Son iki haftadır tasavvufçu ve avukat Ömer Tuğrul İnançer’in Hamilelere ilişkin sözleri tartışılıyor. Bir hafta önce TRT de yayınlanan Ramazan Sevinci programına konuk olmuş ve programda Şeyh Vefa Hanımının Haram lokma yemesiyle ilgili hikâyesi anlatıldığı sırada Hamile insanlara ilişkin sarf ettiği sözlerine sosyal medya’da çoğunluğu kadınların oluşturduğu büyük bir kesim tepki göstermişti.
Ömer Tuğrul İnançer şunları söylemişti; “Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşamüstü çıkarlar. Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir”
Hatta bu sözlere tepki olarak Ankara, İstanbul, İzmir şehirlerinde hamile kadınlar ve eşleri, karınlarına yastık koyup gelen diğer vatandaşlar diren hamile eylemini düzenleyerek yürüyüş eylemi yapmışlardır. Şahsen, kadınların bu protestosunu son derece haklı buluyorum çünkü karşımızda ne kadar çocuk yapacağımızı tayin eden, kürtajı yasaklayan bir zihniyet var. Üstelik bu zihniyet kadınların evde oturup çocuk bakması ve herhangi bir işte çalışmamasını istiyor.
Ünlü tasavvufçu ve avukat Ömer İnançer gelen tepkiler üzerine açıklama yapmıştır ve sözlerinin arkasında olduğu belirtmiştir ve sözlerinin çarpıtıldığını belirtmiştir. Ömer İnançer şu sözleri söylemiştir:” “Hamile hanımlara, çok ileri derecede olanlara, doğumdan evvel işyerlerinde bile kanunla izin veriliyor. Sadece sağlık nedeniyle mi bu izin veriliyor zannediyorsunuz? Hamile kadının yaşama zorluğu var, bir bebek taşıyor. Saygı duyulması gerekir. Kanunda bile doğumdan önce anne adayına, evinde otursun diye izin veriliyor. Sokakta gezsin diye değil”. Şahsen, bu açıklamayı son derece yanlış ve yetersiz buldum çünkü, doktorlar hamilelik döneminde kadınlara düzenli yürüyüş, yüzme ve spor yapmasını salık veriyor.
Öte Yandan, TRT’de bu tartışmanın içine dahil olmuştur ve TRT yaptığı açıklamada program esnasında konuğun ne söyleyeceğine biz karışamayız demiştir. Son olarak, umarım Türkiye’de kadınların üzerindeki baskı bir an önce sona erer ve kadınlara nasıl yaşaması gerektiği dikte ettirilmez
Alkım Onar