Turkish Airlines Eurolague’de Final Four geçtiğimiz hafta sonu Milano’da oynandı. CSKA Moskova, Maccabi Tel Aviv, Barcelona ve Real Madrid arasında kıyasıya geçen mücadeleler sonunda mutlu sona ulaşan Maccabi 9 yıl sonra yeniden Euroleague’in zirvesine çıkarken, geçen sene finalde Olympiakos’a yenilen Real Madrid bu sefer de Maccabi’ye mağlup olarak 2.olmaktan kurtulamadı. Yarı finalde Maccabi’ye şok biçimde kaybeden CSKA Moskova 3.lük maçında da Barcelona’ya mağlup olurken, yarı finalde ezeli rakibi Real Madrid’den 38 sayı fark yiyerek taraftarlarını üzen Barcelona bu 3.lük ile taraftarlarının biraz olsun gönlünü aldı. Final Four’un MVP’si ise Maccabili yıldız Tyrus Rice oldu. Şimdi de Final Four’un hikayesine kısaca göz atalım:
Yarı Final 1:Pes Etmeyen Maccabi
Yarı finallerin ilk maçında Maccabi Tel Aviv ile CSKA Moskova karşılaştı. Karşılaşmanın ilk çeyreği CSKA’nın 19-16 üstünlüğüyle geçilirken, 2.çeyrekte sert savunması ile oyuna ağırlığını koyan Rus ekibi tempoyu düşürerek Maccabi’ye kolay sayı şansı tanımadı ve soyunma odasına 38-30 üstün gitti. 3.çeyrekte tempoyu tamamen kontrol eden ve farkı daha da açan CSKA çeyreğin sonlarına doğru farkı 15 sayıya çıkardı:55-40 Bu noktada ben de dahil olmak üzere Maccabi’yi destekleyen birçok kişinin maçın sonucunun artık belli olduğunu düşündüğünü tahmin ediyorum. 3.periyodun sonunda birazcık kıpırdanan İsrail ekibi son çeyreğe 55-44 geride girdi. Son çeyrekte ise sahada tam bir Maccabi rüzgarı vardı. CSKA’ya kolay sayı şansı tanımayan ve bu şekilde tam da istediği gibi tempoyu yükselten İsrail temsilcisi rakibine adım adım yaklaştı ve son dakika içinde maçı dengeledi. Son 13 saniyeye 1 sayı önde giren CSKA, hücum ederken topu kaybedince maçın yıldızlarından olan Tyrus Rice hızlı hücumu iyi değerlendirdi ve maçı Maccabi son periyottaki mucizevi geri dönüş ile maçı 68-67 kazanarak finale çıktı.
Maçı özetlemek gerekirse, ilk 3 periyodu ve son periyodu ayrı ayrı 2 maç olarak düşünebiliriz diyebilirim. Son periyoda kadar tempoyu düşük tutarak her ne kadar yüksek seviyede bir oyun oynamasa da Maccabi’yi adeta uyutan CSKA, Sasha Kaun ve Teodosic ile de oyun kontrolünü elinde tutarken, son periyotta tempoyu yükselttiğinde her takım için tehlikeli bir rakip olduğunu önceden de söylediğim Maccabi, rüzgarı arkasına aldığında neler yapabileceğini gösterdi. Tyrus Rice ve 34 yaşında olmasına rağmen oldukça tehlikeli bir üçlükçü olan David Blu’nun yıldızlaştığı periyotta bu sezonki geri dönüşlerine bir yenisini ekleyen Maccabi, muhteşem biçimde finale çıkmayı başardı.
Yarı Final 2:El Clasico’da Real Fırtınası
Yarı finalin 2.maçında ise geçen seneki gibi El Clasico oynandı. 2 İspanyol devinin karşılaşmasında, ilk çeyrek 20-20 eşitlikle geçilirken 2.periyotta üstünlüğü eline alan Real soyunma odasına 45-37 önde gitti. 3.çeyrekte takımın beyni Sergio Rodriguez önderliğinde rakibini bir anda sürklase eden Real, farkı 25 sayıya çıkardı ve son periyoda 73-48 önde girdi. Son periyotta da üstünlüğünü sürdüren Real Madrid, maçtan 100-62 galip ayrıldı ve 2.finalist oldu.
Bu maçla ilgili her ne kadar söylenecek çok bir şey olmasa da, Real Madrid ritmini bulduğunda Avrupa’da rakip tanımayacağını, yine Avrupa’nın en yüksek bütçeli takımlarından birine 38 sayı fark atarak gösterdi. Maçta kendi yıldızlarının yüksek performans göstermesiyle, rakibin yıldızlarının oyunun içine girmesine izin vermeyen Madrid ekibi, El Clasico’da rakibine en ağır yenilgilerinden birisini tattırmış oldu.
