İrlandalı ünlü yazar Samuel Beckett’in ünlü eseri Waiting for Godot absürd bir tiyatro eseridir. Ana karakterler Vladimir ve Estragon herhangi bir görselliğe sahip değildir. Estragon anlık olayları düşünüp, temsil ederken Vladimir düşünceyi, zekayı temsil eder. Tıpkı Vladimir Micov gibi. Bundan iki sene önce Galatasaray saflarına katılan Sırp oyuncu belki de kulübün tarihine ismini yazdıracağından habersizdi.
Galatasaray adına oldukça kötü geçen ve birçok oyuncunun maaşlarının ödenmemesi sebebiyle sezon içinde takımdan ayrıldığı bir ortamda kalmayı seçti ve geçtiğimiz sezona da maaşında indirim yapmayı kabul ederek başladı. Evet Micov bir Sırp ve doğuştan bir Galatasaray taraftarı değil. Ancak onu bu kulüp için unutulmaz ya da efsane yapacak olan şeyler bambaşka. Oktay Mahmuti Galatasaray erkek basketbol takımını çalıştırdığı dönemde verdiği bir röportajda “Oynadığınız takımı tutmanız ya da çok sevmeniz önemli değil. Önemli olan; o takıma neler verdiğinizdir” minvalinde bir cümle söyler. İşte bu cümle tam olarak Micov’u tanımlamaktadır. Elbette ki; takımdan ayrılmayışı ve ücretinde fedakarlıklar yapması göz ardı edilecek olaylar değil ancak Micov’un iki sene içinde gösterdiği performans şapka çıkartılacak cinsten.
2.01 boyunda olan ve kısa forvet pozisyonunda oynamasına rağmen takımda yaşanan sakatlıklarla 4 numarada da görev alan ve hiçbir şekilde sorumluluktan kaçmayan bir oyuncu Micov. Fizikli ve ağır bir oyuncu olmasına rağmen bu handikaplarının hepsini yüksek oyun zekası ve top hakimiyeti ile örtüyor. Micov bu oyun zekasının sinyallerini Galatasaray’ın 2014-2015 Euroleague sezonunda Abdi İpekçi’de oynanan Neptunas maçında vermişti. Maç boyunca sadece 4 atış yapan ve buna rağmen 25 verimlilik puanı üreten bir oyuncudan bahsediyoruz. Oyuna sadece sayı değil, asist ve ribaund alanında da katkıda bulunması onu en kıymetli yapan detaylardan bir tanesi.
Öyle ki; Ergin Ataman’ın saha içindeki beyni olan bir oyuncu Micov. En son Arroyo’da gördüğümüz bu özgürlük artık tamamen Micov’un. Zaten Ergin Ataman’ın Eurocup yarı final rövanş karşılaşmasının son topunu Micov’a kullandırması da bunun kanıtı. Micov’un sezgilerine ve zekasına sorgusuz güvenen takım arkadaşları da onun bu performansındaki en önemli etmenlerden biri.
Galatasaray forması altında üçüncü senesine girecek olan Micov bu sene de taraftarın ve Ergin Ataman’ın en çok güvendiği oyuncu konumunda. Evet belki Micov oyunu çember üstünde oynayan, patlayıcılığı ve atletizmi ile tribünleri havaya sokan bir oyuncu olarak gözükmüyor ancak parkeye koyduğu zeka ve sporcu karakteri onu izleyenleri kendine hayran bırakmaya yetiyor da artıyor bile.