Yıllar yılı apolitikliğin, ülke ve dünya sorunlarına karşı ilgisizliğin sembolü olarak görülen Bilkent öğrencileri, geçtiğimiz çarşamba günü bütün Türkiye’nin önünde unutulmaz bir sınav verdi. Abbas Güçlü tarafından hazırlanıp sunulan, her hafta farklı bir üniversite de gündemin nabzını tutan Genç Bakış programı, 6 Mart Çarşamba günü Bilkent Üniversitesi’nde idi. Katılımın oldukça fazla olduğu program için oldukça küçük ve yetersiz olan Mithat Çoruh Amfi, olağanüstü bir geceye ev sahipliği yaparken; Türkiye’nin en önemli tarihçilerinin başında gelen İlber Ortaylı da gecenin konuğuydu.
Bilkent Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu’nun katkılarıyla düzenlenen programın duyurusu üç gün önceden yapılmıştı. Bu durum, programa katılımın beklenenden daha az olacağı yönündeki kaygıları beraberinde getirse de, Bilkentliler salon kapasitesinin oldukça üzerinde bir sayıyla çarşamba gecesi rektörlüğün önüne akın ettiler. Aşırı yoğunluğun beraberinde getirdiği ekstra prosedürlerin salona girişleri zorlaştırmasına rağmen, Atatürkçü Düşünce Topluluğu üyelerinin son derece organize ve özverili çalışmaları ve program sunucusu Abbas Güçlü’nün dışarıda kalanların salon içine alınması konusundaki çabaları, mağduriyetleri en aza indirdi. Ancak buna rağmen, onlarca öğrenci içeriye giremedi ve programı canlı olarak takip edemedi.
Doğrusu bir “Dünya Üniversitesi” olarak nitelendirilen, eğitim kalitesi ve vizyonuyla Türkiye’de rakipsiz konumda bulunan üniversitemizin; bütün Türkiye’nin gözü önünde bu yetersiz salonla gözükmesi büyük bir talihsizlik oldu. Buna ek olarak, Abbas Güçlü’nün canlı yayında bu sorunu defalarca vurgulayarak öğrencilerin yaşadığı mağduriyeti dile getirmesi de bu talihsizliğe tuz biber ekti. İnanıyoruz ki üniversite yönetimimiz de bu konudaki ihmalin farkına varacaktır.
Doğrusunu söylemek gerekirse, bu tarz programlar bir akademisyen ya da bilim insanından ziyade; siyasetçilerle daha coşkulu ve hareketli geçiyor. İlber Hoca sorulan sorulara; birikimine, mesleğine ve tecrübesine yakışır oturaklılıkla cevaplar verse de bir siyasetçinin heyecanı ve hevesini ortaya koyamadı. Bu elbette onun bir kusuru değildi. Sadece programın geleneğine biraz tezat kaçan bir durumdu. İlber Hocanın sakinliği ve naifliği, programın genel gidişatını da aynı şekilde etkiledi. Birkaç istisna dışında, bu programda görmeye alışık olduğumuz o hamasi, öfkeli konuşmalar yapılmayıp, sert ve eleştirel sorular fazla sorulmadı. Ancak dikkatlerden kaçmayan bir husus, birçok kişiyi rahatsız etti. Özellikle başbakanı ve hükümet politikalarını hedef alan bazı sorular, Abbas Güçlü tarafından geçiştirilerek cevaplanmadı. Bu durumun, Abbas Güçlü’nün art niyetli bir uygulamasından ziyade; programın yoğunluğu ve zaman darlığının bir tezahürü olduğuna inanıyoruz.
Programı izleyenler, programda gözlemledikleri öğrenci profiliyle, duydukları tipik ‘Bilkent öğrencisi’ profili arasındaki uçurumu gördüklerinde büyük şaşkınlık yaşamış olmalılar. Gerçek olan şu ki, bu program Bilkent Üniversitesi’nin, özellikle son 4-5 senede, iyiden iyiye değiştirdiği öğrenci politikasını gözler önüne serdi. Artık burada, sanıldığının aksine sadece ekonomik açıdan üst seviyede bulunan ailelerin çocukları değil; toplumun her kesiminden, bilgili ve bilinçli gençler de eğitim görüyor. Özellikle 90’lı yılların Bilkent’inde yaşanmış olan bol helikopterli, bol Ferrari’li hikayeler de her geçen gün biraz daha mitolojik efsanelere dönüşüyor. Nitekim, Abbas Güçlü’nün, “Burslu öğrenciler el kaldırsın.” söyleminden sonra, elini kaldıramayan nadir kişilerden birisi olduğum için kendimi oldukça yalnız hissettiğimi de belirtmeliyim.
Arkadaşlarımızı bu kadar övdüğümüz yazımızın sonunda küçük bir eleştiri yapmayı da ihmal etmeyelim. Bizler çok iyi biliyoruz ki Genç Bakış programına gösterilen yoğun ilginin sebebi kesinlikle canlı yayına katılıp, bir televizyon programında boy göstermek değil; ülke gündemini meşgul eden oldukça önemli bir konuda bilgilerimizi geliştirip, fikirlerimizi paylaşmaktı. Bundan dolayı okulumuzda faaliyet gösteren, siyasi ve toplumsal olayları konu edinen öğrenci toplulukları da aynı ilgiyi hak ediyor. Çarşamba gecesi ortaya konulan bu “Bilinç Gösterisi”nin daim olmasını diliyoruz…