaşmalarda ilk olarak ABD’li Jennings Terrence ile karşılaştı.Bu maçı 8-6 üstünlükle tamamlayarak çeyrek finale çıktı.Çeyrek finalde, Ukraynalı Hryhorii Husarov’u 9-2 yenen Servet Tazegül yarı final biletini eline aldı. Yarı finalde, Taekwondonun 4 numaralı seribaşı Büyük Britanyalı Stamper ile karşılaştı. Tribünlerin ev sahibi Stamper’a gösterdiği yoğun ilgiye rağmen motivasyonunu bozmayan Servet, maçı 9-6 kazandı ve final biletini eline aldı. Finalde, Servet’in karşısına, daha önce yine bir finalde karşılaştığı ve mağlup ettiği İranlı rakibi Muhammed Bagheri Motamed geldi. Bu karşılaşmada tüm Türkiye’nin desteğini arkasına alan Servet, rakibini 6-5 yenerek, Türkiye’ye ‘Servet’ değerinde bir altın madalya kazandırdı. Servetin son 3 yıldaki kariyerine baktığımızda, 4 şampiyonluk görüyoruz. Bu 3 yılda, yenilgi yüzü görmeyen Servet, üst üste 2 kez Avrupa Şampiyonu ve 1 kez de Dünya Şampiyonu oldu.
Taekwondo bayan temsilcimiz 19 yaşındaki Nur Tatar’da, Servet gibi bizim yüzümüzü güldürdü. Kadınlar 67 kiloda tatamiye çıkan genç sporcu, ilk maçında Grenadalı Andrea Bernard’ı 5-1 yenerek çeyrek finale çıktı. Çeyrek finalde ise ABD’li Paige McPherson’u 6-1 yenerek yarı finale adını yazdırdı. Yarı finalde de Avustralyalı rakibi Marton Carmen’i 6-0 yenerek finale yükseldi ve madalyayı garantiledi. Nur, finalde Güney Koreli Kyung Seon Hwang ile karşılaştı. Maç boyunca, baş hakemle masa hakemleri arasındaki anlaşmazlıklar, sporcumuzun motivasyonunu bir hayli etkilemişti. Buna rağmen Nur Tatar, oyundan kopmamaya çalıştı. Ancak bu çabalar, Nur’un maçı kazanmasına yetmedi. Finalde, 12-5 yenilerek ülkemize gümüş madalya kazandırmış oldu.
Son olarak diğer başarılı branşımız ise atletizmdi. Aslı Çakır Alptekin ve Gamze Bulut, 1500 metrede yüzümüzü bir hayli güldürdüler. Elemelerde başarılı olarak finale kalan iki Türk kızı, herkesin desteğini almışlardı. 10 Ağustos saat: 22.55’te tüm Türkiye, ekranlara kilitlenmiş, onların bu büyük başarısına şahit olmak istiyorlardı. Ve bu gerçekleşti. Yarışı, Aslı Çakır Alptekin 1. , Gamze Bulut ise 2. olarak tamamladı. O an tüm Türkiye’ye muhteşem ve tarifi zor bir duygu yaşattılar. Böylece olimpiyatlarda ilk kez atletizm adına bu kadar başarılı olduk ve bir yarışta iki madalyaya da birden sahip olduk. Bu durum, 2012 Londra Olimpiyatları boyunca yaşadığımız başarısızlığı da biraz da olsun geriye atmamızı sağladı.