Günümüz Türkiye’sinde yaşananlar insanlarda enteresan fobiler oluşturdu. Örneğin, ben telefonumun ön kamerasını kapalı tutma ihtiyacı duyuyorum. İzleniyormuşum gibi geliyor. Etrafıma baktığımda bu konuda yalnız olmadığımı, arkadaşlarımın da bilgisayar kameralarını kapattıklarını fark ettim.

Düşünce özgürlüğümüzü sesli olarak da kullanamıyoruz. Telefonla konuşurken, yakınlarımızda telefon varken… Ya dinleniyorsak? Aslında bir bakıma kendimi önemli, değerli hissediyorum. O kadar değerli ve özelim ki artık kim dinliyor, izliyor bilmiyoruz da, sıradan bir üniversite öğrencisi ilgisini çekiyor. Damla kim ki zaten! Demiyorum dinlenme iddaları ortaya çıktığından beri…

Tabi ki burada kendimi anlatacak değilim. Başbakanımla ilgili bir mevzu var yine. Sevgili Recep Tayyip Erdoğan paralel devletin Anayasa Mahkemesi’nin de dinlediğini söylemiş. Bu paralel devletin kendisine ve ailesine çok kötü ithamlarda bulunduğunu da söylemeyi ihmal etmemiş. E haklı bu ülkede mağdur olan birileri varsa o, kesinlikle Başbakanım ve ailesi. Kesinlikle açlık sınırının altında maaş alıp evini geçindirmeye çalışan bir baba mağdur değil. Bilmem kaç kişi tarafından tecavüze uğrayıp, mahkeme kararında rızası vardır denilen kızlar değil. Çocukları Gezi Parkı Olayları sırasında, ülkesi için mücadele verirken ölen ana babalar değil. Her bir çocuğu 52.000 tl maaş alan başbakanım, ayakkabı kutularında paralarını saklayan oğlu, eşi başbakan olduğu günden bu güne güzelleşen Emine Hanım mağdurdur. Çünkü yaptıkları yüzlerine vurulduğu zaman o hissettikleri duygular, o yine örtbas etme çabaları ve tabi ki örtbas edebilmeleri…

ANLAYAMAZSINIZ!

02846E9F29A8C2419E8F5A87r

Neyse dinleme mevzusuna dönersek. Gerçekten birileri bizleri dinliyor. Birileri tüm ülkeyi dinliyor. Artık özgürlüğü yasakları geçtik. Bizi kim dinliyor?

Şimdi beni kimin dinlediğini düşünelim.

Ben sosyalist, demokrasi yanlısı, hükumeti desteklemeyen, pek de muhafazakar görünümlü olmayan fakat gerektiğinde de benim görüşümde olan insanların yaptıkları aşırılıklardan dolayı onları eleştirebilen biriyim.

Beni hükumet dinleyebilir. Ama eğer hükumet dinleseydi onlar niye bağırırdı bas bas ‘Dinleniyoruz!’ diye? Demek ki ben de onlarla birlikte dinleniyorum.

Beni cemaat dinleyebilir. Giyinişim, düşüncelerimi yansıtışım, bir kadın olarak özgürlüklerimi onlara göre fazla savunuşum nedenleriyle din dışı unsur olarak görünüp, kendi yetiştirdikleri nesle kötü örnek olacağımdan dolayı beni alaşağı etmek isteme ihtimallerinden dinleyebilirler. Fakat cemaat, hükumeti suçlamıyor muydu bizi dinliyorsunuz diye?

Beni sosyalist, demokrasi yanlısı,hükümet karşıtı taraf dinliyor olabilir. Fakat zaten biz şuan ülkede mağdur durumda olan değil miyiz?

2014-04-27 20.41.05

E o zaman beni dinlese dinlese babam dinler. Erkek arkadaşımla ne konuşuyorum diye.

Tamam beni kimin dinlediğini bulduk. Benim hayatımdaki paralel devlet babam. Peki Türkiye’nin paralel devleti kim?

 

 

Leave a Reply

2 comments

  1. Ali Yıldırım

    Kimse mi düzeltmiyor şu yazım hatalarını

  2. Yayınlamadan önce incelemelerimiz oluyor fakat bazen gözümüzden kaçıyor. Dikkat edeceğiz. İlginize teşekkürler.