Efsanevi grup Pink Floyd‘un beklenen albümü “The Endless River” sonunda dinleyicilerinin beğenisine sunuldu. Uzun bir aradan sonra gelen bu albüm, 20 yıl önce “The Divison Bell” albümü hazırlanırken kaydedilen ancak yayınlanmayan kesitlerin bir araya getirilmesinden oluşuyor ve büyük ihtimal Pink Floyd adı altında görebileceğimiz son albüm olma özelliğini taşıyor. Her ne kadar bu albüm 1994 kayıtlarının revize edilmesinden oluşsa da, dinlerken bir “Wish You Were Here” havası hissetmek mümkün.

The Endless River, 2008 yılında hayatını kaybeden grup üyesi Richard Wright‘tan çok fazla iz taşıyor. Albüm, son şarkısı olan “Louder Than Words” şarkısı dışında tamamen enstrümental şarkılardan oluşuyor. Bu şarkıların arasında en çok dikkat çekeni, Richard Wright’ın anısına yazılmış olan “Anısına” adlı şarkı. Bu parçada diğerlerinin aksine klarnet ve saksafon gibi farklı enstrümanlar kullanılmış. Benim en beğendiğim şarkı da bu oldu. İsrailli klarnetçi Gilad Atzmon‘un kattığı oryantal hava nedeniyle Gilmour, bu şarkıya Türkçe bir isim koymayı tercih etmiş. “Anısına” adlı şarkının yanında “Allons-y(1)” ve “Allons-y(2)” adlarında Fransızca isimli şarkılar da bulunmakta.

Albüm, on sekiz şarkıdan oluşuyor ve elli üç dakika sürüyor. Şarkılar uzunluk bakımından genel olarak kısa ve öz, nitekim on sekiz şarkının dokuzu iki dakikadan daha kısa sürüyor. Albümdeki “Talkin’ Hawkin’” adlı şarkı “The Divison Bell” albümündeki “Keep Talking” şarkısının devamı niteliğinde yazılmış. Bu şarkıda da Stephen Hawking‘in “Keep Talking” şarkısındaki ses kaydını duyuyoruz. Bunların yanı sıra, albümde bir de Nick Mason‘ın solo bateri çaldığı iki dakika otuz yedi saniyelik “Skins” adında bir şarkı da mevcut.

Genel olarak rahatlatıcı bir ambiyansı olan albüm, Pink Floyd hayranları tarafından çok farklı tepkilerle karşılandı. Büyük oranda beğeni toplasa da; olumsuz eleştiride bulunan dinleyiciler de oldu. Mesela albümün çok fazla David Gilmour etkisinde olması, “Pink Floyd’dan çok Gilmour’un solo albümlerini andırıyor” gibi tepkilerin gelmesine neden oldu.

Şarkılarda tipik Gilmour gitarı kendini belli etse de, bence bu albüm klasik bir Gilmour albümünden çok daha fazlası. Benim tavsiyem, kimsenin ne dediğine kulak asmadan bu albümü sindire sindire dinlemeniz yönünde. Çünkü bir daha yeni bir Pink Floyd albümü görmemiz pek olası değil.

70’lerin film müziklerini andıran “Anısına” adlı şarkı:

http://www.youtube.com/watch?v=qYICgRaH2cU

Leave a Reply