Önceki yazılarımızda da belirtmiştik. Bilindiği üzere fakülte temsilciliği seçimleri yaklaşıyor. Seçimler 13, 14 ve 15 Mayıstarihlerinde yapılacak. Bu bağlamda, bazı fakültelerde seçimler yenilenecek. Bu fakültelerden biri de Hukuk Fakültesi. Genelde seçimlerin çekişmeli geçtiği ve katılım oranının diğer fakültelere nazaran hayli yüksek olduğu Hukuk Fakültesi temsilcilik seçimlerinde, bu sene 4 aday var. Bu adaylardan biri de seçimlerde bağımsız aday olarak yarışacak olan Refia Kadayıfçı. Seçim sloganı olarak, dünyanın her yerinde düşünen insanların benimsedikleri “Farkına Varın” ifadesini belirleyen Refia ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
GB: Bize biraz kendinden bahseder misin?
Ben Refia Kadayıfçı. 1993, Ankara doğumluyum. Yaşamım boyunca hep ardımda daha iyi bir dünya bırakmak için çalıştım. Temsilci seçilirsem, yine bunun için mücadele edeceğim. İnsanlarda, öncelikle bölümümüzde, gösterge isteyenlere en güzel cevabım yaşam öykümdür. Bu güne kadar lisans düzeyinde yapılan projelerin yararlılığı ve insanlara gerçekten dokunup dokunmadığı tartışmalıdır. Yanımda farklı, yeni ve faydalı projeler üretecek kapasitede ve ulusal düzeyde birçok projede yer almış arkadaşlarım var. Ben dahil, hepimiz ayrı ayrı şimdiye kadar birçok projenin ve sempozyumun koordinatörlüğünü üstlendik. Belirttiğim gibi bunlar benim için birincil ölçüt olmadığından söz konusu organizasyonları teker teker anlatmaya gerek görmüyorum.
GB: Peki o zaman senin için bir temsilcide bulunması gereken özellikler nelerdir ve bu açıdan seni diğer adaylardan farklı kılan nedir?
Bana göre bir temsilcide bulunması gereken temel özellik dinleme, anlama ve sorun çözme kabiliyetidir. Buna ek olarak uzlaşmacı olmasıdır. Her kesimden insanla diyalog kurabilmesi gerekir. “Ben şununla masaya oturmam” diyebileceği bir kişi bile olmamalıdır. Biz fakültemizin pek değerli öğrenci topluluklarının hepsiyle ortak bir çalışma yürütebilecek bağımsız bir konumdayız. Diğer adayların aksine hiçbir öğrenci topluluğuna bağlı değiliz. Uzlaşmacı, sorun çözücü, kabiliyetli ve yenilikçi bir ekiple geliyoruz. Bu seçim bizim için kariyer özetine eklenecek bir satırdan daha fazla şey ifade ediyor. Üstleneceğim her görevin ve sorumluluğun altından kalkabilecek bir kadınım. Bu konuda kuşkusu olanların benimle konuşmalarını öneririm.
GB: Kadın vurgusunu çok fazla ve gereksiz yaptığın ve kampanyanın ciddiyetten yoksun olduğu yönünde eleştiriler alıyormuşsun, doğru mu?
Gurur duyarak söylüyorum, doğru. Biz burada bir farklılık yaratmaya çalışıyoruz. “Farkında Varın” diyerek yola çıktık. Bütün farklılıklar ilk önce insanların tepkisiyle karşılaşır, biz de bunun bilincindeydik. Bu yüzden kendimizi psikolojik açıdan çok iyi hazırladık ve bu sayede bize tepki gösteren arkadaşlarımızla uzlaştık. Kadın vurgusu konusunda, erkek egemen toplumumuzda kadınların politikada bir yer edinmesi, yönetilenlerin arasından çıkıp da yönetenlerden birisi olması oldukça zordur. Psikoloji bilimi çerçevesinde, birçok psikolojik tez bunu desteklemektedir. Zaten ülkemizdeki mevcut görüntü de buna bir göstergedir. Üniversite genelinde, temsilci seçilen arkadaşlarımıza baktığımızda bunlar arasında da, üstelik üniversitemizin ülke geneline oranla çok daha eğitimli, bilgili ve saygılı olduğu göz önüne bulundurulduğunda bile, kadın temsilcilerin sayılarının az olması ve geri planda kalmaları dikkat çekicidir. Biz de bu nedenden dolayı kadın vurgusunu yapmak zorundaydık. Fark etmemiz gereken nokta, bu gerçeği göz ardı etmeye çalışıp güneşi balçıkla sıvamaya çalışmalarına rağmen, kadınların da var olduğu ve bu kadınların erkeklerin de oyunu alarak cinsiyetlerin ötürü değil, ama fark yaratacakları için, ama bu işi başarabilecekleri için seçilebileceklerini göstermektir. Seçim kampanyamızın ciddiyetsiz olduğuna gelince, bence seçim kampanyası sadece bir adayın kendisini anlatmasıdır. Eğer ancak başkalarının düşüşü ve zaferler sizi mutlu ediyorsa, buna da ciddiyet diyorsanız; kampanyamız oldukça ciddiyetsiz. Kazanmak, bizim hedeflerimizden sadece bir tanesi. Ben neşeli bir insanım. Gülmeyi, güldürmeyi, ümit etmeyi seviyorum. Seçim kampanyamda da bu şekilde, kendimi anlattım. Tabii, bu sözlerimde hiçbir aday arkadaşımı hedef almam söz konusu dahi olamaz, biz bu seçim kampanyamızdan çok daha geniş düşünüyoruz.
GB: Bitirirken, Hukuk Fakültesi’nde yaratmak istediğin değişimden, vaatlerinden, bahseder misin?
En temel vaadimizi demokrasi olarak benimsedik. Bununla anlatmak istediğimiz, bütün fakülte öğrencilerinin ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda temsilcilik kurumunun yetkileri ölçüsünde çalışmalar yürüteceğiz. “Şunu yapacağım” demek bizim için oldukça zor; üniversitemiz uygulamalarına ilişkin olarak nihai kararı verecek olan yönetimdir. Biz bu konularda yönetimi, ortak görüşlerimiz doğrultusunda ikna etmek için birçok duyarlı arkadaşım gibi elimizden ne geliyorsa yapacağız. Mesela ağaç dikmek istiyoruz, danıştay kararlarını okumak için harcadığımız kağıdın geri kazanılması için. Bir tek öğrenci arkadaşlarımızı değil, hepimizin parçası olduğu doğayı düşünüyoruz. (Gülüşmeler) Akademik anlamda, zaten yanımda olan pek çok arkadaş, söz gelimi Işıl Kurnaz ve Anıl Öztürk, bu alanda uzman arkadaşlarımız, ama bunlara ek olarak Fakülte topluluklarının hepsiyle birlikte çalışarak, geniş katılımlı, hepimize ait çalışmalarımız olacaktır. Topluluklarımız, hatırı sayılır bir süredir iş yaşamında bir yer edinmeniz için çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Biz, gerektiğinde bunları bir çatı altında birleştirecek uzlaşmacı ve fakültemizin çok kültürlü yapısını yansıtan bir ekiple geliyoruz. Benimle iletişim kurmak isteyen öğrenciler refia@ug.bilkent.edu.tr adresinden elektronik post yoluyla ya da Facebook üzerinden Refiaday sayfasından iletişim kurabilirler.