Geçtiğimiz 2 sezonda yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen takımın başındaki dik duruşu ve efendiliğiyle taraftarın “Sen bizim KOCAMAN gururumuzsun” tezahüratıyla gönüllerde taht kurdurduğu Aykut Kocaman artık bu kredisini son Marsilya maçıyla birlikte taraftar gözünde tamamen bitirdi diyebiliriz. Aslında Aykut Kocaman Fenerbahçe’ye geldiğinden beri oyuncu değişiklikleri, seçimleri, taktik düşüncesi ve oynattığı futbolla bence çok fazla hata yaptı. Fakat geçmişinin verdiği kredisi,duruşu ve efendiliğiyle hak ettiği saygıdan dolayı taraftarların çoğu bu sezona kadar bunların farkına varamadı.
Takımın başında 3.sezonunu geçiren Kocaman, geçen sezon ki “şike skandalı” yüzünden seviyesi düşen kadroyu bu sezon, geldiği ilk sezondan çok daha iyi ve üst düzey bir halde aldı. Yaklaşık 40 milyon €’luk transfer yaparken aldığı oyuncuların hemen hemen hepsi üst seviyedeydi. Hem yabancı hem Türk oyuncularıyla inanılmaz alternatifli bir kadrosu olan Fenerbahçe için, Marsilya teknik direktörü Elie Baup bile “Bu kadroyla Avrupa Ligi’ni almalılar” şeklinde açıklamalarda bulunarak Aykut Hoca’nın ne kadar farkına varılması gereken bir yerde olduğunu belirtti bence. Bu kadronun başına geçmek Avrupa’da çoğu teknik direktörün hayaliyken Aykut Kocaman 3 sezondur kendi sahasında Avrupa maçlarının hiçbirini kazanamayarak bu kadronun, armanın ve taraftarın, futbolcuyken son derece üst seviyede farkında olmasına rağmen bence teknik direktörlüğünde henüz çok da farkına varamadı gibi.
Marsilya maçında yaptığı Alex-Cristian ve Sow-Bienvenu değişiklikleri ve ardından oynanan futbolda Aykut Hoca’nın ne kadar çekinceli ve takımın futbolunun da çok fazla eksiklerinin olduğunu gösterdi. Cristian’dan Alex’in yapabileceklerini beklemenin son derece yanlış olduğunu ve Cristian’ı önde kullanmak yerine, orta saha da kullanmanın daha mantıklı olduğunu Aykut Hoca en kısa zamanda fark etmeli. Ayrıca ilerde top tutarak zaman geçirebilecek Semih gibi pivot santrfor görevinde oynayabilecek ve Avrupa için hatrı sayılır tecrübesi olan bir oyuncusu varken, fiziksel olarak zayıf, hava hakimiyeti olarak yetersiz ve tecrübesiz Bienvenu’yü oyuna alması bana göre ayrı bir çılgınlık sayılabilir.
Eğer Fenerbahçe Avrupa’da başarılı olmak, ligde de geçen sezon olduğu gibi hem futbol olarak hem de puan olarak Galatasaray’ın gerisinde kalmak istemiyorsa acilen Aykut Hoca’ya, ya kendini toparlamasını söylemeli ya da gereken hamleleri yapmalıdır. Yoksa bu taraftar bu zorlukların ve acıların hiçbirini hak etmiyor. Bu kalbi kırık gerçek taraftarın gönlü alınmalı artık.
Aykut Hoca’nın bu taraftara ve camiaya büyük bir başarı borcu vardır ve bence bunu en kısa zamanda takımı her anlamda toparlayarak ödemelidir.