3.lük Maçı: Barça Gönül Aldı
CSKA Moskova ile Barcelona’nın karşılaştığı 3.lük maçında, 2 tarafın da bir “bitse de gitsek” havası içinde olduğunu söylesek yanılmış olmayız.2 takımın da savunmayı çok sert tutmadığı maçta, ilk periyodu CSKA 24-21 önde geçerken 2.çeyrekte Navarro ile etkili olan Barcelona ilk devreyi 50-47 önde geçti. 3.periyotta yine Navarro ile etkili olan İspanyol temsilcisi son 10 dakikaya 69-64 önde girerken son periyotta oyundan düşen CSKA karşısında farkı açtı ve maçı 93-78 kazanarak sezonu 3.lükle bitirdi.
Her ne kadar 2 takım da demoralize olmuş bir biçimde maça çıksa da, sezonun genelinde daha iyi bir oyun sergileyen Barcelona’nın bunun da etkisiyle üstün olan taraf olduğunun söyleyebilirim. Önceki sezonlara benzer bir şekilde Top 16 ve çeyrek finallerde oldukça korkutucu bir performans sergiledikten sonra yarı finalde elenen Katalan ekibinde, yıldızlarla dolu bir kadro ve oturmuş bir düzen olmasına rağmen, psikolojik olarak Final Four’u kaldıramama sorunu dikkat çekiyor.(Bu kadar çok tecrübeli oyuncunun olduğu bir takımın bu sorunu yaşaması ayrıca ilginç). Sezon boyunca düşe kalka ilerleyen CSKA ise, hiç de iyi sinyaller vererek gelmediği Final Four’da, bütün maç önde götürdükten sonra kaybettiği yarı finalden sonra, 3.lük maçında da oldukça durağan bir oyun sergiledi. Sezon boyunca büyük takım olmanın etkisini gösteremeyen Rus temsilcisinde, gelecek sene için oyun sisteminde bazı köklü değişiklikler yapılması şart gibi gözüküyor.
Final: Milano’da Her Yer Sarıya Boyandı
Avrupa’nın kulüpler bazında en büyüğünü belirleyecek maçında ise, Maccabi Tel Aviv ile Real Madrid kozlarını paylaştı. Maça iyi başlayan taraf Maccabi olurken, Real Madrid daha sonra kontrolü eline aldı ve ilk çeyreği 16-15 önde geçti. 2.çeyrekte bir ara 11 sayı geri düşen Maccabi yine pes etmezken 34’lük skorer Blu ve Rice’ın sayılarıyla farkı 2 sayıya indirdi:35-33. 3.periyotta ise karşılıklı sayılar göze çarparken, bir Maccabi bir Real Madrid’in öne geçtiği periyodu Madrid 55-53 önde kapattı. Son periyotta da büyük çekişme sürerken, Maccabi son dakikaya 4 sayı önde girerek büyük bir avantaj yakaladı. Ancak bu avantajını koruyamayan İsrail temsilcisi, farkın kapanmasına engel olamadı ve 73-73 ile uzatmaya gidildi. Uzatmada Tyrus Rice’ın yıldızlaşmasıyla art arda basketler bulan ve savunmada da Madrid’e kolay sayı şansı tanımayan Maccabi 9 yıl sonra mutlu sona ulaşarak 5.kez bu kupanın sahibi oldu.
Öncelikle iki takımı da sezon boyunca gösterdiği üstün mücadeleden ve finaldeki performanslarından dolayı tebrik etmek gerekiyor. Ancak David Blatt’ın önderliğinde, diğer büyük takımlara göre daha düşük bütçe ile kurulan ancak tamı tamına doğru parçaların bir araya gelmesiyle istediği oyunu oynadığında ne kadar tehlikeli olduğunu şampiyon olarak gösteren Maccabi ayrı bir tebriği hak ediyor. Basketbolda yıldızları bir araya getirmekten çok doğru oyuncuların bir araya gelmesi ve onlara uygun bir sistemle nasıl gerçek bir takım olunduğunu gösteren Maccabi, yarı finaldeki geri dönüşü ve finalde Real Madrid’in her vuruşuna yılmadan cevap vererek şampiyonluğu sonuna kadar hak etti. Üst üste 2.defa favori olarak gelip finali kaybeden Madrid ise, sezon boyunca Sergio Rodriguez ve Rudy Fernandez önderliğinde fırtına gibi estiği Euroleague’de şampiyonluğun kıyısından dönerek büyük bir hüsran yaşadı.
Turkish Airlines Euroleague’de 2013-2014 sezonu Maccabi Tel Aviv’in şampiyonluğu ile tamamlandı. Başta Maccabi olmak üzere, bütün takımları verdikleri mücadelelerden dolayı tebrik ediyor, gelecek sezon takımlarımızın daha başarılı olmasını ümit ediyoruz.