Türkiye’de tenis özellikle son yıllarda geçmiş yıllara nazaran daha çok ilgi görmeye başladı. Genç nüfusta tenis öğrenme isteği ve kurslara gitme sayısı oldukça arttı. Bu pozitif gelişmenin kaynağı olarak özellikle büyük turnuvaların (Grand Slamlerin) Türk televizyonlarında yayınlanması, birçok kişinin bu maçları izleyebilme şansının oluşu, sezon sonu şampiyonasının Türkiye’de düzenlenmesi, bu turnuvanın reklam süreci, artan ilgi ve belli bir seyirci kitlesi oluşması olarak gösterebiliriz. Ayrıca Türk raketlerin yer yer başarılarının sosyal medyada haber olması ve internet sayesinde bu raketleri kolay ve hızlı olarak düzenli takip şansı olması da başlıca etkenlerden. Peki tenisçilerimiz bu sene içerisinde neler yaptılar, dünya sıralamasında hangi konumdalar? Genel olarak 2012 yılının onlar için çok kötü geçmediğini söyleyebiliriz ama sezon başındaki beklentileri de tam olarak karşılayabildiklerini söylememiz zor olacaktır. Özellikle erkeklerde biraz daha iyi performans çizebilirdik diye düşünüyorum. Bayan tenisimiz için ise bu yılı çok pozitif geçti.
Erkeklerde , şu an ülke çapında en çok bilinen raketimiz Marsel İlhan, 2012 yılında istikrarsız bir görüntü çizdi ve sene başında sıralaması olan 117. sıradan 217.sıraya geriledi. Bu 100 sıra gerileme gerçekten kötü olarak algılanabilir ama şöyle de bir durum var ki dünya sıralaması yapılırken tenisçilerin bir önceki yılın aynı dönemine göre puanlama yapıldığı için sanıldığı kadar çok kötü bir yıl geçirmedi; ancak Marsel özellikle büyük çıkış gösterdiği 2011 yılında oynadığı turnuvalarda ileri ki turları görüp puanları alınca bu 100’lü sıralarda tutunması oldukça zor olacaktı ve nitekim tutunamadı ve aşağılara düştü. Bu puanlama sistemine ayrı bir parantez açmak istiyorum. Hani bir söz vardır “Zirveye çıkmak ne kadar zorsa, orada kalmak daha da zordur “ diye. Çoğu zaman bu laf klişe olarak birçok spor dalında kullanılır ama tenis için %100 oranında gerçeği yansıtıyor çünkü yukarıda bahsettiğim gibi puanınız aynı dönemin tam 1 yıl öncesine göre hesaplanıyor. Örneğin; 150.sıradaki bir raket 2012 Eylülünde 4 turnuva ardı ardına kazanmış ve bir anda kendisini ilk 50 de görmüştür ancak 2013 Eylülünde aynı turnuvalara katılıp ilk turda elenirse ya da hiç katılmazsa bir anda kendisini eski sırasında hatta daha da altında bulacaktır. Bu yüzden eğer bir turnuvada başarılı olduysanız ve hedefiniz dünya sıralamasında daha yüksekler ise gelecek yıl da aynı turnuvada en az aynı başarıyı göstermeniz gerekir. Erkek tenisimizde Marsel dışında üst düzey raketimiz maalesef bulunmamakla beraber bu sene daha çok çiftlerde mücadele eden ancak asıl tercihi tekler olan Tuna Altuna sezonu çiftlerde 447. , teklerde 846.olarak kapadı. Tuna , 2012 yılının başında çiftlerde 618. , teklerde 1019. sıradaydı. Umarız gelecek sene de çıkışını istikrarlı bir biçimde devam ettirir Tuna.
Bayan tenisimizde ise erkeklere nazaran daha umut dolu bir sene geride kaldı. Özellikle Çağla Büyükakçay, bu seneyi gerçekten çok iyi geçirdi. Oynadığı birçok Challenger turnuvasında ileri ki turları gören ve iyi puanlar toplayan 23 yaşındaki tenisçimiz seneyi 175.sırada tamamladı. 2010 yılını 192. , 2011 yılını 197.sırada bitirdiğini ve son 3 senede ilk 200’de kalmayı başardığını düşünürsek istikrarıyla geleceğe umut dolu bakmamızı sağlıyor. Wimbledon , Avustralya Açık ve Amerika Açık olmak üzere 3 Grand Slam’in elemelerinde de maç yapan Çağla Amerika Açıkta 2.eleme turuna yükselmeyi başardı. 2013 Avustralya Açığa 1 ay kaldı ve yeni sezon hazırlıklarına başlayan Çağla yoğun bir şekilde antrenmanlarına devam ediyor. Önündeki ilk büyük hedef olarak 1 ay sonra Avustralya’da ki eleme maçları gözüküyor ve inşallah ana tabloya kalma başarını gösterecek.
Diğer bayan tenisçilerimizden bir parantez de İpek Soylu’ya açmak istiyorum. Bu isme dikkat edelim çünkü bu performansını devam ettirirse çok değil , 2-3 yıl içinde çok önemli başarılara imza atacak gibi duruyor genç tenisçimiz. Henüz 16 yaşında olan İpek bu sene gerçekten çok önemli adımlar attı tenis kariyerinin başlangıcına. Yaşı nedeniyle henüz juniorlar kategorisinde turnuvalar oynayan İpek , bu sene birçok turnuvada final ve şampiyonluklar görmesinin yanında , Wimbledon’da , juniorlarda, elemelerden gelip arka arkaya 4 maç kazanarak son 16 raket arasına kadar kaldı. Bunu gerçekleştirebilen ilk Türk raket olmasının yanı sıra, bu seneki bu mükemmel performansı onu juniorlar yani dünya gençler klasmanı sıralamasında 51.sıraya kadar yükseltti ve bu da ülkemiz tenisi için bir ilk oldu. Diğer bayan tenisçimiz Pemra Özgen yılı teklerde 290, çiftlerde 221. kapattı. Çiftlerde de teklerde de kariyerinin en iyi sıralama derecelerine bu yıl içerisinde ulaştı Pemra. 9 Nisan’da teklerde 273. , 9 Temmuzda çiftlerde 204.sıraya yerleşmişti ve bu onun için kariyerinin zirvesi oldu. Dolayısıyla Pemra için de güzel bir sene geçtiğini söyleyebiliriz. Başak Eraydın da Pemra gibi kariyer sıralaması rekorunu bu yıl içinde kırdı , teklerde ve çiftlerde. Şu an teklerde 356. ve çiftlerde 472.sırada. Bu sıralamalara geçen hafta itibariyle ulaştı ve kendi rekorunu kırdı. Bu iki raketimizin de gelecek sene daha da yükselerek yeni sıralama rekorlarını kırmasını temenni ediyoruz. Hem bayan hem erkek raketlerimizin 2013 yılında daha da iyi olacaklarına güveniyoruz ve teker teker sonsuz başarılar diliyoruz.