Borussia Dortmund’da çok başarılı bir 7 yılı geride bırakan Alman teknik adam Jürgen Klopp’un mirasını 1 Temmuz’da başka bir Alman teknik adam Thomas Tuchel devralacak. Her iki çalıştırıcının da tip olarak kendi futbol anlayışlarındaki göze çarpan benzerlikler, Dortmund CEO’su Hans- Joachim Watzke ve takım menajeri Michael Zorc’un Tuchel yönündeki tercihini daha anlaşılır kılmakta.
Tuchel’in hem futbol bilgisi hem de kişiliğiyle Almanya’daki sayılı birkaç hocadan biri olmasından dolayı, Dortmund’da sonucunu şu an için bildiğimiz Klopp – Tuchel değişikliği için ancak böyle kendine güvenen bir isim öngörülebilirdi.
Buraya kadar özetlediklerim ile bu yazımdaki amacımın;– bir BVB taraftarı olarak- yerinin asla doldurulamayacağına inandığım Klopp’un ardından duygusal bir yazı kaleme almak olmadığını belirtmek isterim. Aksine duygularımızı şimdi biraz daha içimizde yaşamaya devam edip Dortmund’un geleceğine dair zihinlerdeki belirsizlikleri daha somut ve görünür kılmak için takımı bekleyen yeni teknik adam Thomas Tuchel’i, Klopp ile olan ortak yönleri ve farklılıkları bağlamında 6 temel nokta üzerinden değerlendirmeye çalışacağım:
Futbol Felsefesi
Klopp takımını her zaman topa karşı çalışma yapan bir ekip olarak tanımlamıştır. Agresif bir baskı ve rakibi sıkıştırma gibi önemli alanlardaki sayıca üstünlüğe önem verir. Topu kazandıktan sonra, tempo futbolunda ve hızlı geçişlerde, katı sürat koşu yolları ile doğrudan rakip kaleye gitmeyi takımına oturtmuştur.
Tuchel ise Pep Guardiola’nın oyun yolundan esinlenmiştir ve bu nedenle Guardiola Futbolu‘nun savunucusu olarak kabul edilir. Farklı varyantları ve orta sahada düşük seviye geçiş kombinasyonları ile yapılandırılmış bir oyun kurmaktadır. Ancak Tuchel Mainz’da geçirdiği 5 yıl içinde topa sahip olma ve geçiş futbolunda şeklinde bir karışım ile oyununu kurdu, çünkü Guardiola Futbolu(topa sahip olmadaki üstünlük) kendisine bireysel bir kalite getirmedi. Bunun yanı sıra; baskı, kuvvet, tempo ve ileride basma Tuchel’in esnek oyun stilini oluşturmakta.
Sistem ve Taktik Anlayış
Klopp top rakipteyken 4-4-2 şeklinde bir saha içi dizilimi tercih ederken; topa kendi takımı sahip olduğunda ise 4-2-3-1’den yanadır. Ana oyun yapısındaki herhangi bir değişikliği pek sıklıkla tercih etmez. Eğer bir takım temel düzeninde ve bununla bağlantılı prensip ve akış içerisinde ise evindeymiş gibi hissetmesi gerektiğine inanır.
Tuchel ise top rakibindeyken 4-4-2 ve 4-3-3(hücumsal bir baskı için) dizilişlerini kullanırken; topa sahip olduğunda ise 4-2-3-1 diziliminden faydalanır. Ama onun aklında her zaman; değişik oyuncu tipleri ile pozisyonları tutmanın “ayrıntıları değişen bir temel sistem”i etkileyebileceği fikri vardır. Tuchel, topa sahip olarak ve geçiş oyunlarıyla Mainz’da işleri gereğince yürütmüştür. 90 dakika boyunca oyun ilerledikçe rakibe bağlı olarak her zaman oyuncularına yeni görevler yükler. Böylelikle bazen maçın ikinci devresinde bazen de dakikalık aralıklarla sahadaki temel düzeni değiştirir.
