-Olay kadının 13 yaşında evlilik hazırlığı yaparken halasının oğlunun tecavüzüne uğramasıyla başlıyor. Kızlarının tecavüze uğradığını öğrenen aile olayı kimseye söylemiyor ve üstünü kapatıyor. Çünkü tecavüz olayı iki aile arasında tıpkı kan davasında olduğu gibi kısasa kısas şeklinde gelişmiştir. Yani tecavüze uğrayan kızın babası da daha önceden karşı aileden birine tecavüz etmiştir. Bu yüzden baba olayı gizli tutmuş ve 1 yıl geçmeden kızını başka birisiyle evlendirmiştir. Kocasına bekaretinin olmamasını küçükken baba dayağı sonucunda kaybettiğini açıklayan kadın, evli kaldığı süre boyunca buna inanmayan ve hep şüphelenen kocasının ağır ithamlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu durumdan emin olamayan koca, doğan çocuklarına da annenin emzirmesini izin vermemiştir. Çocuklara sürekli anneniz pis dokunmayın, öpmeyin diyerek anneden uzaklaştırmıştır. Bunlara dayanamayan kadın babasına tecavüze uğradığını kocasına itiraf edeceğini söyler. Ancak babası kabul etmez. Ve kendi başının da yanacağını düşünerek 10 yaşındaki oğluna silah verip ablasını öldürmesini söyler. Çocuk ablasını bulur ancak öldüremez. Silahı alan kadın halasının oğlunu bulur ve ateş eder. Taşla dişlerini kırıp kafasını ezer. Bedenine çeşitli işkencelerde bulunduktan sonra samanlıkta yakar. Daha sonra babasını öldürecekken yakalanır ve 18 yaşında 37 yıla mahkum edilir.

-Şu an 25 yaşında olan, okuması ve yazması olmayan boşanmış bir kadının başından geçmiştir. Kız küçüklüğünden beri içine kapanık birisidir. Annesi de hastadır. Ve durumları olmadığı için ikisi de öğretmen olan abisi ve yengesinin evinde beraber yaşamaktadırlar. 16 yaşındaki kız, yengesinin erkek kardeşi tarafından tecavüze uğramıştır. Olayı öğrenen yenge bunu kimseye söylememiştir. Kızı annesine bakmamakla onu öldürmekle tehdit etmiştir. Daha sonra kızın hamile kaldığını öğrenen yenge kıza bol kıyafetler giydirerek hamile olduğunu gizlemiştir. Doğum sırasında kızın yanında sadece yengesi bulunmuştur. Çocuk doğunca kıza ya sen bebeği öldürürsün ya da anneni öldürürüm diyerek baskı sonucunda kıza öz çocuğunu öldürtmüştür. Kızın abisi olayı öğrenince karısına kardeşiyle kendi kardeşinin kan davası olmaması için evlenmesi yönünde baskı yapmıştır. Ve bunun sonucunda kız tecavüzcüsüyle evlendirilmiştir. Tecavüzcü ise kızı bebeğimizi öldürdü diyerek mahkemeye vermiştir. Kız müebbet hapse mahkum ediliyor. Çünkü yengesinin tehditleri nedeniyle mahkemede tecavüze uğradığını açıklayamıyor.

Hayır, yanlış bildiniz, bunlar “Fatmagül’ün Suçu Ne” adlı dizi için yaratılmış alternatif senaryolar değil. Bunlar maalesef ki hayatın ta kendisi. Erzurum Atatürk Üniversitesi öğrencilerinin hapisteki kadın mahkumlarla yaptıkları birebir görüşmelerde elde ettikleri bilgiler bunlar. Ve hepsi yüzde yüz gerçek. Ülkemizin özellikle doğu ve güneydoğusunda kadınlara uygulanan şiddet ve tecavüz töre adı altında ört bas ediliyor. Kimse gıkını bile çıkarmıyor. Tecavüzcüler etrafta kol geziyor ve ölüm emri verenler etrafta “namusları temizlenmiş” şekilde dolanabiliyor.

1-) Bir insan kendi öz kızına tecavüz eden akrabalarını affedebiliyorken nasıl olur da kendi öz kızını suçlayabilir?

2-) Bir baba zamanında kendisinin yaptığı bir pislik yüzünden nasıl olur da kızının hayatının karartılmasına göz yumar?

3-) Bir baba nasıl olur da kızı öldükten sonra kızının tecavüzcülerine “yeğenim” diyebilir?

4-) Bir baba nasıl olur da kendi çocuğunun eline bir diğer çocuğunu öldürmesi için silah tutuşturabilir?

5-) Bir anne kızının katili olan oğlunu nasıl yetiştirir? Kızının katillerini ve tecavüzcülerini nasıl besler?

6-) O tecavüzcüler nasıl olur da ortalıkta erkeğiz diye dolanır?

7-) Bu toplumda namus niye sadece kadında aranan bir özelliktir?

8-) Bu toplumda niye kadın mağdur da olsa hep suçlu konumuna gelir?

9-) Bu toplumda neden hep erkek hem güçlü hem “yüzsüz”dür?

10-) Neden kadının mağduriyetini gören bir Allah’ın kulu da jandarmaya, kaymakama gitmemektedir?

11-) Neden erkeklerin bir anlık zevki için kadınlar ölmek zorıundadır?

12-) Neden hiç kimse son 10 yılda %1440 artan kadına şiddet eylemleri üzerine düşünmemektedir?

13-) Bir tecavüz sahnesi milyonları ekrana kitlerken, neden bu olayların neredeyse her gün tekrarlanan gerçekleri toplumda yankı bulmamaktadır?

14-) “Tecavüze uğrayan kadın doğursun, devlet bakar”cı anlayış bu tecavüz olaylarına yeşil ışık yakmamış mıdır?

15-) “Kadın mıdır kız mıdır bilmiyorum” diyen bir başbakanın ülkesinde bu tarz olayların önüne geçmek mümkün müdür?

16-) Neden bu ülkede erkeğe her şey serbest, kadına her şey yasaktır?

17-) Her bir haltı yiyen erkeğin kadının namus bekçiliğini yapmaya hakkı var mıdır?

18-) Devlet ne işe yaramaktadır?

Bu bir manifestodur kardeşim, aynı zamanda da bir suç duyurusu. Tüm tecavüzcülerden, tüm kadına şiddet uygulayanlardan, buna göz yumanlardan, hiçbir şey yapmayan devletten, kös kös duran Aile Bakanlığı’ndan, töre adı altında namus cinayeti işleyenlerden şikayetçiyim. Erkek egemen devlet sona ermeli, artık kadının da adı olmalı! Kadın bir seks objesi değil, istediğinde cinsel ilişki yaşayacağın bir seks oyuncağı, istediğinde dövebileceğin bir stres topu hiç değildir!  Verin kardeşim en ağır cezayı şu adamlara. Kullandıkları oksijen bile fazla bunlara..

Leave a Reply