Birçoğumuz onu Desperate Housewives dizisinin Gabrielle Solis’ i olarak tanıyoruz. Başarılı oyunculuğunun ve göz alıcı güzelliğinin yanı sıra aynı zamanda iyi de bir stil ikonu. Biz de bugün Eva Longoria’ nın minyonluğunun onun için bir dezavantaj olabilecekken, bunu nasıl bir avantaja çevirdiğini ve üzerine geçirdiği her kıyafeti kendisine nasıl yakıştırdığına kısaca bir göz atalım.
Birazdan hep beraber göreceğiz ki ünlü oyuncunun oturmuş ve kendine özgü bir tarzı var ve anlaşılıyor ki o kendi çizgisinden ödün vermeyi pek sevmiyor. Ödül törenleri ve seçkin davetlerde sıklıkla yer alan oyuncunun, şıklığını oluştururken en sık kullanmayı tercih ettiği parçaların başında diz altı kalem elbiseleri geliyor. Genelde uzun boya sahip kadınlara daha çok yakıştırılan bu form elbiseleri, düzgün hatlara sahip vücudu ve asil duruşuyla kendine öyle güzel yakıştırıyor ki bir anda tüm tabuları yıkıma uğratıyor.
Daha ağır elbiseler giydiği davetlerde ki kıyafet seçimlerine göz attığımızda ise direk anlaşılıyor ki ünlü oyuncu seçimlerinde tek bir çizgiden gitmeyi tercih ediyor. Görünen o ki kendine neyin yakıştığını çok iyi biliyor ve risk almadan insanların gözlerini kamaştırmayı seviyor. Daha çok balık formlu, vücut hatlarını belli eden, siyah ve beyaz renklerin hakim olduğu elbiseleri tercih eden latin yıldız, istikrarının ne denli doğru bir karar olduğunu tüm bu kusursuzluğuyla gözler önüne seriyor.
Mini elbiselerde ise çıtı pıtı oluşunun avantajından yararlanarak hem sempatik hem de seksi bir görünüme bürünüveriyor. Sanırız o da kendisine her türlü mininin çok yakıştığının farkında ki tuvalet ve diğer gece elbiselerinde ki istikrarının aksine, mini elbiselerde farklılıktan çekinmiyor.
Özel günlerde ki giyim tercihlerini incelediğimize göre şimdi birazda güzel yıldızın günlük hayatında ki tarzını mercek altına alabiliriz. Yine görüyoruz ki, ünlü yıldız günlük hayatında da istikrarı seviyor. Ne giyeceği o kadar bariz ki. Günlük yaşantısında da rahatlığından çok şıklığına önem veren oyuncunun her zaman ayaklarında bir çift topuklu görmek mümkün; ama topuklularının önüne geçen önemli bir parça var ki o da nerdeyse hiç üstünden çıkarmadığı skinny pantolonları. Topuklu ve skinny pantolonlarının üzerine geçirdiği düz bir tişört veya gömlekle kombinleyen oyuncu, nasıl kolay yoldan şık olunabileceğini herkese gösteriyor.
Özel yaşantısında ve davetlerde yaptığı doğru ve şık kıyafet seçimleriyle herkesin gözlerini kendi üstüne çevirmeyi başaran Eva Longoria, şıklığını önemli bir tamamlayıcı olan saç ve makyajına gösterdiği özenle bütünlüyor. Makyajında genellikle dudaklarında ve yanaklarında natürel tonlar tercih eden Latin yıldız, dengeyi gözlerini ön plana çıkaran yoğun bir göz makyajıyla sağlıyor. Saçlarında ise radikal kararlar almaktan çekinen oyuncu, genellikle kahverengi ve kumral saç rengi tonlarını tercih ederken, bir dönem rol gereği saçlarını kestirmesinin dışında genellikle uzun saç boylarını tercih ediyor.
Gördüğümüz gibi, Eva Longoria nasıl görünmesini ve kendine nelerin yakıştığını gerçekten iyi biliyor ve bu doğrultuda oturmuş bir tarzı var. Doğuştan gelen güzelliğini, doğru kıyafet, saç ve makyaj seçimleriyle tamamlayınca da Hollywood’ un en güzel oyuncuları arasında yer almasına pek şaşırmamak gerek.