Sıradışı Bir Mücadele: Pi’nin Yaşamı

395889-3-4-d1a85Okyanusun ortasında bir filikada, bir Bengal kaplanıyla haftalarca baş başa kalıp sağ kurtulduğunu, hatta kaplanın kafasını kucağına alıp başını okşadığını söyleyen 16 yaşında bir çocuk olsanız, size inanırlar mıydı?

Pi Pavel, hayvanat bahçesi işleten Hintli bir ailenin küçük çocuğudur. Pavel ailesi, maddi kaygılarından ötürü Kanada’ya göçmeye karar verir ve hayvanlarıyla birlikte bir yük gemisinde yol almaya başlarlar. Ancak gece yarısı herkes uykudayken çıkan şiddetli bir fırtınayla gemi Pasifik Okyanusu’nun ortasında kontrolden çıkar ve batar. Fırtına çıktığı anda, gemide uyumayan tek kişi Pi’dir ve güvertede sırılsıklam bir şekilde hayranlıkla yağmuru izlemektedir. Bu sayede gemiden tek kurtulabilen insan da Pi olmuştur.

Pi kendini bir filikanın içinde denizde bulur ve devasa yük gemisinin batışına şahit olur. Ailesini ve her şeyini kaybetmiştir. Sonra bir anda, filikada yalnız olmadığını fark eder. Brandanın altına saklanmış bir sırtlan, suyun yüzeyindeki onlarca muza tutunarak filikaya erişen bir orangutan, bacağı kırık bir zebra ve sonradan beklenmedik bir anda filikadaki varlığını ortaya koyacak bir Bengal kaplanı kendisine eşlik etmektedir. Hayatta belki en çok korktuğu hayvan o Bengal kaplanıdır; çünkü yıllar önce babası, Bengal kaplanının duyguları olmadığını, yalnızca içgüdüleri olduğunu Pi’ye göstermek için vahşi bir şekilde bir kuzuyu o kaplana kurban etmiştir. Birkaç gün içinde, sağ olan yalnız Bengal kaplanı kalır hayvanlar içinde. Pi bu kurtuluş mücadelesi sürecinde, onunla birlikte yaşamaya alışması gerektiğini anlar ve bir çözüm bulur. Can simitleri ve filikada bulunan birtakım gereçlerle, filikaya bağlı ve fakat filikadan yeterince uzak bir sal yapar ve vaktini orada geçirmeye başlar…

Asıl macera ve bence filmin tam da özünde bulunanlar ise bundan sonra başlıyor. Bu nedenle bu kısmı anlatmaktan ziyade, izlemeniz için tavsiyede bulunuyorum. Bu noktadan sonra, insanlar ve hayvanlar arasında gelişebilecek ilişkinin boyutlarını kavrayacak, çaresizliğin ve zor koşulların önceleri düşman sayılabilecek iki kişi arasında nasıl güçlü bir bağ yarattığına tanık olacaksınız. Açlığın en ilkeli insanları bile ne denli barbar ve vahşi hale getirebileceğini göreceksiniz. Yaşamak için gerçekten savaş vermenin ne demek olduğunu anlayacaksınız.

Filmdeki görseller, üç boyutlu seyretmenin kesinlikle hakkını veriyor. Hindistan’ın otantik doğası, insanları, hayvanları, renkleri izleyiciye gerçek bir görsel şölen sunuyor. “Okyanusun ortasında bir Bengal kaplıyla bir filikada yalnız kalmak istenir mi” demeyin, her şey öyle canlı ve güzel görünüyor ki o bile isteniyor. Yönetmen Ang Lee’nin çektiği filmde başrollerde Suraj Sharma, Irfan Khan ve Adil Hussain oynuyor. Film IMDB’de 8.2 puan almış. İnsanlığın özüne dair derin ama keyifli bir film. Vizyondan kalkmadan bir an evvel gidip görmenizi öneririm.

Sinema severlere duyrulur!

 

Leave a Reply