Eğitim Felsefesi
Klopp bu alanda büyük ölçüde yardımcı antrenör Željko Buvač’a güvenir. Buvac, hem yoğun ve kompleks hem de bir o kadar rekabetçi oyun ve egzersiz formlarının mucidi olarak kabul edilir. Ancak o da sezon sonunda Klopp ile birlikte takımı bırakacak isimler arasındadır.
Tuchel’in eğitimi de karmaşık ve rekabetçi oyunlarla karakterize edilmiştir. Tecrübeli hoca aynı zamanda devamlı değişen ve oyuncuları harekete geçirecek kurallar ile farklı küçük oyun alanları tercih eder. Tüm teknik ve taktik ihtiyaçlarını temsil eden bu oyun şekilleri ağırlık yönlendirmeleriyle de bütünleştirilmiştir.
Yönetim Tarzı
Klopp koşulsuz ve şartsız “patron”dur. Sert, beklentileri yüksek ve herhangi bir sorun olduğunda uzlaşmaz bir tutuma sahiptir. Ancak oyuncularının manevi ihtiyaçlarına ince bir his ile yaklaşır. Onu bir insan sarrafı olarak tanımlamak da mümkündür ki bu sayede onun doğal duyarlılığı kendini gösterir ve ikna etme kabiliyeti sayesinde de bir grupla samimi bir şekilde kaynaşabilir.
Tuchel de aynı ölçüde patron olmasının yanı sıra bir o kadar sert ve de zahmetlidir. Ayrıca performans ve oyuncularla iş birliği noktasındaki beklentilerinde de oldukça tutarlıdır. Klopp’un aksine, duyarlılık ve empatiye başvurmak yerine zihinsel/psikolojik analizleri dikkate almıştır.
Entelektüel, Retorik ve Motivasyon
Klopp son derece zeki ve spor bilimleri alanında üniversite diplomasına sahip bir futbol adamıdır. Onun bu eğitimi, iyi bir psikoloji alanında okumak olarak da kabul edilir. Klopp aynı zamanda son derece duygusal ve parlak bir konuşmacıdır ve dilin araçları ile yaratıcı bir şekilde oynayıp insanları etrafına toplamayı becerebilmektedir.
Tuchel de Klopp’dan daha az zeki görünmüyor. Keza o da işletme alanında bir diplomanın yanı sıra psikolojinin özel bir alanında çok iyi derecede bilgiye sahip. Bu açıdan baktığımızda Tuchel’in hayatının başlangıcında bir futbol teması göze çarpmamaktadır. Tuchel de insanların duygularını harekete geçirebilecek kadar yetenekli bir konuşmacı ama onun gücü daha çok oyuncularını, oyundaki bütün belirsizliklere hazırlamasında yatar. Sürekli daha ileri bir eğitim için daha yüksek bir hazırlık ve daha fazla eğilim ilkesini benimsemektedir.
Taratfarlar ile İlişkiler
Klopp her zaman taraftarlara yakın bir dil/telaffuz ararken; Tuchel ise taraftarlara uzak bir dil benimsemektedir.
Kaynakça:
1–http://de.wikipedia.org/wiki/J%C3%BCrgen_Klopp
2–http://de.wikipedia.org/wiki/Thomas_Tuchel
3–http://www.stern.de/sport/fussball/thomas-tuchel-die-heimliche-hauptfigur-hinter-juergen-klopps-abschied-2187330.html
4–http://www.sueddeutsche.de/sport/borussia-dortmund-das-ende-der-pubertaet-1.2439000
5–http://www.espnfc.com/blog/espn-fc-united-blog/68/post/2382625/the-next-klopp-thomas-tuchel-in-demand-as-football-hipsters-latest-favourite
6–http://www.n-tv.de/sport/fussball/Thomas-Tuchel-der-Unbelastete-article14922956.html?utm_source=RUN_stern&utm_medium=text&utm_campaign=veeseo_RUN